'Türkiye saldırırsa IŞİD'i tutamayız'
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Yürütme Meclisi kendi denetimlerinde 3 bin 500'e yakın tutuklu IŞİD mensubunun olduğunu açıkladı.
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Yürütme Meclisi, Eyn İsa’daki merkezinde Türkiye'nin askeri harekat tehditlerine ilişkin basın açıklaması düzenledi.
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Yürütme Meclisi Eşbaşkanı Ebid El-Mihbaş tarafından okunan açıklamada, "Bazı çevreler bilinçli bir şekilde QSD’nin Arapları göç ettirdiğini iddia etmekte. Bu çevreler Türkiye gibi çevrelere bağlıdır ve amaçları fitne ve yalandır. Bizler barış ve birlik içinde yaşıyoruz. Radikal ideolojileri kaldırıyor; demokratik ideoloji, ortak yaşam ve halkların kardeşliği temelinde tüm halklarla direniyoruz" vurgusu yapıldı. ANHA'da yeralan habere göre açıklamada şunlara yer verildi:
2011 yılında Suriye halkı barışçıl bir şekilde eylemlere başladı. O dönem halkın talepleri özgürlük, demokrasi, tüm halkların anayasal olarak tanınması ve haklarının verilmesiydi. Ancak ortaya çıkan krizin çözüm yöntemleri halkın taleplerine göre olmamış ve kriz günbegün daha da derin bir hal almıştır. Türkiye ve İran gibi bölgesel güçler ile ABD ve Rusya gibi büyük ülkeler ile bazı batılı ülkeler Suriye’ye giriş yapmış ve mevcut kriz daha da derinleşerek Suriye’de silahların konuştuğu bir döneme girilmiştir. Bunun sonucunda da Suriye halkı güven ve istikrar için kentlerini, köylerini terk etmiştir.
SURİYE KRİZİ IŞİD VE EL KAİDE'YE ZEMİN SUNMUŞTUR
Kimisi Suriye’de başka bölgelere göç ederken, kimisi de Suriye sınırları dışına çıkarak, tüm tehlikelere rağmen göç yollarına çıkmıştır. Nihayetinde çok sayıda kadın, çocuk ve yaşlı göç yollarında, denizleri aşmak isterken boğulmuş; tüm dünya da Suriye halkının bu yaşadıklarını izlemiştir. Suriye halkı Avrupa, Kanada, ABD ve dünyanın diğer ülkelerine ulaşmış ancak insani olmayan koşullarda yaşamaktadır. Suriye halkının kaderi göçmenlik ve mültecilik arasında kalmıştır.
Ortaya çıkan karışık ortam ve güvenliğin olmayışını, radikal İslamcı El Kaide ve IŞİD gibi örgütler kendileri için uygun bir ortam olarak görmüş ve Irak’tan Suriye’ye geçiş yapmışlardır. Sonrasında bu gruplar Rakka’yı kendilerine başkent ilan etmiş, Deyrazzor ve Hesekê çevresinde alan yaratmıştır.
Komşumuz olan Türk devleti, faşist sistemiyle dünya üzerindeki tüm teröristleri toplamış ve başta Kuzey ve Doğu Suriye olmak üzere tüm Suriye topraklarına yaymıştır. Türkiye tarafından desteğini alan bu terör örgütleri, Türkiye’nin sınır hatlarının çoğu bölgelerini kontrol etmiştir.
SURİYE'NİN ÜÇTE BİRİ TERÖRDEN KURTARILDI
Fırat’ın doğusundaki Deyrazzor’un doğusunda IŞİD’in son noktalarında yoğun çatışmalar yaşanmakta. Uluslararası Koalisyon Güçleri, IŞİD’in yok edilmesi için QSD’ye destek vermiştir. ABD öncülüğündeki Uluslararası Koalisyon Güçleri ve QSD birçok kazanım elde etmiş, kurtarılan bölgelerde terör ortadan kaldırılmış, güven bir yaşam hakim olmuştur.
BİNLERCE GÖÇMEN
Kentlerin ve beldelerin kurtarılmasıyla birlikte bu bölgelerde halk çalışmalarını yürütmek ve gerekli ihtiyaçları temin etmek adına sivil yönetimler kurulmuştur.
Toplamda göçmen kamplarında 54 bin 66, Kuzey ve Doğu Suriye genelinde ise 825 bin 413 göçmen ve mülteci bulunmaktadır.
Kuzey ve Doğu Suriye’deki mevcut istikrar ve güvenlikten dolayı, ‘Fırat kalkanı’ adlı yapılanmanın kontrolündeki Hama’nın doğusu ve İdlib gibi bölgelerden, Sexnê’den siviller bölgemize göç etmektedir. Bu durum sivil yönetimlerimizin yükünü ağırlaştırmaktadır. Suriye halkları olduğumuz için ekmeğimizi göçmenlerimizle paylaşmaktayız.
İDDİALAR DOĞRU DEĞİL
Bazı çevreler bilinçli bir şekilde QSD’nin Arapları göç ettirdiğini iddia etmekte. Bu çevreler Türkiye gibi çevrelere bağlıdır ve amaçları fitne ve yalandır. Bizler barış ve birlik içinde yaşıyoruz. Radikal ideolojileri kaldırıyor; demokratik ideoloji, ortak yaşam ve halkların kardeşliği temelinde tüm halklarla direniyoruz. Afrîn’i işgal eden, halkını göç ettiren, mallarını gasp eden Türkiye rejiminin, Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerinin tüm kazanımlarını, bölgede güvenliğin ve istikrarın oluşmasını hedef aldığını görüyoruz.
ABD TEHDİTLERİN ARDINDAN ÇEKİLME KARARI ALDI
Erdoğan, Suriye topraklarını işgal ederek ve Suriye halkı üzerinde hesaplar yaparak Misak-ı Milli’yi gerçekleştirmek istemektedir. ABD başkanı Trump’un güçlerini Özerk yönetim bölgelerinden çekmesi kararı, Erdoğan’ın tehditlerinin hemen ardından alınmıştır. Bu karar teröre ve IŞİD’in yeniden dönmesine hizmet etmektedir. IŞİD’e karşı savaş daha bitmemiştir. Erdoğan’ın Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik işgal tehditleri yalnızca Suriye için değil tüm dünya için tehlikelidir. Böyle bir durumda güçlerimiz Hecîn’deki savaşı bırakıp kuzeydeki sınırlara yerleşerek Türkiye’ye karşı durmak zorunda kalabilir.
Unutmayalım ki kurumlarımızda 46 ülkeden 2 bin 622 IŞİD’li tutuklu bulunmaktadır. Bunlar özel kamplarda tutulmaktadır. Bununla birlikte 48 ülkeden IŞİD üyesi ve komutanı 790 tutuklu bulunmaktadır. Tutuklularımız arasında Suriyeli IŞİD’liler de bulunmaktadır.
UÇUŞA YASAK BÖLGE ÇAĞRISI
Türkiye’nin bölgeye yönelik saldırılarının başlaması durumunda bu tutukluları tutamayız. Durum kontrolümüzden çıkar ve bu tutuklular yine dağılarak dünya barışı üzerinde tehlike oluşturur. Bu sebeple BM ve insan hakları örgütlerine, sorumluluklarını yerine getirmeleri ve Türkiye rejiminin Suriye halklarına yönelik katliamlar gerçekleşmemesi için olası işgal saldırılarının önüne geçmesi çağrısında bulunuyoruz. (DIŞ HABERLER SERVİSİ)