Döviz kuru Anayasa değişikliğini yakından takip ediyor
TÜRMOB, ‘Dolarizasyon' raporu hazırladı. Rapor, ekonomik ve siyasal risklerin TL'deki değer kaybını büyüttüğüne dikkat çekiyor. Türkiye Serbest Muhasebeci...
TÜRMOB, ‘Dolarizasyon' raporu hazırladı. Rapor, ekonomik ve siyasal risklerin TL'deki değer kaybını büyüttüğüne dikkat çekiyor.
Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği’nin (TÜRMOB), yayınladığı ‘Dolarizasyon’ raporuna göre, önümüzdeki bir yıl içinde 164 milyar dolarlık dış borç servisi gerçekleştirmesi gereken Türkiye, cari açık finansmanı ile birlikte 200 milyar doların üzerinde net döviz girişine ihtiyaç duyuyor. Raporun değerlendirme bölümünde ekonomik ve siyasal risklerin TL’deki değer kaybını büyüttüğüne dikkat çekiliyor. Raporda Anayasa referandumu sürecinin de yatırımcıların yakın takibinde olduğu vurgulanıyor.
Evrensel Gazetesi‘nde yer alan habere göre raporu değerlendiren TÜRMOB Genel Başkanı Cemal Yükselen, son aylarda ekonomide yaşanan gelişmelerden dolayı Türkiye’nin yıllardır temel sorunlarından biri olan dolarizasyon konusunun önemli bir gündem maddesi haline geldiğini dile getirdi. Yükselen, "Çünkü Türkiye ekonomisinde var olan birikmiş yapısal sorunlar yanında, yaşanan dönemsel dalgalanmalar ve zaman zaman beliren riskler ile dolarizasyon olgusu arasında neden-sonuç ya da etki-tepki ilişkisi bulunuyor" dedi.
1 KURUŞLUK ARTIŞ 4.2 MİLYAR BORÇ
Dolar kurundaki her 1 kuruşluk artışın Türkiye’nin toplam dış borçlarının karşılığını 4.2 milyar lira büyüttüğüne dikkat çekerek, ekonomik gelişmeye sekte vurduğunu belirten Yükselen, şu açıklamada bulundu:
"Ülkemizde dolarizasyon daha çok, ulusal paraya güvenin yetersiz kalması yüzünden enflasyon ve ekonomideki diğer nedenlerin getirdiği belirsizliklere karşı geliştirilen bir korunma yöntemi olarak öne çıkıyor. Veriler, ekonomideki aktörler içinde şirketler ve diğer tüzel kişilerden öte, asıl olarak gerçek kişi statüsündeki vatandaşların bir tasarruf aracı olarak dövizi tercih ettiklerini ve döviz biriktirdiklerini gösteriyor. Ekonomik gelişimin önüne engel olan bu sorunu mutlaka çözmemiz gerekiyor. Dövizde kronikleşen yükseliş eğilimi, maliyet enflasyonuna yol açarken, döviz açığı bulunan firmaların bilançoları üzerinde olumsuz etki yapıyor, ithal girdiye bağımlı sanayi kolları başta üretimi baskılıyor, yatırımları caydırıyor."
320 MİLYAR TL KUR FARKI
Dolar kurundaki her 1 kuruşluk artış, Türkiye’nin toplam dış borçlarının karşılığını 4.2 milyar lira büyütüyor. En yeni veri olarak Eylül 2016 sonu düzeyi açıklanan dış borç stoku, bu tarih itibariyle 416.7 milyar dolar düzeyinde. Dolar/TL kuru o tarihte 3 TL düzeyinde bulunuyordu. O tarihten bu yana dalgalı bir seyirle 3.90 TL düzeylerini gören dolar kurunda şubat başı itibariyle 3.77 TL’lik cari düzey baz alındığında, bu sürede kurda yaşanan 83 kuruşluk artışın, dış borca 320 milyar TL’lik kur farkı yüklediği görülüyor.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ YAKIN TAKİPTE
Dolarizasyon raporuna göre, orta Vadeli Programda 2017’nin ortalama kuru 3.18 TL olarak öngörülüp tüm makroekonomik hesap ve tahminler buna göre yapılırken, dolar kuru ocak ayında 3.94’ü aşarak tüm zamanların en yükseğini gördü.
Başta Dolar olmak üzere, yabancı paranın TL karşısında hızla değer kazanmasının iç ve dış nedenleri şöyle açıklandı: "Amerikan Merkez Bankası FED’in önceki yıllarda izlenen parasal genişleme nedeniyle gelişmekte olan ekonomilere akan sermayenin tekrar ülkesine dönmesine etki eden faiz artırımları sürecine girmesi, doları tüm dünyada güçlendiriyor.
Türk siyasal sisteminde köklü bir dönüşüme yol açacak Anayasa değişiklik paketi ile ilgili süreç piyasaların yakın takibinde. Yüksek miktardaki kısa vadeli yükümlülükler nedeniyle var olan büyük çaptaki dış kaynak ihtiyacına karşılık, siyasi ve jeopolitik risk algısı gibi faktörler nedeniyle sermaye girişlerinde yavaşlama, TL’nin değer kaybını büyütüyor.
BELİRSİZLİKLER DOLARA YÖNLENDİRİYOR
Raporun değerlendirme bölümünde siyasi ve ekonomik belirsizliklere dikkat çekiliyor. Buna göre, veriler Türkiye ekonomisinde oldukça yüksek düzeylerde bir dolarizasyon (para ikamesi) olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye’de dolarizasyon daha çok, ulusal paraya güvenin yetersiz kalması yüzünden enflasyon ve ekonomideki diğer nedenlerin getirdiği belirsizliklere karşı geliştirilen bir korunma yöntemi olarak öne çıkıyor.
Ulusal ekonomide dolarizasyon oranı arttıkça, Merkez Bankası ve diğer kurumların enflasyon, faiz, yatırım, büyüme ve istikrar politikalarının etkinliği azalıyor, dolarizasyon nedeniyle kurlarda aşırı bir yükselme ortaya çıkarsa gelir dağılımı bozuluyor, dolar borcu olanlar daha da yoksullaşıyor ve dövize aşırı yüklenme, ani çıkışla ekonomik krize neden olabiliyor.
DOLAR BOZDURMA KAMPANYALARI
Kurlardaki hızlı yükselişe karşı, hükümet ile çeşitli kurum ve kuruluşlar "dolar bozdurma" kampanyaları gerçekleştirdi. Bankalardaki döviz mevduat hesaplarının (DTH) aylara göre seyrine baktığımızda, bu hesapların toplam hacminin Nisan-Ekim döneminde dolar cinsinden önemli miktarda azaldığı, buna karşılık pariteye bağlı olarak bunların Türk parası cinsinden tutarının arttığı, Kasım-Aralık aylarında ise DTH’nin dolar cinsinden yeniden artışa geçtiği dikkati çekiyor.
DTH’nin 2015 sonunda 701.9 milyar TL olan tutarı ise sürekli artarak 2016 sonunda 829.3 milyar TL’ye ulaştı.
EN DÖVİZCİ İLLER ORTA ANADOLU’DA
İller bazında tasarruf mevduatı hacmi içinde dövizin payının en yüksek olduğu ilk 4 il, Orta Anadolu’da. 2016 sonu itibariyle bankalardaki her 100 TL’lik mevduatın Nevşehir’de 55.3, Aksaray’da 53.7, Yozgat’ta 50.4 ve Kırşehir’de 59.9 lirası, yabancı para hesaplarında bulunuyor.
Tasarruf mevduatı içinde yabancı paranın payında bu illeri yüzde 47.1’le İstanbul, yüzde 47 ile Iğdır, yüzde 46.1’le Kayseri, yüzde 43.7 ile Kütahya, yüzde 42.6 ile Hatay ve yüzde 41.7 ile Bayburt izliyor.