Atilla Yeşilada’dan Sert 2026 Yorumu: Enflasyon Geriliyor Ama Geçim Krizi Bitmiyor

Mesele Ekonomi YouTube kanalında yayımlanan son programda ekonomist Atilla Yeşilada, 2025’in ekonomik açıdan toplumun geniş kesimleri için son derece zor geçtiğini belirterek, 2026’ya dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Yeşilada’ya göre yeni yılda enflasyon oranları düşse bile vatandaşın hissettiği ekonomik baskı ortadan kalkmayacak.

Yeşilada, enflasyonun yüzde 70’lerden yüzde 30’lara gerilemesini “fiyat artış hızının yavaşlaması” olarak tanımlarken, bunun refah anlamına gelmediğini vurguladı. “Fiyatlar ayda yüzde 5 artacağına yüzde 2,5 artıyor. Kim bundan memnun olur?” diyen Yeşilada, bu durumun yalnızca şikâyetlerin dozunu azalttığını, geçim krizini çözmediğini ifade etti.

“Asıl Sorun Asgari Ücret Değil, Gelir Dağılımı”

2026 için açıklanan yüzde 27’lik asgari ücret artışının açlık ve yoksulluk sınırının oldukça altında kaldığını belirten Yeşilada, meselenin yalnızca ücret artışı olmadığını söyledi. Türkiye’de gelir dağılımındaki bozulmanın artık temel problem haline geldiğini vurgulayan Yeşilada, bu konuda hem iktidarın hem de muhalefetin somut ve uygulanabilir politikalar ortaya koyamadığını dile getirdi.

İstanbul özelinde konuşan Yeşilada, iki asgari ücretle geçinen bir ailenin dahi barınma ve temel ihtiyaçlar karşısında zorlandığını belirterek, “Bu artık bir insanlık dramına dönüştü ama sürekli içinde yaşadığımız için fark etmiyoruz” ifadelerini kullandı.

Enflasyon ve Zam Kısır Döngüsü

Asgari ücret artışlarının enflasyonu yeniden yukarı çektiğine dikkat çeken Yeşilada, yüzde 10’luk bir ücret zammının yaklaşık 1,5 puanlık ek enflasyon yarattığını hatırlattı. Bu nedenle 2026’nın ilk aylarında enflasyonun yeniden yükselişe geçebileceğini söyledi. “Esnaf ayın birinden itibaren yüzde 30-35 zam yapacak, yine enflasyona kurban olacağız” değerlendirmesinde bulundu.

Seçim ve Siyasi Takvim Mesajı

Yeşilada’ya göre mevcut ekonomik ve siyasi koşullar erken seçim ihtimalini zayıflatıyor. 2027 Kasım’ından önce bir seçim beklemediğini belirten Yeşilada, hükümetin ekonomi yönetiminde Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası çizgisine güven duyduğunu, bunun da ücret politikalarına yansıdığını söyledi.

Jeopolitik Cephede Daha İyimser

Ekonomide tabloyu karamsar bulan Yeşilada, jeopolitik gelişmeler açısından ise 2026’ya daha iyimser yaklaştı. Türkiye’nin Batı ile ilişkilerinde normalleşme sinyalleri, Suriye sürecinde olası gelişmeler ve Avrupa Birliği ile yeniden gündeme gelebilecek Gümrük Birliği başlıklarının, orta vadede Türkiye’ye sermaye akışını destekleyebileceğini ifade etti.

“Makro İyi, Sokak Kötü”

Yeşilada sözlerini, “Makro göstergeler ve jeopolitik rüzgârlar Türkiye’nin lehine esebilir ama bu sokaktaki insanın refahına yansımayacak” diyerek tamamladı. Ona göre 2026, tabloların iyileştiği fakat vatandaşın cebinin rahatlamadığı bir yıl olacak.