PKK'li Helin Ümit: AKP süreci geriye çekiyor
PKK yöneticilerinden Helin Ümit, Öcalan'ı 'baş müzakereci' olarak belirlediklerini, komisyonun Öcalan'ı dinlemesi gerektiğini belirtti. Bahçeli'nin açıklamalarını da değerlendiren Ümit, AKP'nin ise 'süreci geri çektiğini' söyledi. Ümit, düşen kargo uçağı ile ilgili de çarpıcı açıklamalar yaptı.
Artı Gerçek - PKK'nin üst düzey yöneticilerinden Helin Ümit, Kürt sorununun çözümü kapsamında başlatılan süreç, süreçte AKP'nin tutumu ve MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin açıklamarını değerlendirdi.
Medya Haber televizyonuna konuşan PKK'li Ümit, Meclis’teki komisyonun PKK lideri Abdullah Öcalan'ı dinlemesi gerektiğini belirtti ve "Kürt varlığı Türkiye Cumhuriyeti’nin bir parçası olacak mı, olmayacak mı? Komisyonun bu soruya cevap vermesi lazım” dedi.
Öcalan'ın 27 Şubat açıklamasının üzerinden 9 ay geçtiğini hatırlatan Helin Ümit, devletin sürece 'doğru yaklaşması' gerektiğini, Kürt tarafının üzerine düşen tüm adımları attığını söyledi.
'KOMİSYON TEMEL MUHATABI DİNLEMEDİ'
Meclis'te kurulan Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun çalışmalarına da değinen Ümit, mevcut haliyle komisyonun 'oyalama komisyonuna' dönüştüğünü söyledi.
Komisyonun birçok kesimi dinlediğini vurgulayan Helin Ümit, "Fakat en temel muhatabı dinlemediler" diyerek diyerek Öcalan'ı dinlemediğini belirtti ve 12'nci kongrede PKK'nin Öcalan'ı 'baş müzakereci' olarak belirlediğini hatırlattı.
'TÜRK DEVLETİ KÜRTLERLE NE YAPACAĞINA KARAR VERMEK ZORUNDA'
Mevcut komisyonun önünde 'bir iki görev' olduğunu vurgulayan Ümit şöyle devam etti:
"Bunlardan bir tanesi şu: Önder Apo’yu dinleyecek ama Önder Apo ile tartışmak zorunda. Niye tartışmak zorunda? Şimdi güncel olarak 21. yüzyılın bu vaktinde, bu zamanında Kürt varlığı artık inkâr edilemez düzeyde açığa çıktıysa, bölgesel bir aktör olduysa, artık asimilasyon ve soykırım politikalarıyla Kürtlere yaklaşım gerçekleştirilemezse, Türk devleti ne yapacak bu Kürtlerle? Karar vermek zorunda.
Yani Kürt varlığı Türkiye Cumhuriyeti’nin bir parçası olacak mı, olmayacak mı? Eskisi gibi asimilasyonist ve soykırımcı politikada mı ısrar edecekler? Yoksa Kürt varlığı kabul edilecek mi? Komisyonun bu soruya cevap vermesi lazım. Kürt var mı, yok mu? Varsa hakları var mı? Hakları varsa bu hakları verilecek mi? Bu kadar basit sorular."
BAHÇELİ'NİN AÇIKLAMALARI
Konuşmasının devamında Devlet Bahçeli'nin açıklamalarına da değinen Helin Ümit şunları ifade etti:
"Devlet Bahçeli’nin geçen hafta konuşmaları vardı. Güzel de konuştu, iyi konuştu. Kurucu önderlik olarak yine önderliğimizi ifade etti. Biz buna da anlam veriyoruz. Burada ikili bir anlam yüklediğini de düşünüyorum ben. Fakat az söylüyor. Yine de yetersiz söylüyor.
Evet, Devlet Bahçeli’nin de söylediği gibi, Önder Apo, yani şimdiye kadar söylediklerinin hepsini yerine getirdi, sözünü tuttu. Çünkü Önder Apo sözünün insanıdır. Peki Bahçeli’de söz nerede? Bahçeli Ekim ayı konuşmasında ne demişti? Demişti, partiyi feshetsin, gelsin Meclis'te, DEM Parti grubunda siyaset yapsın. Hani nerede? Önderliğimizin üzerine hâlen kilit vuruluyor. Umut hakkı ilkesinden yararlansın. Hani nerede? Yani evet biz sözümüzü tutuyoruz.
'YASAL ZEMİN OLUŞTURULMALI'
Önder Apo’nun siyasi ve hukuki haklarının tanınmasını ve siyaset yapar hale gelmesini istiyoruz. PKK feshedildi. Biz Önder Apo’nun oluşturacağı yeni siyasi harekete katılmak istiyoruz ben ve tüm yoldaşlarım. Fiziki özgürlüğünün sağlanması lazım. Bu çerçevede yasal ve hukuki zeminin oluşturulması gerekir. İkinci önemli gördüğüm husus da buydu.
'AKP SÜRECİ GERİYE ÇEKİYOR'
Bence süreci geriye çeken AKP cenahıdır. Başta da Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır. Yani olmasın demiyor, karşıtım demiyor. Fırsat kolluyor, gelişmeleri izliyor. Fakat pratikte de olmaması için her şeyi yaptırıyor. Çünkü onlara bağlı o medya çevresi 24 saat olmaması için ellerinden geleni yapıyorlar. Şimdi mesela AKP içerisinde sözde 'tabanımız karşıdır' tartışması yürütülüyormuş. E, karşıysa sen çalışmadığın içindir. Sen süreci anlatmadığın içindir. Sen ikna olmadığın içindir. İstedikleri her konuda, her kararı kendi parti yapılarına ve tabanlarına kabul ettirebilen bir AKP gerçekliği var. Eğer olmuyorsa, ikna olunmuyorsa, yapılmıyorsa bu istenmediği içindir."
'AZERBAYCAN'DA UÇAĞIN DÜŞMESİ ŞÜPHELİ'
Azerbaycan’dan Türkiye’ye dönerken Gürcistan üzerinde düşen ve 20 askerin hayatını kaybettiği C-130 kargo uçağı hakkında konuşan Ümit, olayı “şüpheli” olarak değerlendirdi.
Ümit, “Çok şaibelidir. Yani hemen ertesi gün komisyon bir araya gelecekti” dedi.
Olayın zamanlamasının dikkat çekici olduğunu söyleyen Ümit, 1993’te Bingöl’de 33 askerin yaşamını yitirdiği saldırıyı hatırlatarak, bu olayın “dış müdahale olasılığını” düşündürdüğünü söyledi.
Ümit, “Evet, 33 asker olayı Türkiye’nin içteki kontrgerilla, yani derin devlet işiydi. Bu tam olarak öyle değil ama bir dış müdahale gibi geliyor bana. Niye böyle bir dönemde benzer bir şey oldu?” ifadelerini kullandı.
İran’ın eski Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin düşen helikopterini hatırlatan Ümit, “Azerbaycan’daki İsrail etkisine” dikkat çekerek olayın Türkiye’de milliyetçi bir dalga oluşturmak amacıyla kullanılabilecek bir provokasyon olabileceğini söyledi.
Ümit, “Süreç hâlen çok hassastır, kırılgandır. Başta Türkiye olmak üzere Ortadoğu’da halklara dönük tehlike ortadan kalkmış değildir” dedi.
Türkiye'nin Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Suriye'deki sürecin geriye çekildiğini belirten Ümit, Fidan'ın tutumunun 'Kürt anasını görmesin tutumu' olduğunu söyledi.
Ümit, "Bu tutumuyla da hem Suriye’deki entegrasyon ve Suriye’nin birliğini zorlayan bir konumdadır" dedi. (HABER MERKEZİ)