Dolar, haftanın ilk gününe tarihi zirve 8 TL seviyesini aşarak başladı
Dolar/TL, Merkez Bankası'nın (TCMB) beklentilerin aksine politika faizini sabit tutup onun yerine sıkılaştırmayı faiz koridorunu genişleterek yapması ardından tarihi zirvede seyrini sürdürüyor. TCMB'nin likidite adımları sonucunda gecelik faizler yüzde 14'lere yakınsarken küresel piyasalardaki satış baskısı ve dünyada ve Türkiye'de artan koronavirüs yayılımı da piyasada takip ediliyor.
Dolar/TL, PPK öncesi gördüğü 7,7935 seviyelerinden yeni zirve olan 8,02 seviyelerine kadar çıkmış durumda. Euro/TL ise 9,50 seviyesinde
Piyasada TCMB kararı haricinde yakından izlenen gelişmeler arasında ABD seçimleri, Brexit, koronavirüste küresel ve lokal artış trendi, AB ile tansiyonun yeniden artması endişesi, Azerbaycan-Ermenistan gerilimi ve S-400 hava savunma sistemleri konusunda devam eden süreç öne çıkıyor.
Öte yandan, Coronavirus yayılımı Türkiye'de de belirginleşirken Reuters'ta geçen hafta yayımlanan bir haberde ekonomiyi etkilemeyecek, dar kapsamlı tedbirlerin alınabileceğine dikkat çekiliyor.
Asya borsaları da bugün Avrupa'da ve ABD'deki artan koronavirüs vakalarının küresel gelecek görünümünü zayıflatmasıyla yeni haftaya sönük bir başlangıç yaptı.
Bu hafta üç büyük merkez bankası para kurulu toplantısı yapacak. Piyasalar, Kanada Merkez Bankası'nın ve Japonya Merkez Bankası'nın şimdilik faizleri sabit tutmasını beklerken, Avrupa Merkez Bankası'nın ise enflasyon ve büyümeye karşı temkinli duracağını bekliyor.
İç gündemde ise bu hafta için öne çıkan önemli gelişmeler ise Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın yarın Citibank tarafından düzenlenen yatırımcı görüşmeleri ve TCMB'nin çarşamba günü gerçekleştireceği enflasyon raporu olacak. TCMB'nin yılın son enflasyon raporunda yüzde 8,9 seviyesindeki yıl sonu enflasyon tahminini YEP ile uyumlu olarak yüzde 10,5 civarına revize etmesi bekleniyor.
TCMB geçen hafta politika faizini sabit tutmasına karşın likidite sıkılaştırma adımlarının üst sınırını belirleyen geç likidite penceresini (GLP) 150 baz puan artışla yüzde 14,75'e yükseltti. TCMB'nin ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti cuma günü itibarıyla yüzde 12,88 seviyesinde. Temmuz ortasından beri 500 baz puanın üzerinde sıkılaştırmaya giden TCMB'nin PPK kararı öncesi yapabileceği sıkılaştırmanın üst limiti yüzde 13,25 idi.
PPK sonrası ise bu limit 150 baz puan artışla yüzde 14,75 oldu. Bankacılar Türkiye'den aralıksız çıkış yapan yabancı yatırımcıların TCMB ve takiben diğer ekonomi kuruluşlarının aynı bir önceki PPK sonrası olduğu gibi atabileceği normalleşme adımlarıyla tarihi düşük seviyelerdeki pozisyonlarını yeniden gözden geçirebileceğini düşünüyorlardı. Ancak gelen ilk yorumlar yabancı yatırımcıların geçen haftaki karar sonrası Türkiye pozisyonunda iyimser bir noktaya gitmeyeceği yönünde. Aksine TCMB'nin politikaları ve piyasa beklentilerini yönetebilme kabiliyeti sorgulayor.
TCMB'nin faiz koridorunu asimetrik bir hale getirmesi ise bankacılara göre "daha öngörülemez ve şeffaf olmayan bir para politikası çerçevesine geri dönmek" anlamına geliyor. Kredibilite de eleştiriler arasında.
Bankacılar ekonomi yönetiminin rekabetçi TL söylemine paralel ilgili kararı almış olabileceğini düşünüyorlar. Bu kapsamda ekonomi yönetimi TL'de belirgin bir değer kazancını istemiyor. Ancak bu süreç kamunun 120 milyar doların üzerinde döviz arzı yapması sonrası rezervlerde yaşanan düşüşü ve soru işaretlerini belirginleştiriyor.
Türkiye'nin beş yıllık kredi iflas takası primi (CDS) ise TCMB'den faiz artışı beklentisiyle geçen hafta gerilediği 500 baz puanın yeniden üzerinde CDS bu sabah saat 510/520 seviyesinde.