‘En değerli 100 Türk markası bir Starbucks edemiyor’

'Dünyanın En Değerli 500 Markası-Global 500' raporuna göre Türkiye sıralamaya girecek bir marka yaratamadığı gibi 'en değerli 100 markası' da değer kaybetti.

‘En değerli 100 Türk markası bir Starbucks edemiyor’

Esra TUR

ARTI GERÇEK- Geçtiğimiz hafta açıklanan dünyanın en değerli 500 markası arasına bu yıl da herhangi bir Türk markasının girmemesi sürpriz olmadı. Rakamlar bir dünya markası olmayan Türkiye’deki en değerli 100 markanın da marka değerlerini bile koruyamadığını gösteriyor.

Uluslararası marka değerlendirme kuruluşu 'Dünyanın En Değerli 500 Markası-Global 500' raporuna göre, 2016’da 29 milyar dolar olan Türkiye’nin en değerli 100 markasının marka değeri 2018’de 3 milyar dolar gerileyerek 25 milyar dolar oldu. Aynı listede yer alan en değerli 500 marka içine giren Amerikalı kahve şirketi Starbucks'ın 32 milyar dolarlık marka değeri ile 100 Türk markasının toplamından daha değerli olması dikkat çekti. Listeye 190 şirket ile en fazla marka sığdıran Amerika'nın pek çok şirketi tek başlarına 100 markanın marka değerinden daha yüksek bir piyasa değerine sahip. Bu şirketler arasında 24 milyar dolar ile McDonald's, 30 milyar dolar ile Coco Cola, 28 milyar dolar ile Nike da yer alıyor. Türkiye’de hem şirketlerin hem de devletin inovasyona yeteri kadar yatırım yapmadığına dikkat çeken uzmanlar sanayide ısrar edilmediği için marka oluşturulamadığını belirtti.

'İNOVASYON ARTIKÇA MARKA DEĞERİ DE ARTIYOR'

'Dünyanın En Değerli 500 Markası-Global 500' raporuna göre, teknoloji şirketi Amazon 150 milyar dolarlık marka değeri ile dünyanın en değerli şirketi. Listenin ilk 3'ünde Apple, Google ve Microsoft gibi teknoloji şirketlerinin yer alması dikkat çekti. Boston Consulting Group’un verilerine göre inovasyona en fazla teknoloji şirketlerinin yatırım yaptığını belirten Brand Finance Türkiye Direktörü Muhterem İlgüner’e göre listede teknoloji şirketlerinin başı çekmesi tesadüf değil. Markaları inovasyona yaptıkları yatırımın küresel yarışta rakiplerinden farklılaştırabileceğine dikkat çeken İlgüner, bazı firmaların cirolarının yüzde 10’nu inovasyon yaratmak için kullandığını belirterek Türk markalarının küresel rekabette başarılı olması için inovasyon yatırımlarını artırmaları gerekiyor.

'EKONOMİ İÇİN MARKALAŞMAK HAYATİ’

Markalaşmanın ülke ekonomisi için hayati öneme sahip olduğunu belirten İlgüner, "İhracata katkı sağlamak için katma değer yaratacak ürün oluşturmanız gerek. Güney Kore ile Türkiye’yi karşılaştırdığımızda durum netleşiyor. 1960’lı yıllarda Güney Kore’de kişi başına düşen milli gelir 80 ABD Doları iken, bizde kişi başına düşen milli gelir ise 380 ABD Doları düzeyindeydi. Güney Kore bugün dünya çapında bilinen Samsung, LG ve KIA gibi markalara sahip. Bu da ülke ekonomisine büyüme ve refah olarak yansıyor" değerlendirmesinde bulundu.

'MARKA OLMADIĞI İÇİN KATMA DEĞER OLUŞTURULAMIYOR'

Dünyanın en değerli 500 markası arasında tek bir Türk markasının olmamasına dikkat çeken bir diğer ekonomist Özcan Kadıoğlu, ihracatta katma değerli ürünlerin yapılıp satılmamasını ise marka değerinin olmamasına bağlıyor. Türkiye’nin ihracatı artsa da ihraç edilen ürünlerin katma değer yaratmaması ekonomiye sınırlı katkı sağlıyor. Son 10 yıldır Türkiye’nin ihracat kg fiyatının 1,36 dolarda sabitlendiğine belirten Kadıoğlu şu değerlendirmede bulundu: "Çimento, seramik ve toprak ürünlerinin kg fiyatı 12 cent (kuruş). Madencilik ürünlerinin 19 sent. Yaş meyve sebze ürünlerinin ortalama kilogram fiyatı 56 sent. Çelik 64 sent. Hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar 72 cent. Madencilik ürünleri ise 19 sent. Ancak, ihraç edilen mücevherin her kilogramı 721 dolar. Savunma ve havacılık 39 dolar. Hazır giyim yaklaşık 15 dolar. Deri ve deri mamulleri 11 dolar. Tütün 7,64 dolar."

'SANAYİDE ISRAR EDİLSEYDİ YERİNDE SAYMAZDI'

İktisatçı yazar Mustafa Sönmez yaptığı değerlendirmede, Türkiye’nin 60 yıl önce Güney Kore ile aynı kulvarda olduğunu hatırlatıyor. Türkiye'nin ekonomik anlamda daha büyük bir ülke olmasına rağmen sanayide ısrar edilmemesi nedeniyle bunca yıldır yerinde saydığını belirtti.

Japonya, Güney Kore ve Hindistan’ın dünya markası oluşturmayı başardığını belirten Sönmez, "Marka oluşturmak için yatırım yapmak gerekir. Markanın piyasada kabul görmesi için bir ihtiyacı da karşılıyor olması lazım. Ancak bunlar yapılmıyor. Eğer sanayide Güney Kore örneğinde olduğu gibi ısrar edilmiş olsaydı onca yılda en azından bir adım atılır, bir marka oluşturulabilirdi" dedi.

‘NET İHRACATCI OLMADAN YERLİ OTO ZOR’

Sık sık gündeme gelen yerli otomotiv üretip marka oluşturma tartışmasına ilişkin olarak ise Sönmez şu değerlendirmede bulundu: "Yerli oto için sadece yedek parça ithal edilmesi ile otonun yüzde 65'ni ithal parçalardan oluşturmuş olacaksınız. Bu şekilde bırakın marka oluşturmayı hali hazırda çok yüksek olan dış ticaret açığını daha da artırısınız. Bir markanın yerli olması için sizin net ihracatçı olmanız gerek."

AMERİKAN MARKALARI LİDERLİĞİ KORUYOR

En değerli 500 marka içinde ABD markaları diğer ülkelere fark atmaya devam ediyor. Global 500 listesinde marka değerinin yüzde 44'ünü (190 şirket) ABD'li şirketler oluştururken, Çinli şirketlerin yüzde 15 (57 şirket), Japon şirketlerin de yüzde 7'lik (35 şirket) orana ulaştığı görüldü. Listedeki ABD'li şirketlerin toplam değeri ise 2,5 trilyon doları geçiyor.

TÜRK MARKALARI LİSTEDE YOK

En değerli markalar listesinde en yüksek paya sahip iş kolu yüzde 20 ile teknoloji. 500 markanın toplam marka değeri 5 trilyon 904 milyar dolar. Teknoloji firmalarının toplam değeri ise 1 trilyon 350 milyar dolar oldu. Geçen sene dünyanın en değerli üçüncü şirketi olan Amazon bu yıl Google ve Apple‘ı sollayarak ilk sıraya yerleşti. Pastadan bankacılık yüzde 14, telekom yüzde 10, perakende ve otomobil sektörleri de yüzde 6 pay aldı. Sıralama tablosunun en altında yer alan markanın değeri 3,7 milyar doları bulurken, bu değere erişen bir Türk markası olmadığı için sıralamada herhangi bir Türk markası yer almadı.

‘En değerli 100 Türk markası bir Starbucks edemiyor’ - Resim : 1

apple google amazon marka microsoft