Trump-Erdoğan buluşması öncesi 'uyarı mektubu'
Erdoğan'ın ABD'deki resmi temaslarının başlamasından saatler önce Kongre üyeleri Trump'a hitaben bir mektup yazarak Erdoğan'ı Türkiye'de özgürlükleri tahrip etmekle suçladı

DÜNYA- Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın ABD'deki resmi temaslarına başlamasından saatler önce, Cumhuriyetçiler ve Demokratlardan oluşan bir grup Kongre üyesi, ABD Başkanı Donald Trump'a hitaben kaleme aldıkları ortak mektupta, Erdoğan'ın insan hakları, ifade özgürlüğü gibi konularda Türkiye'de verdiği tahribatın gündeme getirilmesi talep edildi.
Hürriyet gazetesinden Cansu Çamlıbel'in haberine göre, Kongre üyeleri Bill Johnson ve Brad Scheider'in kaleme aldığı ve şu ana kadar 60'tan fazla Kongre üyesinin imza ettiği mektup, Trump-Erdoğan görüşmesi sırasında, ABD liderinin gündeme getirmesini istediği uyarı ve talepleri sıraladı.
Türkiye'de demokratik değerlerin tehdit altında olduğu ve insan haklarının ihlal edildiği ifade edilen mektupta Türkiye'nin hem NATO hem de bölge için önemine dikkat çekilmesinin ardından, Erdoğan ve yandaşlarının ülkedeki muhalefeti mahkemeler aracılığıyla ezdiği belirtildi.
Mektup, cezaevinde bulunan gazetecilere ve aydınlara dikkat çekerken, insanların kendi geleceklerinden korkar hale getirildiği ifade edildi.
'REFERANDUM ŞEFFAFLIKTAN UZAK BİR ORTAMDA YAPILDI'
Erdoğan'ın demokratik kurumları hepten zayıflatması için temel oluşturan ve şeffaflıktan uzak olarak gerçekleştirilen son anayasa referandumundan özel olarak endişeliyiz. Referandum medya ve sivil toplumdan eleştirel seslerin hapse atıldığı, medya üzerinde sıkı kontrollerin uygulandığı bir olağanüstü hal altında yapıldı. Referandumun meşruiyetini izlemekle görevli AGİT'in seçim gözlemcileri, yaygın biçimde usulsüzlük tespit ettiler.
Türk medyası Erdoğan hükümetinin sansürüne ve sindirme çabalarına maruz kalırken gazeteciler hedef alıyor. Sınırsız Gazeteciler Örgütü'nün 2017 dünya basın endeksinde Türkiye 180 ülke arasında 155 sırada yer alarak dünyanın basın özgürlüklerinde en kötü ülkeleri arasına girdi. Uluslararası Af Örgütü verilerine göre 120 gazeteci hapiste ve 150'den fazla medya kuruluşu güç kullanılarak kapatıldı.
'MUHALİF SİYASETÇİLER HAPİSTE'
Hükümet terörle mücadele adı altında siyasi muhalefet gruplarına ve etnik Kürtlerin de aralarında olduğu azınlık topluluklarına yönelik doğrudan tehditlerini arttırdı. Muhalif siyasi parti liderleri ve milletvekilleri hapse atıldılar. Medya haberlerine göre 16 Nisan referandumundan sonra da hükümet bu gruplara yönelik baskılarını sürdürdü.