'Enflasyonda aşırı kamu kontrolünde hassas olunmalı'

İstanbul Sanayi Odası Başkanı Bahçıvan, 'Aşırı kamu kontrolleriyle çok zorlayıcı ve sıkıcı tedbirler, bizi geçmişte unuttuğumuz başka noktalara getirebilir' dedi.

'Enflasyonda aşırı kamu kontrolünde hassas olunmalı'

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, son dönemde piyasalarda ve sektörde yaşanan gelişmelere yönelik değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye’de maliyetten kaynaklanan bir enflasyon bulunduğuna dikkat çeken Bahçıvan, "Maliyetten kaynaklanan enflasyonun ötesinde bu işi belli bir fırsata, belli bir çıkar amaçlı boyuta getirme noktasındaki mücadelelere biz sonuna kadar varız. Ancak ne yazık ki ikisinin birbirinin içine girip de, matematiksel anlamda bir ihtiyaçtan dolayı olanların da bu konudaki yapması gereken zamlar noktasında, bir olumsuz bakış açısının şirketlerin sağlıklı dönüşlerinin ana amaçları olan kar doğurma noktasındaki temel ihtiyaçlarını sekteye uğratırlarsa bu tabii bizi ekonomide başka açmazlara götürebilir ve ekonomik aktivitenin önünü keser" ifadelerini kullandı.

AŞIRI KAMU DİSİPLİNİNDE HASSAS OLMAK GEREKİR

Kar oluşturma noktasında ölçüsüzlüğe karşı olduklarını ancak ölçülü doğacak bir karın da önüne geçilmemesi gerektiğini dile getiren Bahçıvan, şunları kaydetti:

"Tabii ki bu enflasyonla mücadele konusu en azından psikolojik olarak dahi olsa bu haddini aşma noktasında, ölçüyü kaçırma noktasında, bu işi bir fırsata çevirme noktasında olanlara bir dizginleme, bir dengeleme ikazı oluşturdu. Bunu görüyoruz ama aşırı kamu kontrolleri ve aşırı kamu disipliniyle bu konudaki çok zorlayıcı ve sıkıcı tedbirler, bizi yarınlarda farklı, geçmiş hayatımızda kalıp artık unuttuğumuz başka noktalara getirebilir. Orada hassas olmak gerekir."

Türkiye’nin enflasyon konusunda bazı basit yapısal önlemler alabileceğini anlatan Bahçıvan, şöyle devam etti:

"Mesela gıdada yaş meyve ve sebzeden örnek vereceğim. En önemli sorunlardan bir tanesi nakliye sorunu. Allah Türkiye’ye öyle bir imkan vermiş ki ürettiğiniz ürün de deniz kenarında, tükettiğiniz pazar da deniz kenarında. Yaş meyve ve sebzenin çoğu Adana, Mersin ve Ege sahillerinde, tüketimin de yüzde 40-45’i İstanbul’da gerçekleşiyor. Biz en azından şu lojistik, nakliye konusunu deniz yoluyla yapsak, bu konuda çalışılmış miktarsal rakamlarım yok ama her gün Mersin’den, Çukurova’dan, Antalya’dan 2-3 tane konteyner gemisi İstanbul’a gelse, bir tane Avrupa yakasında Ambarlı’ya, bir tane Anadolu yakasında Gebze’ye inse ve o mallar soğutulmuş olarak İstanbul’a oradan dağıtılsa, yolda yakacağınız yakıt, malların yazın maalesef hoşaf olması, kışın donması önlense ben iddia ediyorum toplam enflasyona en az 1-2 puan katkı olabilir."

KIDEM TAZMİNATI SON DERECE DEMODE

"Bugünkü haliyle kıdem tazminatı son derece demode, çağın dahi gerisinde kalmış bir uygulama" diyen Bahçıvan, Türkiye’de en büyük sorunlardan birisinin tasarruf eksikliği olduğuna dikkat çekti.

Kıdem tazminatının bugünkü halinden çıkartılıp bir zorunlu tasarrufsal modele dönüştürülmesi noktasındaki bir çabanın dahi Türkiye’nin hayrına yapılacak en büyük hizmetlerden bir tanesi olduğunu belirten Bahçıvan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bugün birçok iyi niyetli üretici, sanayici, müteşebbis, girişimci hayatını kaybediyor ve onun hayatını kaybetmesiyle yanında çalışan 15-20 yıllık insanların birikimleri de heba olup gidiyor. Bu nedenle sizin çalışan olarak hayatınızın 20 senesini bir iş verene teslim etmek mi yoksa her ay bir kumbaraya gider gibi o birikimlerin orada bir tasarrufa dönüşmesi, ülke tasarrufuna katkı sağlaması mı? İster 5 sene ister 15 sene ister 25 sene…

Sonra da sizin varlığınızın en azından kendi kontrolünüzde aynen bireysel emeklilik sistemine benzer bir modelde değerlendirilmesi mi? Cumhurbaşkanımız, bu çalışmayı bizzat kendi kontrolüne almış olmasıyla, umut ediyoruz ki artık bu anlamsız tartışmanın önüne bir set çekecek ve Türkiye, her yönüyle çok daha çağdaş ve çok daha fazla katkı sağlayacak bir kıdem tazminatı modelini hayata geçirecek." (EKONOMİ SERVİSİ)

Enflasyon İstanbul Sanayi Odası Erdal Bahçıvan