Alaattin Aktaş: Esip gürlemek kolay, haydi durdurun bu ticareti...

Alaattin Aktaş: Esip gürlemek kolay, haydi durdurun bu ticareti...
Dünya gazetesi yazarı Aktaş, 'Ekonominiz güçlü değilse, İsrail'i ekonomik anlamda köşeye sıkıştırma gücüne sahip değilseniz, bağırıp çağırmakla kazanım elde edemezsiniz' dedi.

ARTI GERÇEK - Dünya gazetesi yazarı Alaatin Aktaş, Türkiye, İsrail'i en çok eleştiren ülkelerin başında geliyor. Acaba Türkiye laf eleştirisinin ötesine geçip adım atabilir mi, örneğin bu ülkeyle olan ticareti bir süreliğine de olsa durdurabilir mi?" ifadeleri kullandı.

Aktaş, "İsrail'i kınayalım; tamam, kınıyoruz da zaten. Hem yalnızca biz değil, dünyada birçok ülke kınıyor. Ama İsrail bildiğini okuyor. Lafla kınamak işe yarıyor olsaydı Filistin sorunu diye bir sorun çoktan hallolmuştu. Ekonominiz güçlü değilse, İsrail’i ekonomik anlamda köşeye sıkıştırma gücüne sahip değilseniz, bağırıp çağırmakla, iki günde bir sözüm ona feryat etmekle hiçbir kazanım elde edemezsiniz" dedi.

Aktaş'ın "Esip gürlemek kolay, haydi durdurun bu ticareti!" başlıklı yazısında yer alan değerlendirmeler şöyle:

"İsrail'in Filistin'e yönelik saldırgan tutumu karşısında başta iktidar partisinden olmak üzere tüm siyasi partilerden eleştiri sesleri yükseldi. Eleştiriler hala devam ediyor ve bir süre daha edecek gibi görünüyor.

Diğer tarafta vatandaş artık kendini kaptırdığı için mi, yoksa gönül rahatlığıyla güvenlik güçlerinin hiçbir müdahalesi olmayacağını bildiği için mi avazı çıktığı kadar bağırarak İsrail’i kınıyor. Sokağa çıkma yasağını dinleyen olmadığını gördük. Hiçbir müdahale yok. Hızını alamayan birileri "Mehmetçi Gazze’ye" diye anlamsız, cahilce sloganlar bile attı. Türk askerini Gazze’ye göndermeyi oyun zannediyorlar. İsrail Konsolosluğu da protestolardan tabii ki nasibini alıyor.

MARİFET BAĞIRMAKTA OLSAYDI...

İsrail'i kınayalım; tamam, kınıyoruz da zaten. Hem yalnızca biz değil, dünyada birçok ülke kınıyor. Ama İsrail bildiğini okuyor.

Lafla kınamak işe yarıyor olsaydı Filistin sorunu diye bir sorun çoktan hallolmuştu.

Ekonominiz güçlü değilse, İsrail’i ekonomik anlamda köşeye sıkıştırma gücüne sahip değilseniz, bağırıp çağırmakla, iki günde bir sözüm ona feryat etmekle hiçbir kazanım elde edemezsiniz.

İsrail'e ekonomik ambargo uygulayan büyük bir ekonomi var mı? ABD zaten en büyük destekçi; peki ya Rusya ya Çin ya Japonya, Güney Kore?

Müslüman dünyasını hiç saymıyorum zaten; onların bir araya gelip ortak bir bildiri yayımlamaları bile pek görülmüş şey değil.

TÜRKİYE ADIM ATAMAZ MI?

Türkiye, İsrail’i en çok eleştiren ülkelerin başında geliyor. Hükümeti, muhalefetiyle tüm siyasi partiler, vatandaşlar, sivil toplum kuruluşları; herkes eleştiri yarışında.

Ama eleştirmenin ötesinde bir girişim görüyor muyuz, yok.

Peki somut bir girişim olabilir mi?

Neden olmasın!

Türkiye’nin uygulayacağı bir ekonomik ambargo İsrail’i hiç mi hiç rahatsız etmez, oluşacak açık başka yollarla mutlaka kapatılır ama hiç olmazsa Türkiye bağırıp çağırmanın ötesine geçmiş olmaz mı?

Türkiye ile İsrail arasındaki ticaret verilerini çıkardık. 2013 yılından bu yana olan veriler gösteriyor ki bu ticarette biz kardayız. İsrail’e, bu ülkeden aldığımızdan çok mal satıyoruz.

Ama dedik ya, ne İsrail bizden alamadığı ürünler yüzünden sıkıntı yaşar, ne de biz İsrail’e satamadığımız ürünler yüzünden öyle çok büyük bir döviz kaybına uğrarız.

Bu yılın ilk çeyreğine bakıyoruz; İsrail’e 1.4 milyar dolarlık ihracat yaparken bu ülkeden 472 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirmiş ve 910 milyon dolarlık ticaret fazlası elde etmişiz. Geçen yılın tümündeki ticaret fazlamız da 3.2 milyar dolar olmuş.

Yani Türkiye bu ülkeyle olan ticaretini durdursa, yıllık bazda 3-4 milyar dolarlık bir ticaret fazlasından olur.

Her gün hamasi nutuklar atacağımıza böyle bir fedakarlıkta bulunmaya değmez mi?

Eğer gerçekten İsrail’in tutumundan rahatsızsak...

Eğer gerçekten İsrail’e karşı bir şeyler yapılmasını istiyorsak...

Ve en önemlisi bu konuda dünyaya örnek olmak istiyorsak...

MEVCUT YATIRIMLAR BAŞKA...

Türkiye ile İsrail zaman içinde bir dizi ortak yatırıma da imza attı elbette.

Bu yatırımları ortadan kaldırma, yok etme durumumuz tabii ki söz konusu değil. Ticareti bir süre durdurmak başka, mevcut yatırımlar başka.

Dolayısıyla en kısa vadede sonuç verecek adım, ikili ticareti en azından bir süreliğine askıya almak olacaktır. Bu süre uzarsa, o döneme denk gelecek ortak yatırımlar da kuşkusuz gözden geçirilebilir.

DAVOS’TA, MAVİ MARMARA’DA YAPILAMAYAN ŞİMDİ Mİ YAPILACAK!

"El elin eşeğini türkü çağırarak arar" diye güzel bir atasözümüz var.

Biz kendi eşeğimiz kaybolduğunda bile İsrail’e lafın ötesine geçen bir tepki gösterememişiz ki şimdi gösterebilelim...

Davos krizinde, ondan çok daha vahim olan Mavi Marmara saldırısında ne yaptık ki?

Bağırdık, çağırdık, eleştirdik, estik gürledik; sonra unuttuk.

Dolayısıyla Filistin’e saldırıyor diye İsrail’e karşı hiçbir şey yapacağımız yok. Biz hatırlatalım istedik yalnızca, "eğer gerçekten bir adım atmak istiyorsak, eğer gerçekten samimi isek" diye..."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar