Erdoğan: IMF'ye altın teklif ettim
Erdoğan, IMF'ye zamanında altınla borçlanmayı teklif ettiğini belirterek, "Borçlandırmalar altınla olsun. Çünkü dolarla, sürekli olarak dünya bir kur baskısı altında kalıyor" dedi.
EKONOMİ - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Global Girişimcilik Kongresi'nde yaptığı konuşmada, zamanında IMF'ye altınla borçlanma teklif ettiğini belirterek, "Mesela bir teklifim olmuştu niye bu borçlandırmaları dolarla yapıyorsunuz gelin başka bir birim yapalım. Altınla olsun, altının ayarı hiçbir şeye benzemez. Biz dolarla bir kur baskısı altına kalıyor. Devletleri ve milletleri bu kur baskısından kurtarmamız lazım. Altın tarih boyunca bir baskı unsuru olmamıştır" dedi.
Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Eski sistemin zaaflarından biri ekonomi ve siyasetin karıştırılmış olmasıydı. Devletler ve toplumlar çeşitli tedbirler almıştır. Türkiye olarak bunu yaşadık. Ekonomimizi düzeltmek için ülkemizin siyasi olarak vesayet altına alınma noktasına gittiğini gördük. Davos’ta bir toplantı yapıyoruz. İsmini vermiyim dönemin IMF başkanı toplantı yapıyoruz. 23.5 milyar dolar borcumuz var o zaman. Hafızamda ne varsa konuşurum. Belki sizler bazı şeyleri yaşamadınız. Ben yaşadım. 23.5 milyar dolar borcumuz var. Onlar bizim ekonomimizle ilgili bunu konuşmuyorlar. Ya siyaseten de idare etmek istiyor. Dedim ki bakın siz Türkiye’ye belli bir borç verdiniz. Taksitleri alıyorsunuz. Zaman zaman hesapları kontrol ediyorsunuz bunlar hakkınızdır. Bu ülkenin başbakanı benim kusura bakma siyaseten idare etmeye karışamazsınız. IMF’in ruhunda vesayetçilik var. Dünyanın zavallı garip ülkelerinin bir çoğu kurtulamadıkları için onları inim inim inletiyorlar. Biz taksitimizi öderiz dedik. Siyaseten karışamazsınız.
ALTINI TEKLİF ETTİM
2013 biz borcumuzu ödedik bitirdik. Ondan sonra 5 milyar euro borç istediler. Verelim mi dedim arkadaşlara verdik. Biz yolumuza onlar yoluna, IMF’e bir kuruş borcumuz yok şu anda. Borcumuzu ödedik anlaşmayı sonlandırdık. IMF’i kuran kim? Mesela bir teklifim olmuştu niye bu borçlandırmaları dolarla yapıyorsunuz gelin başka bir birim yapalım. Altınla olsun, altının ayarı hiçbir şeye benzemez. Biz dolarla bir kur baskısı altına kalıyor. Devletleri ve milletleri bu kur baskısından kurtarmamız lazım. Altın tarih boyunca bir baskı unsuru olmamıştır. Dolayısıyla bu adım altınla atılsın. Bazı emperyal ülkeler Afrika’nın elmaslarını ne yaptılar oralardan topladılar. Oralara faydası oldu mu olmadı. Ben girişimci ruhunu insanlık için kullanan dostlara da bunu hatırlatmak isterim. Dayanışmamız çok önemli. Teknik anlamda destek alınabilir. Bunun sınırı belirlenmeli."
DÖVİZ REZERVİNİ TEKRAR YÜKSELTECEĞİZ
Erdoğan, "Döviz rezervlerimiz 17.5 milyar dolardan 130 milyar dolara kadar çıktı. Son dönemde bu rakam maalesef 110 milyar dolara indi" diyen Erdoğani "Kamu stokumuzun milli gelire oranını yüzde 8.5'e kadar indirdik. Ama bununla yetinemeyiz. Döviz rezervini tekrar yükselteceğiz" yorumunda bulundu.
EN AZ ÜÇ ÇOCUK DİYORUM
Erdoğan, konuşmasında 'üç çocuk' istediğini de yineleyerek, şöyle konuştu:
"Kamu borç stokumuzun milli gelire oranını yüzde 60’tan yüzde 8.5’e kadar indirdik. Biz bunlarla yetinebilecek bir ülke değiliz. Ciddi bir genç nüfusumuz var. Bu nüfusumuz dinamiktir, iyi yetişmiş bir genç nüfusumuz var. Bütün ailelere en az üç çocuk istiyorum diyorum. Ülkem için.
Genç bir nüfusa sahip olmazsak dünya yaşlanıyor. Yaşlı bir nüfusla bir yere yaklaşılamaz. Ekonomide bize ders verirken şöyle derlerdi, insan, emek sermaye yatırım. Tamam da bu anlattıklarınız birbiri ile çelişkili bunların hepsinin temelinde insan yatıyor.
Uluslararası camiaya mesaj vermiş oluyorum. İnsandan çekinmiyelim. Bütün girişimcilik ruhunda insan var. Girişimci insanlara ihtiyacımız var. Girişimci insanları yetiştirmek durumundayız."
LAFA GELİNCE BARIŞ! NASIL BARIŞ?
Amerika, Fransa ve İngiltere'nin cumartesi günü Suriye Rejimi'ne yönelik yaptığı hava operasyonuyla alakalı değerlendirmede bulunan Erdoğan, "Suriye'de yaşananları neyle izah edeceğiz. Suriye'de yedi yıldır bir süreç var. Bu süreç içinde emperyal güçler acaba Suriye'den ne kadar insanı kendi ülkelerine çekip aldılar. Ama Türkiye 3,5 milyon insanı barındırıyor. Onlar geldiler kimyasal silah dediler vurdular. Tutturdukları tek şey var, kimyasal silah kullandıkları için vurduk. Konvansiyonel silahlarla ölenleri bir kenara koy sadece kimyasal silahlarla öldürülene bak böyle adalet olur mu? Gel vur burayı ondan sonra barış de. Olmaz olsun böyle barış. Diyoruz ki gelin bu dünyada yeni bir barışın temelini atalım. Böyle rastgele bu ülkelere bombaları yağdırmayalım, varil bombalarını yağdırmayalım" dedi.
"Biz diyoruz ki gelin bu dünyada yeni bir barışın temelini atalım, rastgele bombalar yağdırmayalım. Bedelini şöyle bir çıkardığımız zaman, büyük rakamların kullanıldığı ve aşırı derecede sefaletin sürdüğü bir dünya reva mıdır?" şeklinde açıklamada bulunan Erdoğan konuşmasının devamında şunları söyledi:
"Lafa gelince barış! Nasıl barış? Olmaz olsun böyle barış! Biz 31 milyar dolar Türkiye'deki mülteciler için harcama yaptık. Dünyadan size bir şey gelmedi mi? AB'nin bize verdiği söz 3+3 milyar euro bizim hesaplara geçen, UNESCO vasıtasıyla Kızılay ve AFAD'a geliyor. 1.850 milyar euro. Gelen bir şey yok. Gelene bakarım. Gelse de gelmese de biz o mültecileri evimizde özellikle misafir etmeye devam edeceğiz. Milyarlarca dolar kullanılıyor. Trump'ta ifade etti. Milyarlar konuşuldu. İlk Irak'a vurdukları zaman, Obama aynı şekilde devam... Artık bu noktada deneyimli bir tecrübe kitabımız oluşuyor. İnşallah bunları kaleme alacağız. Tecrübe edilmiş olarak ortaya koyacağız. Kimseyi zalimlerin insafına ya da denizde boğulmalara terk etmeden herkese kapımızı açtık. Bu insani tutumumuzdan asla taviz vermedik. Ülkemize gelen mültecilerin sebebi olan, ülkemize gelen tehditlerin kaynağı durumunda terör örgütlerin üzerine kararlılıkla gittik."
Erdoğan'ın konuşmasından diğer satırbaşları şu şekilde:
- Geçtiğimiz 15 yılda yaptığımız reformlar ile ülkemize sınıf atlattık. Sadece 2006 yılından 2017 yılına kadar 180 milyar dolarlık uluslararası yatırım çekmiş bir ülkedir.
- 2013 yılından bu yana kesintisiz bir şekilde maruz kaldığımız saldırılara rağmen elde edildiğinin unutulmaması lazım. Bu dönemi geçirebilmiş olsaydık, uluslararası yatırım rakamlarını ikiye ya da üçe katlayabilirdik. Bir başka önemli yanı da, yatırımlar dünyadaki tüm yatırımlar içerisinde örneklemede ilk 10'a giren yatırımlar var. İşte şu an bunlardan en önemlisi bu yıl sonuna doğru açılışını yapacağımız havalimanımız. İlk açılış itibarıyla yıllık yolcu potansiyeli 90 milyon olacak, 2023'te de ikinci etabı bitecek ve 150 milyon hatta 200 milyona kadar yıllık yolcu kapasitesine ulaşabilecek.
- Biz, ufuk açtık ama girişimcilik ruhunu verdiğimiz girişimcilerimizi teşvik ettiğimiz, onlara adımı attırdığımız 5 tane girişimcimizi bir araya getirmek suretiyle onlar yaptı. Biz göreve geldiğimiz de biz devlet olarak tüccarlık yapmayacağız artık ticaretin içerisinde olmayacağız. Bu alanı tamamıyla girişimcilerimize bırakıp, onlar vasıtasıyla büyümeyi sürdüreceğiz.
- Yüzde 7.4'lük büyüme ile G20'de birinci sırada, OECD'de ikinci sırada yer aldık. Türkiye'nin büyüme başarısı daha da iyi anlaşılacaktır. Kamu ve özel sektör yatırımlarının tutarı ilk defa 1 trilyon lirayı aşacak. Bu da 4 katlık bir artışa denk geliyor. Bu nereden nereye göstermesi bakımından çok önemli. Bugün Türkiye GSMH bakımından dünyanın 17. sırasında yer alan büyük bir ekonomi. Burada güven ve istikrar var.
- Kendi girişimcimiz üçüncü dünya ülkelerinde kendilerine pazar bulma imkanı yakaladılar. Turist sayımız 13 milyondan 36 milyon, gelirimiz ise 26.3 milyar seviyesine çıktı. Turizmde darbe girişimleri sebebiyle sıkıntılar yaşadık ama onları da aştık. Bu yıl turizmde beklentimiz çok yüksek turist sayısında 36 milyonu yakalayabiliriz. Şu an özellikle ciddi manada başka işaretler geliyor.
- Genç ve dinamik nüfusa ihtiyacımız var. Bu nüfusa sahip olmazsak yaşlanacağız. Yaşlı bir nüfusla da bir yere varmak mümkün değil. Her şeyin temelinde insan yatıyor. İnsan varsa emek, sermaye, yatırım var. Diğerleri insanın türevi. İnsanın türevi olduğuna göre yatırımı öncelikle insana yapmamız lazım. Genç nüfusa Türkiye'nin ihtiyacı var. İnsandan çekinmeyelim. Bu girişimciliğin ruhunda da insan var. Girişimci insanlara ihtiyacımız var. El ele verip yetiştirmek zorundayız.
- Türkiye sadece Asya ile Avrupa'nın geçiş noktası değildir. Çok geniş bir alanda milyarlarca nüfusa hitap eden bir coğrafyadır. Daha çok yatırım yaparak, daha çok üreterek, daha çok istihdam oluşturarak yolumuza devam etme kararındayız. Girişimcilere ve yatırımcılara çok önemli destek ve teşvikler sağlıyoruz.
- Önce yatırım ortamının iyileştirilmesi ile ilgili sonrasında da stratejik yatırımlar ile ilgili önemli adımlar attık. İlk etapta toplam yatırım tutarı 135 milyar lirayı bulan 23 projeye teşvik belgelerini verdik. İhracata 6 milyar lira katkı sağlayacak. Aynı zamanda 34 bin doğrudan 134 bin de dolaylı bir istihdam çıkaracaktır. Bu teşviklerin iş dünyamıza hayırlı olmasını diliyorum. Bu düzenlemeler ile şirket kuruluşundan banka ipoteklerine kadar birçok kolaylıklar sağladık. Devamı var, tamamlandığında da hayata geçireceğiz.