Özgür İşçi Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Marcela Arellano anlattı: Ekvador şiddet sarmalına nasıl kapıldı?

Özgür İşçi Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Marcela Arellano anlattı: Ekvador şiddet sarmalına nasıl kapıldı?
Ekvador, uyuşturucu çeteleri bağlantılı cinayetler, cezaevi isyanları ve siyasi suikastların gölgesinde sandığa gidiyor. Özgür İşçi Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Marcela Arellano, artan şiddetin nedenlerini ve ekonomik krizle bağlantısını anlattı.

Berrak GÜNGÖR


"Burada, demokrasinin bedelini yaşamlarımızla ödüyoruz.”

Artı Gerçek - Böyle demişti Ekvador seçimlerinde başkan adayı olarak yarışa girecek olan Fernando Villavicencio...

Bu cümleyi kurduktan kısa süre sonra, ülkesinde çetelere savaş açmanın bedelini canıyla ödedi. Villavicencio’nun suikastla öldürülmesi dünya manşetlerinde yerini aldı. Üstelik kendisi bir ay içinde öldürülen ikinci siyasetçi olmuştu. Çok değil, bir hafta sonra da bir başka siyasetçi, Briones kurşunların hedefi oldu.

Agustín Intriago, Fernando Villavicencio ve Pedro Briones, Ekvador’da yükselen şiddet dalgasının siyasi kurbanları.

Gallup araştırmasında* birkaç yıl öncesine kadar “en güvenli ülkelerden biri” diye kayıtlara geçen Ekvador, Latin Amerika’da yükselen çete tehdidinin son zamanlarda en ağır hissedildiği yer. Bugün sandık başına gidiliyor Ekvador’da. Suikastların gölgesinde demokrasi çabası için oylarını kullanacak olan halk da endişeli…

Ekvador ve Honduras cezaevi isyanlarıyla gündemdeyken, Arjantin’de de çetelere karşı El Salvador Devlet Başkanı Nayib Bukele’nin uyguladığı “demir yumruk” önerilerini gündeme getiren, Donald Trump ve Jair Bolsonaro özentisi Javier Milei’nin öne çıkması endişe yaratıyor.

Bukele tarzı “suça karşı duruş” alıcı buluyor olsa gerek; çünkü Ekvador’daki suikastların ardından seçimlerde adı öne çıkan isimler arasında, El Salvodar’daki uygulamaları yürürlüğe sokacak bir aday da var: Jon Topic’ten bahsediyoruz.

Ekvador’da yaşanan son gelişmeler ile eski sendikacı, gazeteci ve başkan adayı Fernando Villavicencio suikastini, kendisi de sendikacı olan Özgür İşçi Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Marcela Arellano ile konuştuk.

Ekvador'da son bir ayda üç siyasi suikast... Artan şiddete dair yorumunuz nedir?

Ekvador'da şu anda yükselişte olan bir şiddet dalgasıyla karşı karşıyayız. 2023 yılı sonuna kadar her 100 bin kişi başına 40 cinayet işleneceği düşünülüyor. Bu da Ekvador'u, bölgedeki şiddet vakalarının en çok görüldüğü ülke yapıyor.

Ülkede siyasi şiddet de artıyor. Bu da belediye başkanlarına, meclis üyelerine yönelik saldırı ve suikastlar ile son olarak geçtiğimiz hafta araştırmacı gazeteci, petrol sendikacısı ve Cumhurbaşkanı adayı Fernando Villavicencio'nun öldürülmesiyle sonuçlandı.

Özgür İşçi Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Marcela Arellano.

Fernando Villavicencio, çetelere karşı açtığı savaşla tanınıyordu. Bize Villavicencio’yu ve mücadelesini anlatır mısınız?

Fernando Villavicencio, her şeyden önce bir gazeteci ve petrol işçisiydi; buradan Ekvador Petrol İşçileri Federasyonu'na (FETRAPEC) katıldı. Bu sendikal yapı, petrol sözleşmelerindeki yolsuzluklarla mücadele etti. Bu da PetroEcuador'daki (Ekvador’un ulusal petrol şirketi) 6 sendika liderinin işten çıkarılmasına ve zulme uğramasına yol açtı. Villavicencio ve yoldaşları, kendisini sosyalist olarak adlandıran bir hükümet görev başındayken devlet tarafından zulme uğrayan ilk kişiler oldular.

Villavicencio, Los Choneros (Ekvador’daki en büyük çete olarak biliniyor) adlı suç örgütünün liderine karşı açıklamalarda bulundu. Onu korumakla görevli polisin de Villavicencio’yu korumadığı biliniyor. Biz CEOSL olarak, şiddetin azaltılması için örgütlü işçiler tarafından daha fazla eylem yapılmasını sağlayacak stratejiler arıyoruz. Fernando Villavicencio'nun katledilmesiyle ilgili olarak, soruşturmanın ilerlemesi için her şeyi yapıyoruz. Bu korkunç eylemin cezasız kalmasına izin vermeyeceğiz.

(Not: Ülkeyi ayağa kaldıran Villavicencio suikastini kısa bir süre sonra Los Choneros isimli çete üstlendi. Ülke basınında ise rakip adaylardan birinin, çeteyi suikast için “kiraladığı” iddiaları gündemde.)Sui

Fernando Villavicencio.

Villavicencio’nun öldürülmeden önce, bir diğer Cumhurbaşkanı adayı Jan Topic’in sahibi olduğu güvenlik şirketiyle ilgili bazı açıklamalar yapacağı biliniyordu. Ancak Villavicencio’nun öldürülmesi, Bukele’nin “Ekvador şubesi” gibi çalışmaya hevesli Topic’in lehine olmuş gibi görünmekte. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?

Kampanyası bir dizi yalan üzerine kurulu olan ve ekonomik imkânlarından yararlanarak milyonlarca dolarlık bir kampanya yürüten Jan Topic'in yükselişinden endişe duyuyoruz.

Jan Topic, Correa hükümeti döneminde gerçekleşen Odebrech yolsuzluğuyla bağlantılıdır; güvenlik şirketleri vardır ve işçilerinin çalışma haklarına saygı göstermemiştir. Aile üyelerine karşı şiddet eylemlerinde bulunduğu ortaya çıkmış bir kişi. Bu adayın söz konusu özelliklerinin demokrasiyi, kurumsallığı ve hakların uygulanmasını ciddi risk altına soktuğunu düşünüyoruz.

Ülkede artan şiddetin kurbanı sadece siyasiler de değil…

Ekim 2018'de, Kolombiya-Ekvador sınırında Ekvador makamları, polis ve organize suçlar arasındaki bağlantıları araştıran El Comercio gazetesinden üç gazeteci kaçırıldı, işkence gördü ve öldürüldü; bu olay cezasız kaldı.

Şiddet artışının nedenlerine yönelik neler söylemek istersiniz?

Ekonomik kriz, kurumsal zayıflık, yolsuzluk… Bütün bunlar ülkemizi suç örgütleri ve uyuşturucu kaçakçılığıyla bağlantılı mafya liderleri için ideal hale getirdi. Sendikal hareket ve özellikle de Ekvador Özgür Sendika Örgütleri Konfederasyonu’na göre, artan şiddetin ardında birçok temel neden var.

Bunları da şöyle sıralamak mümkün: Uluslararası suç örgütlerinin ülkeye girişi, Ekvador devletinin suçu durdurmak için kamu politikası oluşturmada yetersiz kalması; politikacılar, polis ve silahlı kuvvetler arasındaki anlaşmalar…

Ekonomik kriz dediniz… Emek mücadelesi veren biri olarak, artan yoksulluk ve şiddet bağlantısına dair değerlendirmeniz nedir?

Bu saydıklarımın dışında bir de yoksulluk var tabii… Mayıs 2023 itibarıyla resmi rakamların da gösterdiği gibi nüfusun sadece yüzde 35'i istihdam ediliyor. Nüfusun yüzde 49,5'i güvencesiz işlerde çalışıyor. Nüfusun yüzde 10,7'si ücretsiz çalışırken yüzde 3,68'i ise işsiz. Artan şiddet vakaları, bu çerçevede ülkenin giderek kötüleşen ekonomik durumu ve nüfusun güvencesizliğiyle de bağlantılıdır.

Ekonominin kötüleşmesinde sendikal harekete yönelik baskıların da etkisi var değil mi?

Sendikal hareketin temel hedefleri arasında insana yakışır çalışma koşulları, sosyal adalet, etik ve demokrasi yer almakta. Bu temelde Ekvador'da işçiler için sosyal güvenlik, haftada 40 saatlik çalışma, grev, örgütlenme ve toplu pazarlık hakkı gibi önemli haklar elde edilmişti. Ancak son 20 yılda bu haklar; sendikal ayrıcalığın olmaması, işverenlerin işçileri rahatça işten çıkarabilmesi ve devletin haklarını talep eden işçilere baskı uygulaması gibi nedenlerle derinden sarsıldı. Devlet, işverenle toplu pazarlıkta hakem rolüyle hem yargıç hem de taraf haline geldi; kamu çalışanlarının ve işçilerin haklarını sınırlandırdı. Kamu sektöründe sendikalaşma ve toplu pazarlığa yasal kısıtlamalar getirdi; kamu emekçileri sendikalarda örgütlenemiyor ve toplu pazarlık hakkına erişemiyorlar.

Ekvador, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) tarafından işçiler ve sendikal faaliyetler açısından en kötü 10 ülkeden biri olarak gösteriliyor. (Türkiye de Küresel Haklar Endeksi’nde çalışanlar için en kötü 10 ülkeden biri. Endekste 148 ülke bulunuyor) Suçlular, uyuşturucu kaçakçıları ve yolsuzluk yapanlar için bir üreme alanı olan Ekvador'da, yaygın şiddet ve baskıyla uygulanan bu hak kısıtlamaları, işçi haklarını ve Ekvadorluların yaşam koşullarını iyileştirmeyi amaçlayan sendikal faaliyetleri de etkiliyor.

Yapılan araştırmalarda Ekvador, son yıllarda en güvenli ülkelerden biri olarak gösteriliyordu. Ancak bugün çetelerin cirit attığı bir ülke haline geldi. Ülke bu bataklıktan nasıl çıkabilir ve seçimlerin bu kurtuluşa açılan bir kapı olabileceğine inanıyor musunuz?

2006 yılına kadar Ekvador, komşu ülkelerde yüksek düzeyde şiddet yaşanmasına rağmen, ulusal ve uluslararası alanda bir "barış adası" olarak görülüyordu. Ekvador’un bu konuda gerilemesine katkıda bulunan unsurlar; siyaset ve uyuşturucu kaçakçılığı arasındaki üst düzey bağlantı, zayıf kurumlar ve devlet kurumlarındaki yolsuzluktur. Güvenlik krizinin üstesinden gelmek için ulusal birlik ve tüm sosyal aktörleri kapsayan ulusal bir anlaşma gerekmektedir: İşçiler, iş insanları, akademi, kilise ve genel olarak taban örgütleri, uyuşturucu kaçakçılığının siyaset ve kamu politikaları üzerindeki etkisini ortadan kaldırmaya yönelik stratejiler tasarlayarak, yolsuzluk ve cezasızlığı ortadan kaldırmalıdır.

Asıl sorun, ulus ötesi suç gruplarının ortaya çıkması olduğundan, bu belayla mücadele için uluslararası bir anlaşmaya ihtiyaç vardır.


EKVADOR SEÇİMLERİ

Güney Amerika ülkesi Ekvador'da azli istenen Cumhurbaşkanı Guillermo Lasso, Ulusal Meclisi feshederek seçimleri öne almıştı. Üç siyasi suikast, artan ekonomik kriz, göç ve çetecilik faaliyetlerinin arttığı bir dönemde Ekvador, bugün yeni devlet başkanı ve başkan yardımcısını belirlemek üzere genel seçimler için sandık başına gidecek. Sekiz cumhurbaşkanı adayı yarışacak.

Suikastla öldürülen Fernando Villavicencio'nun yerine yardımcısı Andrea Gonzales’in seçimlere katılması beklenirken son anda aday, gazeteci Christian Zurita olarak belirlendi. Zurita da Villavicencio gibi çetelerle savaşma sözü veriyor. Zurita’nın da dahil olduğu sekiz adayın yarışacağı seçimler için uzmanlar, ilk turda bir sonuç beklemiyor.

Ekvador'da halk, son yıllarda uyuşturucu kaçakçılığıyla bağlantılı çetelerin işledikleri cinayetler ve 2021 yılından beri en az 430 mahkumun hayatını kaybettiği hapishane isyanlarının oluşturduğu şiddet olaylarıyla mücadele ediyor.

Öne Çıkanlar