‘Sanayici rant şehvetinden uzak tutulsun’
Kapitalizm lehine ölçüsüz bir değişim yaşandığını belirten İstanbul Sanayi Odası Başkanı Bahçıvan: Sanayicinin inşaat rantının şehvetine kapılmasının önlenmeli
EKONOMİ - İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan, sanayiden çıkışın, bugün yaşandığı kadar kolay olmayacak bir yapıya kavuşturulması gerektiğini söyledi. Sanayi alanlarının kamu mülkiyetinde bulunması ve doğru planlamayla belirlenen bölgelerde yatırımcıya sadece kullanım amaçlı uzun vadeli kiralamanın bir yöntem olabileceğini savunan Bahçıvan, böylelikle sanayicinin "inşaat rantının ve AVM’nin şehvetine kapılmasının önlenebileceği" görüşünü dile getirdi.
Dünya gazetesinde yer alan habere göre Bahçıvan, hedeflerle bağdaşmayan teşvik sisteminin yerine "tüccar bakışı ile yönetilen teşvik aklı"nın konulması ve unutulan planlama konusunun da yeniden ele alınması gerektiğini kaydetti. Erdal Bahçıvan, kısa vadeli sorunların, sanayide uzun vadeli teknolojik dönüşüme fırsat tanımadığını da vurguladı.
Bahçıvan, hesapsız yapılan işlerin, kaynak açığı bulunan Türkiye’de kaynak israfına neden olduğunu, günlük sorunların yoğunluğunun da sanayide dayatan dönüşümün tartışılmasına fırsat tanımadığını vurguladı.
Erdal Bahçıvan, Endüstri 4.0 olarak tanımlanan yeni üretim ilişkilerine uyumda geç kalmanın Türkiye’ye ciddi maliyeti olacağını, konunun taşıdığı önem ölçeğinde ülke gündeminde tartışılmadığını söyledi. Bahçıvan, "Günlük koşuşturmadan sanayinin dönüşümü konusuna zaman bulamıyoruz. ‘Endüstri 4.0 ve bu eksendeki gelişmelerin neresindeyiz, ne yapmamız gerekiyor’ konusunu sadece sanayicinin değil, tüm sektörlerin sorgulaması lazım. Ne yazık ki, bu tür gereklilikleri zamanında yapamadığımızda, süreç zorluyor ve yasa zoruyla değişim gündeme geliyor. Bu arzu ettiğimiz bir durum değil" değerlendirmesini yaptı.
TAPU SANAYİCİNİN OLMAMALI
Sanayinin ve sanayiciliğin birçok yönüyle diğer sektörlerden farklı ele alınması gerektiğini de anlatan Bahçıvan, sanayiye girmek kadar çıkmanın da zor olması gerektiğini söyledi. Sanayicinin rant ile ilişkisini sınırlandıracak bir yapının oluşturulmasına inandığını anlatan Bahçıvan, "Sanayicilerin sanayicilikten kolay vazgeçememeleri lazım. Örneğin sanayi arsalarının sanayicinin öz malı olmaması gerekir. Sanayi arsasının tapusu sanayicinin olmayacak" dedi.
RANT ŞEHVETİNE KAPILMA ÖNLENMELİ
Sanayi arsalarının devletin mülkiyetinde bulunması ve yatırımcıya 100 yıla kadar süreyle aynı amaçla kullanma koşuluyla kiralanmasının doğru bir yöntem olabileceğini savunan Erdal Bahçıvan, "Arsa devletin olmalı ki, buradaki sanayici belirli bir süre sonra AVM, rezidans, ofis gibi rant şehvetine kapılmasın. Değerlenen arsanın rant potansiyeli belediyeyi de yoldan çıkarmasın" yorumunu yaptı.
Bahçıvan, organize sanayi bölgelerinde "arsamın değeri ne kadar arttı, ne kadar artacak" hesabını yapanların bulunduğunu, bu durumun avantajlı bölgelerdeki sanayi faaliyetlerinin gerektiği gibi yürütülmesine orta ve uzun vadede zarar verdiğini kaydetti.
Plansız ve yoğun kentleşmeyle fabrikaların ve sanayi tesislerinin sıklıkla yer değiştirdiğine dikkat çeken Bahçıvan, "Bir fabrikanın kuruluşundan itibaren 3-4 kez taşındığını görüyoruz. Arsa değeri bir kazanç gibi görünse de aslında, her taşınmada sıfırdan yeni arsa ve bina yatırımı gerektiği için, gerçekte önemli bir kaynak israfı yaşanıyor" tespitinde bulundu.
KAPİTALİZM LEHİNE ÖLÇÜSÜZ DEĞİŞİM ARTIK FAZLA
Bahçıvan, Türkiye’nin son yıllarda "planlama" konusunu da ihmal ettiğine dikkat çekti. "İsteyen istediği yerde istediği işi hesapsız kitapsızca yapabiliyor" diyen Bahçıvan, konuya ilişkin yorumunu şu sözlerle ifade etti: "Ölçü ve alternatif maliyeti sorgulamıyoruz. Liberalizmin sınırlarını zorlayan noktalara geldik. Kapitalizm lehine ölçüsüz bir değişim, artık bize fazla geliyor. Plansızlık ve ölçüsüzlüğü gözden geçirme meselesi, Türkiye’nin bir an önce çözmesi gereken önemli bir sorun haline geldi."
TEŞVİK MEKANİZMALARININ SEÇİMİ İSABETLİ DEĞİL
Bahçıvan, teşvikler konusuna ilişkin yorumunu ise "Teşvik mekanizmalarının seçiminde isabetli olunduğu kanaatinde değilim. Türkiye’de teşvik aklının da çok fazla değiştiğini düşünmüyorum" sözleriyle ortaya koydu. "Teşvik aklının tüccarca yönetilmesi lazım" diyen Bahçıvan, konuya yönelik şu değerlendirmeyi yaptı: "Her alana teşvik kaynak israfıdır. Kaldı ki, iyi sanatçı, iyi futbolcu olduğu gibi işini iyi yapabilen, işini iyi bilen ve iyi bilemeyenler de var. Teşvik vererek iyi ressam bulabilir misiniz? Türkiye’nin gerçekten ihtiyacı olan mallar tespit edilecek, bunları kimlerin üretebileceği belli; teşvik bunlara verilecek. Tabii takibi, denetimi yapılacak ve başarısızlık halinde de hesabı sorulacak."