HDP'den çağrı: Asgari ücret en az net 16 bin 250 lira olmalı
Artı Gerçek - HDP, asgari ücretin yüzde 30’luk enflasyon farkıyla en az net 16 bin 250 liraya çıkması çağrısında bulundu. HDP Ekonomi ve Tarım Komisyonu’ndan sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Rıdvan Turan, devam eden asgari ücret tartışmalarına dair yazılı açıklamasında, "İktidar mahfillerince dillendirilen artış miktarı ile asgari ücretin açlık sınırının altında kalmayı sürdüreceği açıktır" dedi.
Turan, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun yarınki toplantısı öncesinde yaptığı açıklamada, “Milyonlarca işçi asgari ücret tartışmalarına dikkat kesilmiş durumda. Ekonomi Bakanlığına Mehmet Şimşek’in, MB Başkanlığı’na Hafize Gaye Erkan’ın getirilmesi ile gömlek değiştiren ekonomi politikalarının muhtevası itibariyle geniş işçi emekçi kesimlerde refah artışı sağlayamayacağını, asgari ücrette neye karar kılınırsa kılınsın refah artışının mümkün olmayacağını hatta mevcudu koruyamayacağını biliyoruz. Türkiye ekonomisi son derece ağır yapısal sorunlarla maluldür” ifadelerini kullandı.
‘DÖVİZ KRİZİ ENGELLENMELİ’
Ekonominin yeni önceliğinin, yerel seçimlere kadar bir döviz krizinin patlamasının engellenmesi olması gerektiği ifade edilen açıklamada, “Bunun tek yolu da uluslararası sermayenin portföy yatırımları ile ülkeye çekilmesi ve yeni borçların bulunmasıdır. Bu sayede ülkenin yapısal sorunları çözülmüş olunmasa da yerel seçimlere kadar durumun daha vahimleşmesi engellenmeye çalışılacaktır” ifadelerine yer verildi.
'BÜTÇE AÇIĞI YÜZDE 312 ARTTI'
Bu yılın merkezi yönetim bütçesinde öngörülen açığın, deprem ve EYT gibi faktörlerle daha da arttığı ve bu yılın ilk dört ayındaki bütçe açığının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 312 oranında artarak 264 milyar TL’ye çıktığı kaydedilen açıklamada, faiz giderlerinin de yüzde 95’in üzerine çıktığı hatırlatıldı.
'KISA VADELİ BORÇ STOKU 200 MİLYAR DOLAR'
Açıklamada, “Cari açık bu yıl 58 milyar dolar ile finansmanı olanaksız bir noktaya taşınmıştır. Bu yıl ödenmesi gereken kısa vadeli borç stoku 200 milyar dolardır. Merkez Bankasının iç ve dış borçları ve toplamda bu borçları çevirebilmek için gereken döviz rezervlerinin kuru tutma inadıyla eritilmesi de durumu vahimleştiren bir başka tablodur” diye belirtildi.
Açıklamanın devamında, şu ifadelere yer verildi: “İktidar sınıfsal tercihleri nedeniyle bütçe açığını kapatmak için para basmaya, vergi gelirlerini arttırmaya, cari açığın finansmanı ve borçların çevrilebilmesi için de dış kaynağa yönelmektedir. Bu politikaların bundan evvel olduğu gibi işçi sınıfını ve yoksulları vuracağı, enflasyonu tırmandıracağı, işsizliği arttıracağı, iddiaların aksine gelir dağılımı adaletsizliğini derinleştireceği ortadadır.
'ÇALIŞAN NÜFUSUN YARISINDAN FAZLASI ASGARİ ÜCRETE MAHKUM'
Bu eksenden asgari ücret tartışmalarına bakıldığında; asgari ücret artışının refah artışını sağlayamayacağını, hatta mevcudu koruyamayacağını, kozmetik iyileştirmelerin de kısa sürede enflasyonla geri alınacağını vurgulamak gereklidir. Kaldı ki iktidarın asgari ücret politikası, çalışan nüfusun yarıdan fazlasının asgari ücrete mahkûm olmasına sebep olmaktadır. Her geçen gün de daha çok çalışan da reel ücretlerinin düşmesi ile bu kümeye dâhil olmaktadır.
'EMEKTEN YANA TERCİHLERE SAHİP BİR ENFLASYONU DÜŞÜRME HEDEFİ' ÇAĞRISI
O yüzden öncelikli olarak hedefine emekten yana tercihlere sahip bir enflasyonu düşürme hedefini koymayan bir anlayışın asgari ücret üzerinden refah artışı sağlayabilmesi olanaksızdır. Kaldı ki iktidar mahfillerince dillendirilen artış miktarı ile asgari ücretin açlık sınırının altında kalmayı sürdüreceği açıktır. Bu sebeple asgari ücretin, geçen dönem önerdiğimiz 12,500 liralık net asgari ücretin yüzde 30 enflasyon farkıyla en az net 16,250 liraya çıkması gerekmektedir." (MA)
Seçim sonrası '500 dolar' vaadi rafa kalktı: Asgari ücret için ikinci toplantı yarın