Dört grafikte Türkiye ekonomisindeki sıkıntılar

EKONOMİ - Son dönemde gelişen ülkeler arasında en kötü performansı sergileyen Türk Lirası'ndan yola çıkarak Türkiye ekonomisi üzerinde baskı yaratan noktaları sıralayan Reuters, özellikle enflasyon ve artan cari açığın yarattığı sıkıntılara dikkat çekti.

Uzmanlar, yüksek büyümenin kağıt üzerinde iyi bir şey gibi görünse de, bu büyümenin kaynaklarını iyi değerlendirmek gerektiğini vurguluyor. Türk Lirası, ülkenin giderek yoğunlaşan iktidar gücü, kötüleşen ekonomik göstergeler ve jeopolitik gerginliklerden oluşan toksik bir karışımla ilgili endişelerin artmasıyla rekor düşük seviyelere geriledi.

Sürekli zayıflayan para birimi ve yüksek enflasyon kendi kendini besleyen bir döngüye kilitlenmiş görünüyor ve bu yıl gelişmekte olan piyasalardaki en kötü performanslardan birini gösteren para birimi için bir yükselişin gerçekleşebileceğine dair çok az işaret var.

Aşağıda, Türkiye ekonomisindeki baskı noktalarını gösteren beş grafik bulunuyor.

Enflasyon, Şubat 2017’den bu yana her ay çift haneli olarak gerçekleşti. Geçen kasım ayında kaydedilen yüzde 12.98 ile son 14 yıllın zirvesine çıktığı noktaya yakın seyrediyor.

Ancak, ekonomik büyümeyi hızlandırmak amacıyla faiz oranlarını azaltmak için büyük bir siyasi baskıyla karşı karşıya kalan Merkez Bankası, yatırımcıların bağımsızlık konusundaki zaten zayıf olan güvenlerini aşındırarak, faiz artımı konusundaki Ortodoks opsiyondan uzaklaşmış durumda.

SEB’den Per Hammarlund, "Merkez Bankası'na olan güven, gerçekten ipin ucunda sallanıyor ve oldukça kırılgan durumda. Şimdilik bir kriz değil, ancak sınırda" dedi.

Döviz rezervlerlerindeki düşüşle birlikte Merkez Bankası'nın TL'yi desteklemek için sınırlı gücü var.

Türkiye, yıldız bir ekonomik büyüme oranına sahip ancak bunun olumsuz tarafı büyümenin kredi büyümesi tarafından yönlendiriliyor olması, bu da ülkenin cari açığı üzerindeki baskıyı artırıyor.

TD Menkul Değerler Yükselen Piyasalar Strateji Birimi'nden Cristian Maggio, "Yüksek büyüme, kâğıt üzerinde iyi bir şeydir, ancak büyümenin neden bu kadar güçlü olduğuna bakarsınız mali teşvik de dahil olmak üzere tüm aşırı ısınma belirtilerini görürsünüz" dedi.

Diğer gelişmekte olan ekonomilerden farklı olarak, Türkiye, ocak ayında bir önceki yıl 2.7 milyar dolar seviyesinde olan cari açığındaki genişlemenin bu yıl 7,1 milyar dolara çıkmasını engelleyemedi.

Türkiye, cari açıktaki bu uçurumu kapatmak için dış finansmana büyük ölçüde ihtiyaç duyduğundan, yatırımcılar, uzun vadeli krediler ve doğrudan yabancı yatırımlar gibi daha fazla bağlı kalınan finansman türlerindeki düşüşe işaret ederek, para girişlerinin türlerine yönelik endişelerini dile getirdi.

Bank of America Merrill Lynch’den Ferhan Salman, "Kısa vadeli finansman (özellikle ticari krediler cinsinden) cari dengenin ana finansman kaynağı oldu. Düşük kaliteli portföy girişleri ve kısa vadeli girişler, gerçek getiriler ve faiz kazanımlarına yönelik taşıdıkları duyarlılık göz önünde bulundurulduğunda parasal ve mali politika alanını kısıtlıyor" dedi.