Rus bombardıman uçakları Karadeniz'de kol gezdi: Putin'in Yardımcısı 'Montrö Sözleşmesi'nin ihlaline göz yummayacağız' dedi
Artı Gerçek - ABD'de Demokrat Başkan Joe Biden NATO'yu Ukrayna'ya daha çok müdahil edip Karadeniz'e daha fazla odaklarken, 20 Ocak'ta görevi devralacak Cumhuriyetçi Donald Trump'a Rusya çeşitli sinyaller gönderiyor. Rusya Savunma Bakanlığı, bugün Tu-22M3 tipi 2 bombardıman uçağının Karadeniz'deki uluslararası sularda planlı uçuş gerçekleştirdiği, bunlara Su-30CM ve Su-27 tipi savaş uçaklarının eşlik ettiği, uçuşun 5 saat sürdüğü açıklamasını yaparken, gözler Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Nikolay Patruşev'in Kommersant'a verdiği röportaja çevrildi.
"Ukrayna'nın Batı silahlarının yardımıyla Rusya'nın Karadeniz donanmasını mağlup ettiği iddiasının gerçeklikle örtüşüp örtüşmediği" sorusu üzerine, Patruşev, "daha yeni ziyaret ettiği Karadeniz filosunun denizden gelecek zorluk ve tehditlere karşı koymaya hazır olduğundan emin olduğunu" söyledi.
'BATILILAR AKILLARINA SOKSUN'
Patruşev, "Karadeniz’de donanmamızın bozgunu filan yok. Üstelik, Kiev’in bu bölgedeki saldırgan eylemlerinin NATO uzmanları tarafından koordine ediliyor olmasına rağmen bu böyle. Batılılar, Rusya’nın Karadeniz’de dimdik durduğunu ve bu bölgedeki mevzilerimizin zayıf düşmesine izin vermeyeceğimizi akıllarına sokmalılar" diyerek şu vurguyu yaptı:
"Dahası, Karadeniz’de kıyısı olmayan devletlerin Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni ihlal ederek daimi donanma bulundurmasına da müsamaha göstermeyeceğiz."
'DÜNYANIN ÖNDE GELEN DONANMA GÜÇLERİNDEN BİRİ OLARAK KALACAĞIZ'
Putin yönetiminin siloviki kanadından ve onun gibi KGB kökenli olan, 1999-2008 arası Federal Güvenlik Servisi (FSB) Direktörü, 2008-24 arası Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri görevini üstlenen, bu yıl Rusya'nın denizcilik ve donanma politikasını yönetecek yeni kurulun başına getirilen Patruşev, Rusya'nın dünyanın önde gelen donanma güçlerinden biri olma statüsünü sıkı sıkıya koruduğunu, daha yakınlarda iki nükleer denizaltı kruvazörünün kuzeyden Pasifik'e buzdağlarının altından 4 bin deniz mili mesafe kat ederek ulaştığını anlattı.
'KUZEY AKIM SABOTAJI, İSVEÇ VE FİNLANDİYA’NIN NATO ÜYELİĞİ'
Patruşev, "Almanya’nın Rostock şehrinde NATO çokuluslu deniz taktik karargâhının açılması eşliğinde Baltık'ın artık NATO denizi olduğu" iddiasının sorulması üzerine şunları söyledi:
"Amerikalılar ve Avrupalı müttefikleri Baltık denizini militarize etme yolunu tuttu. Gerçi bu, Batı için geleneksel bir siyaset... Baltık’ta güvenliğin temini son derece önemli askeri-siyasi bir görevdir. İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya girmesinden beri, Kuzey Akım’ın havaya uçurulduğu da hesaba katılarak, Rusya toprak bütünlüğünü ve iktisadi egemenliğini koruyacak ek tedbirler alıyor."
'ANCAK NATO ÜLKELERİNİN ÖZEL KUVVETLERİ GERÇEKLEŞTİREBİLİR'
Rus doğalgazını Baltık Denizi altından Almanya'ya taşıyan Kuzey Akım boru hatlarının havaya uçurulmasında Batılı yetkililerin sorumluluğu Ukrayna'ya atan anlatısını reddeden ilk isim olduğu hatırlatıldığında, Patruşev şöyle konuştu:
"Kuzey Akım’a yönelik terör eylemi meselesinde gerçekten de ilginç ayrıntılar su yüzüne çıkıyor. Danimarkalı denizcilik yetkilileri bile olayın arifesinde Amerikan gemilerinin patlama bölgesinde olduğunu gizlemiyor. Kaldı ki, yabancı ülkelerin deniz kuvvetlerinin kabiliyetleriyle ilgilenen herkes, Ukrayna donanmasının derin denizlerde bir terör saldırısı gerçekleştirmek için ne ekipman ne de eğitimli uzmana sahip olduğunu bilir. Bu çapta bir sabotajı ancak NATO ülkelerinin özel kuvvetleri gerçekleştirebilir. Bu nedenle Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un sabotajdan bir takım Ukraynalıları suçlayıp güya bağımsız soruşturma çağrıları kulağa saçma geliyor."
'DENİZALTI FİBER-OPTİK KABLOLARI DA TEHLİKEDE OLABİLİR'
"ABD'nin Almanya’yı kalkınması için çok gerekli Rus enerji kaynaklarından bilinçli şekilde yoksun bıraktığı, Alman hükümetinin de aslında Alman ekonomisini yerle bir edenlerle birlikte hareket ettiği" değerlendirmesini yapan Rusya güvenlik yapısının kilit ismi, "Aldığımız istihbarata göre Amerikalılar ile İngilizler Kuzey Akım sabotajına kendi iktisadi menfaatlerini ileri sürmenin pek çok yönteminden biri gözüyle bakıyor. Başka altyapı tesisleri, mesela bütün dünyada bağlantı sağlayan denizaltı fiber-optik kabloları da bunların saldırılarına maruz kalabilir" dedi. (KAYNAK)