'Boğayı' beklerken 'ayıya' yakalanmak: ‘Kripto en büyük umudum iken en büyük nefretim oldu’
Cengiz Anıl Bölükbaş
Artı Gerçek- Son zamanlarda kripto adını sık sık duyuyoruz. Bizzat ilgilenen kişi biz olabiliriz, çevremizde ilgilenen arkadaşlarımız, akrabalarımız vardır. Doğrudan ya da dolaylı hiçbir bağlantınız olmasa dahi bir şekilde kulak aşinalığınız vardır. Kimileri için geleceğin para birimi, kimilerine göre, birçok açından gelişmeler yaratabilecek bir teknolojik, kimileri için ise, “geleceğini kurtarabileceği” bir yatırım aracı.
Kripto borsasında FTX ve BlockFi’ın iflas başvurularının ardından yaşanan depremlerin etkileri devam ediyor. Diğer yandan, binlerce kişiden topladığı 2 milyar dolarla Arnavutluk'a kaçan kripto para borsası Thodex'in kurucusu Faruk Fatih Özer’in Türkiye’ye iade edileceği kamuoyuna yansıdı.
İşte tam bu yaşananların gölgesinde ise bir de varını yoğunu kaybeden insanlar var. Son umudunu buralarda kullanan, belki elindeki son parayı kullanarak bir ev alma hayalini kuran, ailesinden gelen ve kendisini geçindirmeyecek olan parayı “katlamak” isteyen, “bu treni kaçırmayın, binemeyen geç kalır” tavsiyeleri üzerine hayatının son biletini alan binlerce insan.
Peki, bu insanlar bu süreçte neler yaşadı? İşte, burada hikâyesi anlatılanlar; yaşadıkları serüven “başarı hikâyesi” olarak anlatılan, insanlara rol model gösterilen, kazanamamayı doğru hamleler yapamamaya bağlayan, o “milyonda bir” olan insanların hikâyeleri değil. Tam tersine, tahayyül ettiği hayat bir yana elindeki hayattan da olan o milyonların hikâyesi.
MİRAS KALAN ARABAYI YATIRDI, TÜM PARASI BATTI
Enes, 24 yaşında. Üniversiteyi bitirdikten sonra istediği mesleği yapamadı. İşsizlikle boğuştuğu sıralarda bir çağrı merkezinde işe başladı. Bir yandan istediği işi yapmıyordu bir yandan da düşük ücretle çok fazla çalışıyordu. Bu süreçte bir de üstüne babası hayatını kaybetti.
Babasından kendilerine bir yığın borç ve bir eski arabadan başka bir şey kalmadı. Zaten zor olan yaşam koşullarına bir de ödenmesi gereken borçlar eklendi. Arabayı satıp borçları kapatmayı düşündü ama gelecek para borçlarını ancak yarısını kapatabilirdi. Ayrıca, artık evin en büyük çocuğu olarak annesine ve kardeşlerine bakmak durumundaydı.
Ancak çalıştığı iş ile bu yapması pek mümkün değildi. Çevresinde kripto ile ilgilenen ve geçimini artık buradan sağlayan arkadaşları vardı. “Belki bu yol, hayatını kurtaracak yol” diye düşündü. Arabayı sattı ve parayla kripto borsasına girdi. Bu konuyla ilgili fikrine güvendiği arkadaşlarının tavsiyelerini aldı. Birçok hesabı takibe almaya başladı. İlk üç hafta her şey istediği gibi gidiyordu. Artık hayatının kurtulacağı hayali daha da büyüdü.
Bu hayalin suya düşmesi ise bir sabah uyanıp borsa hesabına bakmasıyla oldu. Elde ettiği karda büyük bir düşüş vardı. Kısa süreli bir şey olduğunu düşündü. Konuyla ilgili sorduğu arkadaşları “dönem dönem böyle düşüşler yaşandığını, bu işin sabır işi olduğunu” söyledi.
Ama düşüş daha da artarak devam etti. Aradan sadece bir ay geçti ki hesabındaki para sıfıra dayandı. Artık tüm parasını kaybetmişti. Zengin olma hayallerinin yerini yaşanması daha da zorlaşan bir hayat gerçekliği aldı. “Çok büyük hayallerle girmiştim bu işe” diyor Enes, “İnsanlar sürekli para kazanıyordu. En azından öyle söylüyor. Fark ettiysen kimse kaybettiğini söylemez zaten. Son ana kadar sürecin yeniden iyiye gideceğini düşündüm. Bu gerçeklikle hesapta hiç param kalmadığında yüzleştim. En büyük umudum en büyük nefretim oldu.”
ZARARI TELAFİ ETMEK İÇİN DAHA ÇOK ZARAR ETTİ
Enes’in bu hikayeyi yaşayan milyonlardan sadece biri. Benzer bir hikayeyi yaşayan bir diğer isim ise Fatih. Enes’in hikayesinden farklı olarak kripto işi Fatih’in düzenli olarak ilgilendiği bir “iş”e döndü. Normalde e-ticaret işi yapıyordu. Bir süre sonra daha da çok para kazanmak için kripto işine girdi. Ticaret işinden gelen parayı bu borsada değerlendirmeye başladı.
İlk etaplarda çok para kazandı. Hatta işte ilk senesi bittiğinde 160 bin lira kâr etti. “Neden daha fazla kâr etmeyeyim” diye düşündü. E-ticaret yaptığı sayfayı da satarak tamamen tüm yatırımını kripto borsasına yaptı. Süreç çok iyi ilerlerken daha fazla para kazanmak istedi. O dönemler popüler olan ve herkesin yükseleceğini düşündüğü coinlerden birine yatırım yaptı.
Bir süre sonra yükselişte olan coin düşüşe geçti. Fatih çok fazla zarar etti. Bu zararı telafi edebilmek için kriptoda “kaldıraçlı” denilen işlemi yapmaya başladı. Ancak bu işlemler daha fazla zarar etmesine sebep oldu. Fatih bu süreçte “kaldıraçlı” işlem yapmaya devam etti. Ancak her denemesinin sonucunda karşılaştığı manzara aynıydı, zarar etmek.
O süreci şöyle anlatıyor Fatih: “İlk başlarda kar etmek için işlem yapıyordum. Zarar etmeye başladıkça bu sefer onu telafi etmek için uğraştım. Her zarar ettiğimde daha fazla risk aldım. Ancak bunlar zararı da büyüttü. Sürecin sonunda ise 200 bin lira zarar ettim.”
Kripto borsası hâlâ Türkiye’de insanların en çok yatırım yaptığı alanlardan biri. Bazen büyük “başarı hikayeleri”ne denk gelsek de büyük çoğunluk için sonuç değişmiyor. Birçok insan, ekonominin kötü olduğu, çalışmanın herhangi bir şey kazandırmadığı bu süreçte, “köşeyi dönebilmek” için risk alıyor. Hayallerin sana doğru coin ve risk iştahın kadar yakın diyerek pazarlanan bu hokus-pokusun sonuysa bildik bir dram hatta trajediyle noktalanıyor. Bilinen yazılı olmayan kanun işliyor, büyük balık küçük balığı yiyor, hatta küçük balıklar büyük balığın en vazgeçilmez öğünü oluyor.