'Katar vakası I. Dünya Savaşını başlatan suikast gibi'
Katar'ın izole edilmesiyle başlayan krizde, Batı medyası savaş senaryoları yazmaya başladı. Asıl hedefin İran olduğu ve Sünni ülkelerin uzun zamandır bir savaş istediği iddialar arasında
DÜNYA- Katar ile 9 ülke arasında baş gösteen kriz, I. Dünya savaşını başlatan Franz Ferninand'a Saraybosna'da gerçekleştirilen suikaste benzetildi.
Foreign Policy yazarlarından Simon Henderson'un kaleme aldığı yazı, Sünni ülkeleri uzun bir zamandır İran ile bir savaş istemekle suçladı.
Katar'ın IŞİD ve Müslüman Kardeşler'e destek vermesi abargonun asıl nedeni olarak görülüyor.
Makalenin yazarı, ancak şu anki durumda Suudi Arabistan’ın ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) hedefinin İran olmayıp, uzun süredir Körfez Ülkelerinin Tahran ile ilgili ilişkiler konusunda güttüğü politikadan fraklı tutum izleyen Katar’ın olduğunu öne sürdü. Dün birçok Arap ülkesi, Doha’yı teröristlere destek vermekle suçlayarak, Katar ile diplomatik ilişkilerini kesmişti. Riyad ayrıca Katar Havayolları'nın işletme ruhsatını iptal etti ve Katar ile deniz ve kara sınırlarını kapattığını duyurdu. Tahran’ın Katar’a 3 deniz limanını vermeye hazır olduğu bildirilirken bu jest muhtemelen Riyad ve Abu Dabi tarafından Doha ile Tahran’ın ‘kalleşçe’ kurduğu bağlantının bir teyidi olarak kabul edilecek.
'TİLLERSON, EXXONMOBİL'DEN DOLAYI AVANTAJLI POZİSYONDA'
Henderson, patlamaya hazır hale gelen gerilimin düşürülmesinde Washington’un çok önemli rolde olabileceğini ve hatta ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’un göreve başlamadan önce Katar’ın enerji sektöründe en önemli yabancı aktör durumunda olan ExxonMobil’in başında bulunmuş olması nedeniyle şu anda çok avantajlı bir pozisyonda olduğunu belirtti.
Yazar, "Washington hızlı hareket edip, savaşa yönünde atılan bu adımları durdurmalı, toplu katliamların başlamasını beklememeli" ifadelerini kullandı.
KATAR’IN BULUNDUĞU DURUM FİYATLARI NASIL ETKİLER?
Öte yandan Sputnik’e konuşan Navigator Principal Investors LLC Fonu Başkanı Kyle Shostak, Katar ile birçok komşu ülkenin ilişkilerini kesmesinin, OPEC üyeleri ve örgüte üye olmayan ülkelerin arasında petrol üretimini kısma konusunda varılan anlaşma için çok ciddi sorunlar yaratabileceğini, dünya benzin tüccarlarının baş ağrılarını arttırabileceğini ve hidrokarbon piyasasını genel olarak istikrarsızlığa ve gerilime sürükleyebileceğini açıkladı.
Shostak, "Diğer OPEC üyelerine göre Katar’ın petrol üretimindeki payı en düşük, yılda yaklaşık 600 bin ton ediyor. Dolayısıyla bu ülkede yapılan üretim, borsalardaki fiyatlamalarını minimum seviyede etkiler" dedi.
SHOSTAK: ANLAŞMANIN YERİNE GETİRİLMESİ TEHLİKEYE GİRDİ
Katar ile ilgili durumun OPEC üyeleri ve Rusya dâhil örgüte üye olmayan ülkelerin arasında petrol üretimini kısma konusunda varılan anlaşmanın yerine getirilmesini tehlikeye attığını ifade eden Shostak, "Psikolojik etki şöyle olur, OPEC üyeleri arasında o kadar ciddi ihtilaflar varsa, o halde zaten büyük zorluklarla varılan bu anlaşmanın uygulanabilirliği konusunda soru işaretleri olacak. Ayrıca eskiden de olduğu gibi ABD’deki üretim beklentisi kısa zamanda sinirlerin gerilmesine neden olacak" diye konuştu.
En büyük dünya gaz tüccarlarının da bu durumdan zarar görebileceklerini söyleyen Shostak, "Katar dünyanın en büyük gaz üreticilerinin arasında lider konumunda ve çok sayıda ülkeyle kontrat ilişkileri mevcut. Örneğin Katar’ın en büyük gaz alıcısı Mısır’dır. Dolayısıyla bu durum, Katar’a yaptırımların tüm nakil hatlarını da etkileyeceği için aslında çok karışık" ifadelerini kullandı.