Bahçeli'den SDG'ye 10 Mart mutabakatı çağrısı

MHP lideri Devlet Bahçeli, 'al-ver sürecinde değiliz' diyerek SDG'ye '10 Mart tarihli mutabakata mutlaka riayet etme' çağrısı yaptı. Bahçeli, eyleme karışmamış PKK'liler için de 'ailesiyle kucaklaşmalı' ifadelerini kullandı.

Bahçeli'den SDG'ye 10 Mart mutabakatı çağrısı

Artı Gerçek - Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkgün gazetesine verdiği röportajın ikinci bölümünde gündeme ilişkin kritik değerlendirmelerde bulundu.

Röportajda, Suriye Demokratik Güçlerine (SDG) yönelik değerlendirmeler yapan Bahçeli, SDG'nin İmralı’dan yapılan 27 Şubat çağrısına uymadığını savunarak, Şam yönetimiyle 10 Mart’ta imzalanan mutabakata riayet edilmesi gerektiğini söyledi.

Bahçeli, PKK’nin 12 Mayıs’ta silah bıraktığını ve 11 Temmuz’da bir grubun silahlarını yaktığını anımsatarak, “İmralı’nın çağrısı PKK’nın yanı sıra tüm bileşenleri kapsıyor. Bizim anladığımız bu” ifadelerini kullandı.

Bahçeli, hedefledikleri yeni dönemin yalnızca güvenlik değil, aynı zamanda toplumsal iyileşme süreci olduğunu söyledi:

“Önyargıların düğümlerini çözmek istiyoruz. Kapanan diyalogları daha üst bir uzlaşma seviyesinde canlandırmanın arzusundayız.”

SDG'YE ÇAĞRI

Bahçeli'nin röportajından öne çıkan başlıklar şöyle:

"PKK’nın kurucu önderliği elini taşın altına koymuştur. 27 Şubat Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın hitamında PKK 12 Mayıs’ta silah bırakmış ve örgütsel varlığını lağvetmiştir. 11 Temmuz’da bir grup PKK’lı silahlarını yakmıştır.

Özellikle Suriye’nin kuzey doğusunda tesir alanı bulunan SDG/YPG henüz silah bırakmamış, 27 Şubat İmralı çağrısına riayet etmemiştir. Halbuki İmralı’nın çağrısı PKK’nın yanı sıra bölücü terörün tüm bileşenlerini kapsamaktadır. En azından bizim anladığımız böyledir, yorumumuz bu doğrultudadır. SDG/YPG Şam yönetimiyle imzalanan 10 Mart tarihli mutabakata mutlaka riayet etmelidir.

*Salih Müslim, Öcalan ile komisyon görüşmesine dikkat çekti: 'Demokrasi yoksa entegrasyon da yok'

'AL-VER SÜRECİNE KAPALIYIZ'

'Terörsüz Türkiye' hedefini zehirleme arayışında olanlara bilhassa milletimiz kulak asmayacak, itibar etmeyecektir.

Kim ki 'Terörsüz Türkiye'den rahatsızsa bir karanlık, bir kurnazlık, bir kumpas içindedir.

Yüzleşmek için cesaret ve özgüven gerekir. Yüzleşmek tek taraflı işleyen bir davranış kalıbı değildir.
Yüzleşerek huzurun yüzeyine tam manasıyla çıkacağımızı düşünüyorum. Korkuları bir kenara bırakalım, korkulukları yıkıp geçelim.

Şehit ailelerimiz kaygılanmasın. Gazilerimiz korkuya kapılmasın. Onların başlarını öne eğdirmeyeceğiz. Pazarlık içinde değiliz. Al-ver sürecine tamamıyla kapalıyız.

Terörsüz Türkiye hedefini istismar eden sözde milliyetçi geçinenleri de ademe mahkum ediyoruz.

Hiç kimseyi ayırmadan, dışlamadan, ötekileştirmeden; bunun da ötesinde bir ve eşit görerek yeni yüzyılda, yepyeni destanlara imza atacak sosyal, siyasal ve ekonomik doğruluş iradesini ihyanın peşindeyiz.

Türk ile Kürt arasına saçılmak istenen emperyalizm mamulü nifak tohumlarının çürütülmesi, bu kutlu kardeşlik hukukunun arasına dikilmek istenen ayrımcılık bariyerlerinin yıkılıp atılması “Terörsüz Türkiye” hedefinin asıl ve esas amacıdır.

Nitekim amaç hasbidir, harbidir, haysiyetlidir ve hakikat temeline dayalıdır.

Bakınız, Kürt kardeşlerimin terörle uzaktan yakından bağ ve bağlantısı yoktur.

'EYLEMDE BULUNMAMIŞ KİM VARSA AİLESİYLE KUCAKLAŞMALIDIR'

Farklı saik ve sebeplerle aldanıp kandırılan, fakat suça karışmamış, silahlı bir eylemde bulunmamış kim varsa gelip ailesiyle kucaklaşmalıdır.

Bizim kaybına göz yumacağımız, heba edeceğimiz tek bir insanımız yoktur.

Türkiye Cumhuriyeti haşmetlidir, bunun yanında şefkatlidir.

Ayrılıkçı emeller, ayrımcılığı tahrik ve teşmil eden entrikacı hevesler çöpe atılacaktır. Bu coğrafyada var olmanın, hür ve müstakil yaşamanın gerek ve yeter şartı da budur.

Enginde yolunu şaşırmış, zahiresi tükenmiş, üstelik güvertesi su almaya başlamış bir geminin yolcuları olmaya ne niyetimiz ne de merakımız vardır." (HABER MERKEZİ)

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli süreç Suriye Demokratik Güçleri (SDG)