Morning Star: Van'da mülteciler kötü muamele görüyor
21 Aralık 2020 Pazartesi günü Artı TV'de yayınlanan 'Global Medya Günlüğü'nde seçilmiş altı yazının özetleri...
21 Aralık 2020 Pazartesi günü Artı TV'de yayınlanan 'Global Medya Günlüğü'nde seçilmiş altı yazının özetleri:
NEW YORK POST, AMERİKA BAŞKANI BIDEN'IN GÖREVE GELDİĞİNDE TÜRKİYE İLE İLİŞKİLERİNDE TRUMP VE OBAMA POLİTİKALARINDAN KOPMASI GEREKTİĞİNİ YAZIYOR
YAYIN KURULU
NEW YORK POST/ABD
ABD-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ
New York Post gazetesinde yayın kurulu tarafından kaleme alınan analiz haberde, Amerika'nın yeni başkanı Biden'ın Türkiye-ABD ilişkilerini sıfırlayıp eski haline getirme fırsatına sahip olduğu belirtiliyor.
Başkan Biden'ın Trump'tan devralacağı zorlu dış politika konularından birinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Batı dostu olmadığı gerçeği ile yüzleşmek olduğu vurgulanıyor.
Erdoğan'ın yaklaşık on yıldır ve özellikle de 2016 yılından sonra, özgürlükleri ezdiği belirtilen haberde şu sözlere yer veriliyor:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan devlet gücünü bir zamanlar özgür olan basını tamamen etkisiz hale getirmek için kullandı.
Bu yıl sosyal medyayı hedefe koydu ve onları devlet casusluğu ve zulüm aracı olarak kullanmayı kolaylaştıracak yasalar getirdi.
Cumhuriyetin bir asırlık seküler yapısını radikal Müslümanlardan oluşan dindar bir nesil yaratmayı amaçlayan politikalarla sona erdirmek için çalışıyor" deniyor.
Türkiye'nin Rusya'dan savunma sistemlerini satın alması ile NATO müttefiklerini de şaşkına çevirdiğine de dikkat çekilen haberde Trump yönetiminin Türkiye'ye geçtiğimiz günlerde yaptırım kararını açıkladığı ancak bunun geç alınmış bir karar olduğu da vurgulanıyor.
"Biden Türkiye-ABD ilişkilerini sıfırlama fırsatına sahip" denen haberde Aslı Aydıntaşbaş'ın Washington Post haberinden alıntı yapılıyor.
Aydıntaşbaş "Trump Erdoğan'a karşı daha sert bir tavır almış olsaydı, Türkiye Batı'dan bu kadar sapmazdı ve insan hakları sicili bu kadar berbat olamazdı.
İhtiyaç duyulan şey, Erdoğan'ın otoriter içgüdülerini cesaretlendirmeyen açık bir mesaj verecek bir ABD yönetimi" diye yazıyor.
Haber, "Biden elbette bunu yapabilir. Biden'a şans diliyoruz - buna ihtiyacı olacak" sözleri ile bitiyor.
EURASIAN TIMES "İSRAİL'İN ÇOK SAYIDA İSLAM ÜLKESİ TARAFINDAN TANINDIĞINI, PAKİSTAN'IN İSRAİL'E KARŞI PES ETMESİ HALİNDE BUNUN KEŞMİR MESELESİNDE BİR EMSAL TEŞKİL EDECEĞİNDEN ENDİŞE ETTİĞİNİ YAZIYOR.
SMIRITI CHAUDRAY
EURASIAN TIMES/HİNDİSTAN
PAKİSTAN'IN İSRAİL İKİLEMİ
Smiriti Chaudray, İsrail'in Trump'ın da yardımı ile Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Sudan gibi çok sayıda Arap ülkesi tarafından tanınmaya başladığını yazıyor. Chaudray, Suudi Arabistan'ın da listeye katılması ile Pakistan dahil olmak üzere çok sayıda İslam ülkesine kapıların açılacağını savunuyor. Türkiye'nin de iki yıl aradan sonra Tel Aviv'e büyükelçi atadığına dikkat çeken Chaudray, Pakistan'ın bir ikilem içinde bulunduğunu ifade ediyor. Pakistan'ın müttefiki Suudi Arabistan ile sıkıntılı günler yaşadığını belirten Chaudray, "Birçok çabaya rağmen İslamabad Keşmir konusunda Suudilerden destek alamadı. Pakistan'ın Keşmir konusunda destek için baskı yapmasına öfkelenen Riyad, İslamabad'a vermiş olduğu bir milyar dolarlık faizsiz krediyi geri çekti" diyor. Pakistan'ın Arap Emirlikleri ile de arasının bozuk olduğuna dikkat çeken Chaudray, Pakistan Başbakanı İmran Han'ın Filistinliler haklarını alana kadar İsrail ile bağ kurmayı reddettiğini söylüyor. Analistlere göre, Pakistan'ın karşı karşıya olduğu ikilem, İsrail'e karşı pes etmesi halinde bunun Keşmir meselesinde bir emsal teşkil edeceğine inanması. Barış ve Çatışma Araştırmaları Enstitüsü'nde kıdemli araştırmacı Abhijit Iyer-Mitra'ya göre, Keşmir ile Filistin meselesi arasında bir bağlantı yok. İyer-Matra, "Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan'ın Pakistan konusundaki hayal kırıklığının İsrail ile ilgisi yok" diyor. Iyer Matra, Pakistan'ın Yemen savaşında ordusunu göndermeyi reddetmesinin iki müttefik arasında bir mesafe yarattığı görüşünde. Uluslararası ilişkiler uzmanı Nitin Ticku ise "Türkiye'nin İsrail ile bağlarını normalleştirmesi, İsrail'in Arap dünyası ile iyi ilişkileri sonrası Türkiye'yi kendi tarafına çekmek için bir girişim olabilir" yorumunu yapıyor. Ticku, Pakistan'ı bölgede yalnız bırakmak adına yeni dostu Türkiye'nin Hindistan ile arasındaki bağları iyileştirmesine yönelik girişimlerin olabileceğini de vurguluyor.
ARAB NEWS'DA YER VERİLEN, KÜRT ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA MERKEZİ'NİN SON ARAŞTIRMASINA GÖRE, TÜRKİYE'DEKİ KÜRT GENÇLERİN ÇOĞU YAŞADIKLARI AYRIMCILIK NEDENİYLE KARAMSAR"
MENEKŞE TOKYAY
ARAB NEWS/SUUDİ ARABİSTAN
TÜRKİYE'DEKİ KÜRT GENÇLERİ KARAMSAR
YADA Vakfı, Kürt Çalışmaları Merkezi ve Rawest Research Company tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye'deki Kürt gençleri kendini giderek daha fazla yabancılaşmış hissediyor.
Arab News'dan Menekşe Tokyay araştırmanın İngiltere Büyükelçiliği ve Heinrich Boll Stiftung'un desteğiyle, 15-29 yaş arasındaki bin 500'den fazla gençle gerçekleştirildiğini yazıyor.
Kürt gençliği, toplumun geri kalanına kıyasla daha karamsar. Türkiye'nin Batısında yaşayanlar arasında bu oran daha da yüksek. Araştırmanın detaylarına yer veren Tokyay, "Kürtlerin yüzde 70'i, Kürt kimlikleri nedeniyle ara sıra veya sık sık ayrımcılığa maruz kaldıklarını söylüyor.
HDP seçmenleri, diğer siyasi partilerin taraftarlarına göre daha fazla ayrımcılığa uğruyor. HDP yanlısı Kürt gençleri, başarısız barış girişimlerinden hem partilerini hem de PKK'yı suçluyor" diye yazıyor.
Arab News'a konuşan Rawest Research'ün direktörü Roj Girasun, Kürt gençlerinin HDP'nin siyasi arenada artan görünürlüğünden memnun oldukları için radikalleşmedikleri görüşünde. Girasun, "Ancak yine de bu gençler çoğunlukla mevcut hükümetin ülkedeki on yıllardır süren Kürt ihtilafını çözemeyeceğini düşünüyorlar" diyor.
Tokyay, muhalefet Kürt oylarını bölmek için kurulduğunu iddia etse de, muhafazakar Kürt gençlerine hitap etmek isteyen yeni bir partinin yakında kurulacağını da yazıyor. Tokyay araştırmaya göre, imkan bulması halinde Kürt gençlerinin çoğunun hem ifade özgürlüğü hem de istihdam açısından Batı ülkelerine göç etmek isteyeceğine de dikkat çekiyor.
MORNİNG STAR'DA YAYINLANAN BİR RAPORA GÖRE, VAN'DA MÜLTECİLER KÖTÜ MUAMELE GÖRÜYOR; İNSAN KAÇAKÇILARI ÇOK AZ CEZA ALIRKEN MÜLTECİLERE YARDIM EDEN SINIR KÖYLERDEKİ KİŞİLER ÇOK AĞIR CEZALAR ALABİLİYOR
HABER MERKEZİ
MORNING STAR/İNGİLTERE
MÜLTECİLERE KÖTÜ MUAMELE
Morning Star, Refugee Solidarity Network'ün Kasım ayında Türkiye'nin İran sınırını ziyaret eden heyetinin mültecilere yönelik işkence ve kötü muamelelerine yer veren raporundan söz ediyor.
Van'da hayatını kaybeden mülteci sayısının net olarak bilinmediğini yazan Morning Star haberinde, haziran ayında Van gölünde mültecileri taşıyan motorun batması sonucu en az 60 kişinin hayatını kaybettiği hatırlatılıyor.
Haberde heyetin Van'da bulunduğu günlerde meydana gelen motor kazasında ise 2 kişinin öldüğü ve 18 kişinin yaralandığına dikkat çekiliyor. Mülteci dayanışma ağı, organize insan kaçakçılığına karşı eylemlerin zayıf olduğunu ve ceza alanların iki aylık bir süre sonra serbest bırakıldıklarını açıklıyor.
Refugee Soldiarity Network'ün raporuna göre, insan kaçakçılarının aksine mültecilere yardım etmekle suçlanan sınır köylerin sakinleri ağır ceza riskleri ile karşı karşıya ve Türk ve İran güçleri tarafından vuruluyorlar. Rapora göre, son üç ayda sekiz Vanlı öldürüldü.
Haberde, "heyet, daha sıkı koruma önlemlerinin alınması ve mültecilere Türkiye'ye güvenli erişim hakkı sağlanması çağrısında bulundu" deniyor. Raporda mülteci kadınlara yönelik cinsel istismar ve tacizin sık gözlemlendiği belirtiliyor.
Morning Star geçtiğimiz ay yayınladığı haberde, İranlı bir kadının gözetim altında iken yetkililerin tecavüzüne uğradığına yer vermişti. İçişleri Bakanlığı verilerine göre, 2020 yılında 21 bin mülteci Van'a geldi, 16 bin mültecinin girişi reddedildi ve yaklaşık 4 bin 500 mülteci yasadışı yollardan giriş yaptı.
CAPITAL, TÜRKİYE'YE SAÇ NAKLİ İÇİN GELEN 19 İSPANYOLUN MEMLEKETLERİNE DÖNDÜKLERİNDE ŞEHİRLERİNE COVID-19 BULAŞTIRDIKLARINI YAZIYOR
JEREMY JOLY
CAPITAL/FRANSA
SEYAHATLERLE YAYILAN VİRÜS
Capital önceden planlanan saç nakli operasyonunu ertelemeyip İstanbul'a giden 19 İspanyol'un İspanya'ya geri döndükten sonra beldelerine covid-19 bulaştırdığını yazıyor.
Jeremy Joly, geri dönüşlerinden sekiz gün sonra 16'sının pozitif çıkması ile 6 bin 200 nüfuslu beldede vakaların sayısının arttığına dikkat çekiyor.
Joly, beldenin berberi tarafından organize edilen ve çok daha uygun fiyatlarla başarılı operasyonlar gerçekleştirmesi nedeniyle saç nakli için Türkiye'ye gelen İspanyolların İstanbul'da transferlerini özel bir minibüsle yaptıklarını yazıyor.
Joly minibüs şoförünün sonradan virüs taşıyıcısı olduğunun öğrenildiğini yazıyor. Sağlık yetkililerine göre, saç nakli operasyonları sonrası verilen antibiyotikler ilk günlerde semptomları gizlemiş olabilir.
Joly, İspanya'ya döndüklerinde pozitif olduklarını bilmediklerinden 19 İspanyol'un normal hayatlarına devam ettiklerini, virüsün ilk önce yolculardan birinin 85 yaşındaki annesinde tespit edildiğini yazıyor.
Sağlık yetkilileri Covid'li İspanyolların beldede 300 kişi ile temas ettiklerini, bu yüzden tüm dükkanların 17'den sonra kapanması ve Noel ve yılbaşı kutlamalarının yasaklanması kararının alındığını yazıyor.
Türkiye'ye giden grup ise sosyal medya üzerinden yaptıkları açıklamada, Türkiye'ye tatile gitmediklerini, tıbbi amaçlı yolculuklarını sağlık yetkililerine bildirdiklerini ve tüm güvenlik önlemlerini yerine getirdiklerini duyurdular.
THE GUARDIAN'DAKİ YAZIDA, RUSYA BAŞKANI PUTİN'İN AGRESİF POLİTİKALARININ GELECEĞİNDEN ENDİŞELİ BİR LİDERİN VE REJİMİN İŞARETİ OLDUĞU BELİRTİLİYOR
SHAUN WALKER
THE GUARDIAN/İNGİLTERE
ENDİŞELİ PUTİN
Shaun Walker pandemiye rağmen 2020'nin Rusya lideri Vladimir Putin için yoğun bir yıl olduğunu yazıyor. Walker Guardian'daki yazısında, "Kendisinin 2036 yılına kadar iktidarda kalmasını sağlayacak şekilde anayasayı değiştirdi.
Belarus'ta protestolar patlak verdiğinde nüfuzunu korumak için harekete geçti ve sonrasında Dağlık Karabağ'da çatışmalar alevlendi ve bu hafta yayınlanan çok sayıda kanıta göre siyasi rakibinin kimyasal silahla öldürülmesi emrini verdi" yorumunu yapıyor.
Trump'ın Beyaz Saray'daki zamanı sona ererken Putin'in iktidarda 22. yılına gireceğine dikkat çeken Walter, muhalefet lideri Navalny'e yönelik saldırının aslında geleceğe dair endişeleri olan bir lider ve rejime işaret ettiğini vurguluyor.
Walter, Rusya liderinin geleceğinden pek de emin olmadığını ifade ediyor ve devam ediyor, "Kremlin daha önce birçok cinayetle suçlanmıştı, ancak İngiltere'de zehirlenen Alexander Litvinenko ve Sergei Skripal gibi vakalarda hedefler hep taraf değiştirmiş ajanlardı bu Putin'in rakiplerinden farklı bir kategoriye koyduğu bir gruptu.
Bellingcat'in Navalny hakkındaki iddiaları doğruysa, rejim yeni ve tehlikeli bir aşamaya girmiş olabilir" diye yazıyor. Putin'in Belarus lideri Lukaşenko'dan çok daha popüler ve kurnaz bir lider olduğuna değinen Walter, Lukaşenko'ya Rusya'dan verilen desteğin çok hızlı azalması ve Rusya'da Habarovsk kentindeki protesto gösterilerinin bölgelerdeki huzursuzluk potansiyeli konusunda Kremlin'de endişelere neden olduğuna dikkat çekiyor.