Doç. Dr. Oğuz Demir: 'Emeklilere verilen müjde, emeklileri en düşük maaşta eşitlemektir'
Mühdan SAĞLAM
ANKARA - Seçim için takvimi işlemeye başlarken hükümet kanadından seçimi kazanmaya dönük ekonomik adımlar atılmaya başlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 22 Mart’ta en düşük emekli aylığının 5 bin 500 liradan 7 bin 500 liraya çıkarılacağını duyurdu. Emekli aylıkları kişilerin ödediği prim miktarına göre belirlenirken, maaş zamları yılda iki defa olacak şekilde Tüfe fiyatlarındaki değişime göre yapılıyor. Ancak son yıllarda iktidar Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın aradaki farkı kapatmasıyla artırılıyor. Bu düzenleme müjde olarak sunulsa da Artı Gerçek’e konuşan uzmanlar atılan bu adımın bir dizi soruna neden olduğu konusunda hemfikir.
'FARKI HAZİNE ÖDEYECEK KÖK EMEKLİ AYLIĞI DEĞİŞMİYOR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en düşük emekli aylığının 7 bin 500 liraya çıkarılacağını ifade etti. Peki bu nasıl olacak? Prof. Dr. Aziz Çelik’e göre bu daha önce olduğu gibi aradaki farkın Hazine tarafından ödenerek yapılacak. Çelik "İlk bakışta bunda sorun ne? denebilir ancak sorunlu" diyerek durumu şöyle aktardı:
“Emekli aylıklarındaki olağan artıştan farklı bir artış bu. Normalde emekli aylıkları yılda iki defa tüfe fiyatları gözetilerek yapılır, ancak burada Hazine tarafından 2 bin liralık fark kapatılacak. Olağan zamdan bunun farklı olmasının nedeni kök emekli aylığının değişmemesi. Örneğin emekli aylığı bu düzenlemeyle 5 bin 500’den 7 bin 500 liraya çıkan birinin maaşı artmış oluyor, ancak kök aylığı aynı. Yani temmuz ayında olağan zam yapıldığında zam oranı hesaplaması 7 bin 500 liraya üstünden değil, 5 bin 500 lira üzerinden hesaplanacak. 6 bin 500 lira kök aylığı alan biri düzenlemeden sonra 7500 lira alsa da temmuzda alacağı zam miktarı 6 bin 500 lira üstünden hesaplanacak. Devlet en düşük emekli aylığı için bir fark ortaya koyuyor ve bunu ödüyor, ancak aslında emekli aylıklarını düzeltmiyor.”
'7 BİN 500 LİRA VE ÜZERİNDE EMEKLİ MAAŞI OLANLARA ZAM YOK'
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasında yalnızca en düşük emekli aylığının 7 bin 500 lira olacak açıklaması iki soru işaretine neden oldu. İlk olarak 5 bin 500 liranın üstünde emekli maaşı olanlar ne kadar zam olacak? İkincisi 7 bin 500 lira üstünde emekli maaşı alanlara bir zam olup olmayacağı.
Prof. Dr. Çelik, Erdoğan’ın açıklamasında yalnızca en düşük emekli maaşı 7 bin lira dediğini hatırlatarak bu miktarın altında kalanların 7 bin 500 lira bandına çıkarılacağını söyledi. "7 bin 501 lira alanlar ne olacak?" sorusunaysa Çelik şöyle yanıt verdi:
“Bu bir emeklilik maaş düzenlemesi değil. Yani emeklilere yüzde 36 zam yapılacak denmedi. Yalnızca en düşük aylık 7 bin 500 lira olarak tanımlandı. Şayet düzenleme açıklandığı şekliyle yapılırsa 6 bin 500 lira alan birisinin maaşına 1000 lira zam gelecek ve 7 bin 500 lira olacak. Ancak 7 bin 500 liranın üstünde emekli maaşı alan örneğin 7 bin 501 lira maaş sahibi olan biri zam alamayacak. Aksi bir durum olsaydı, ayni bu gruba da zam yapılsaydı bu mutlaka söylenirdi.”
'EMEKLİLERİN BİR KISMI HAKSIZLIĞA UĞRUYOR'
İstanbul Ticaret Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Demir, yalnızca en düşük emekli aylığının 7 bin 500 liraya çıkarılıp bu meblağının üstünde alanlara dönük bir zam olmayacak olmasının haksızlık olduğunu ifade etti.
Demir, şu açıklamayı yaptı:
“Bu, insanların sisteme olan güveninde aşınmaya neden oluyor. Örneğin bir emekli diyor ki ‘ben yüksek emekli maaşı almak için daha fazla prim ödedim, ancak daha az ödeyen de benimle aynı seviyeye geldi. Bu durumda bu bir haksızlık değil mi?’ Bu bir haksızlık mı haksızlık. Burada şunu söyleyeyim emekli maaşlarının artışı yanlış bir adım değil. Burada en düşük emekli aylığı artırılırken 7 bin 500 lira üstü maaş alanların zam almaması doğru değil ve haksızlık.”
Prof. Dr. Aziz Çelik de burada bir eşitsizlik yaratıldığı konusunda Demir ile benzer zemini paylaşıyor. Çelik, Türkiye’de emeklilik sisteminin prim gün sayısına ve ödenen miktara dayalı olduğuna dikkat çekerek, “daha az ödeme yapan emeklilerle daha fazla ödeme yapan emeklikleler aynı ücreti alırsa yüksek ücret ödeyenlerin sisteme olan güveni sarsılır “uyarısında bulundu.
'DAHA FAZLA İNSANIN AÇLIK SINIRI ALTINDA KALMASININ FORMÜLÜ'
En düşük emekli maaşının Hazine katkısıyla 2 bin lira artırılıp bu grubun dışında kalanlara zam verilmemesi akıllara asgari ücret ve asgari ücret üstü maaş alanların gittikçe aralarındaki farkın kapanmasını hatırlatıyor. SGK verilerine göre Türkiye’de çalışanların yüzde 42, Eurostat verilerine göre yüzde 50’ye yakını asgari ücretli. Asgari ücretin bin-bin 500 lira üzerine çıkıldığında bu oran yüzde 70’lere dayanıyor. Üstelik veriler son yıllarda asgari ücretle diğer ücretler arasındaki farkın gittikçe kapandığına işaret ediyor. Uzmanlara göre bunun en önemli nedeniyse asgari ücrete yapılan zam oranın orta ve yüksek ücretlere yapılan zam oranın çok üstünde olması.
Asgari ücrette izlenen bu yöntem daha fazla insanın asgari ücrete yakın ücretlerle çalışmasına neden oluyor, benzer bir durum emekliler için de geçerli mi sorusuna Prof. Dr. Aziz Çelik, şöyle yanıt verdi:
“Evet, bu durumlar benzer. Örneğin asgari ücret zammı daha yüksek olmasına karşın asgari ücret üstündeki ücretlerin artış oranlarının benzer olmadığını biliyoruz. Yani bir anlamda herkes asgari ücrete yaklaştırılıyor. Emekliler açısından duruma bakarsak herkes en düşük emekli aylığına doğru yaklaştırılıyor.”
Asgari ücret Ocak 2023 itibariyle 8 bin 500 liraya çıktı. Öte yandan hızla tırmanan enflasyonla paralel olacak şekilde, ilk ayda asgari ücret açlık sınırının altında kaldı. Doç. Dr. Oğuz Demir’e göre durum emekliler için de benzer şekilde sonuçlandı. Demir, şu yorumu yaptı:
“Müjde olarak duyurulan bu adımla insani olmayan bir ücrette daha önce insani bir ücret almak için daha fazla prim yatıran insanları da bu insani olmayan ücret seviyesine getirilmiş oluyor. Belki daha önce en düşük emekli aylığı alan 500 bin kişi vardı, bu düzenlemeyle bu sayı 800-900 bine çıkacak. Böylece daha fazla insanın açlık sınırı altında kalmasının formülü bulundu.”
'NİSANDA ASGARİ ÜCRET DE ARTIRILABİLİR'
Erdoğan’ın seçime iki aydan az süre kala bu müjdeyi neden verdiği sorusuna hem Çelik hem de Demir seçimleri işaret ederek yanıt verdi.
Prof. Dr. Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Şu anda en düşük emekli aylığı ile asgari ücret arasındaki fark bin lira gibi görünüyor, ancak seçime doğru asgari ücrette artışa gidilebilir. Emekli aylıklarında hem ocak hem de şimdi gelen artış AKP’nin sosyal güvenlik politikalarıyla uyumlu değil, çünkü hedefleri mümkün mertebe emekli aylıklarını düşük tutmaktı. Aslında bugün emekli aylıklarının düşük olmasının sebebi de izlenen bu politikaydı. Bu politikadan cayma son dakikada gündeme geliyorsa bunun nedeni seçimdir. Bu minvalde düşünüldüğünde asgari ücrette de benzer bir yolun izlenebileceğini düşünebiliriz. Elbette şöyle de yapabilirler: Bu kadar zam yaptık emekliden gelecek oy yeterlidir diye de düşünüp asgari ücrete dokunmayabilirler. Eğer alınan bu kadar anketlerde yeteri kadar etkili olmazsa bu noktada asgari ücret için devreye girebilirler.”
Seçimin kaybedilmesi kaygısının bu adımın atılmasında etkili olduğunu söyleyen Doç. Dr. Oğuz Demir sözlerini şöyle tamamladı:
“İktidar seçime avantajlı girmek için bu yöntemi seçmiş görünüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklaması dikkate aldığında iktidar seçimi kazanacağından emin değil. Burada şöyle düşünülmüş olabilir, bu adımla seçimi kazanılabilir eğer planlandığı gibi seçimi kazanılamazsa gelen iktidara bir yük bırakılmış olunacak.”