Nebati: Yeni modeli devreye almasaydık enflasyonla birlikte ekonomide durgunluk da yaşayacaktık
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Ekonomik Dönüşüm ve Yeni Paradigmalar Zirvesi'nde konuştu. Nebati, burada yaptığı konuşmada, Türkiye Ekonomisi'ne ilişkin olarak, "Yeni ekonomi politikamız Türkiye ekonomisinin tüm yapısal sorunlarını çözmeyi amaçladığı aşikar. Yeni modeli devreye almasaydık enflasyonla birlikte ekonomide durgunluk sorunu da yaşayacaktık" diye konuştu.
Nebati, "Modelin en önemli saç ayağı ise Türk Lirası'na olan güvenin artmasıdır" dedi. Nebati, "Her ülkenin yapısı, doğal kaynakları farklıdır. Gelişmekte olan ülkelere kalkınmanın tek reçetesi olarak sunulan Ortodoks ekonomi politikaları, gelişmekte olan birçok ülkede büyük cari işlemler açığı ve beraberinde borç krizleriyle neticelenmiştir" ifadelerini kullandı.
Ekonomide en önemli sorunun enflasyon olduğunu belirten Nebati, "Enerji ve emtiada yaşanan yükselişler tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de enflasyonun en temel sebepleridir. Bununla birlikte döviz kurundaki artış ve atalette enflasyon üzerinde etkili olmuştur" dedi.
Nebati'nin konuşmasında öne çıkanlar şöyle:
"Gerek ulusal, gerek küresel iktisat tarihi incelendiğinde, iktisat politikalarının dizaynı ile dönemsel ekonomik gelişmeler arasında sıkı bir korelasyon olduğu görülür. Farklı dönemlerde farklı iktisadi düşüncelerin hakim olmasında; toplumsal ve teknolojik dönüşümlerin sosyoekonomik şartların değişmesine neden olması ve bu değişimin yeni politika setlerinin oluşturulmasını zorunlu kılması söz konusudur. Eskiden 100 yılda ulaştığımız ekonomik eşiğe 21. yüzyılda çok daha hızlı ulaşıyoruz. Bununla birlikte ekonomi politikasının güncellenmesi de zorunlu kılınmaktadır. İktisat tarihi incelendiğinde, aynı ekonomi politikalarının her ülkede aynı neticeler doğurmadığı gerçeğiyle karşılaşırız. Bir ülke ekonomisinin büyüme performansına olumlu etki eden bir politika, başka bir ülkede enflasyonist baskılara neden olabilmektedir.
Her ülkenin yapısı, doğal kaynakları farklıdır. Gelişmekte olan ülkelere kalkınmanın tek reçetesi olarak sunulan Ortodoks ekonomi politikaları, gelişmekte olan birçok ülkede büyük cari işlemler açığı ve beraberinde borç krizleriyle neticelenmiştir. Hemen hemen her ülke pandemi döneminde parasal genişleme yolunu seçmiş ve faiz indirimine gitmiştir.
MODELİN EN ÖNEMLİ SAC AYAĞI TL'YE GÜVENİN SAĞLAMLAŞTIRILMASI
Türkiye stratejik lokasyonu ve sahip olduğu önemli alt yapısıyla kuşkusuz dünyada öne çıkmıştır. Son 20 yılda gerçekleştirdiğimiz reformların temelinde hedeflerime kısa sürede ulaşacağız. Modelin en önemli saç ayağı ise Türk Lirası'na olan güvenin artmasıdır. Türkiye Ekonomi Modeli'nin üretim, yatırım, istihdam ve büyümede verdiği olumlu sonuçları hepimiz seyrediyoruz. Türkiye büyümede G20 ülkeleri içerisinde en iyi performansı gösteren ülkeler arasındadır.
Modelimizin istihdamı artırma noktasında hedeflerime uyumlu şekilde ilerlediği de aşikar. Bu yılın ilk ayında 613 milyon kişilik yeni bir istihdam yaratmıştır. Modelin temel amaçlarınadn biri cari işlemler sorununu kalıcı olarak çözmektir. Cari fazla verme hedefini aslında başardık. Ama başta Rusya Ukrayna savaşının etkisiyle artan enerji fiyatları, enerji ithalatçısı olan bir ülke olarak görünümü bozmuştur ancak bunun geçici olacağına inanıyoruz.
YENİ EKONOMİ POLİTİKASI YAPISAL SORUNLARI KALICI ŞEKİLDE ÇÖZECEK
Cumhurbaşkanlığımızın önderliğinde hem yeni kaynak aramaya hem de yeni alternatif kaynaklara geçme sürecimi devam ediyor. Ekonomide en önemli sorun tüm dünyanın mücadele ettiği enflasyon. Enerji ve emtiada yaşanan yükselişler tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de enflasyonun en temel sebepleridir. Bununla birlikte döviz kurundaki artış ve atalette enflasyon üzerinde etkili olmuştur.
Yeni ekonomi politikamızı Türkiye'nin tüm yapısal sorunlarını kalıcı şekilde çözecek şekilde hedefledik.
Yeni ekonomi politikamız Türkiye ekonomisinin tüm yapısal sorunlarını çözmeyi amaçladığı aşikar, eğer yeni ekonomi modelini uygulamaya almasaydık, durgunluk ve buna bağlı birçok sorunla karşı karşıya kalacaktık, enflasyon sorun olmaya devam edecekti. Her ülkenin yapısı, dinamikleri, gerçekliği farklıdır, sorunların çözüm reçetelerinin de farklı olması son derece doğaldır. Ortodoks reçeteler ülkemiz ihtiyaçları için yetersiz.
Tüm küresel sarsıntılara rağmen ülkemiz birçok alanda olumlu gelişmeler kaydederken, çeşitli çevrelerce ekonomi modelimizin insafsızca ve adeta ideolojik bir saplantıya varırcasına eleştirilmesini şaşkınlıkla karşıladığımızı belirtmek isterim. Bugün,"Modern Para Teorisi"; "Halk Ekonomisi"; "Girişimci Devlet" anlayışı; "Kalkınmacı Merkez Bankacılığı" ve daha birçok yaklaşım, bildiğiniz üzere son derece popüler olan Heterodoks ekonomi yaklaşımlarına bazı örneklerdir. Türkiye birilerinin dayattığı anlayışla hareket etmek zorunda değildir."