Şimşek: Yüzde 25 kira sınırının devam etmemesi gerektiğini düşünüyorum

Şimşek: Yüzde 25 kira sınırının devam etmemesi gerektiğini düşünüyorum
Bakan Şimşek, kira artışlarında temmuza kadar devam edecek olan yüzde 25 sınırının yeniden uzatılmayacağı mesajı verdi. Şimşek "Devam etmesi için bir sebep görmüyorum, etmemesi gerektiğini düşünüyorum, etmesi yönünde yapılan bir çalışma da yok" dedi.

Artı Gerçek - Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yürüttükleri ekonomi politikasının sonuçlarını almaya başladıklarını, Türkiye'ye fon akışında da büyük artış olduğunu savundu. 'Yapısal reformları' hızlandıracaklarını belirten Şimşek, KDV'de ise artış öngörmediklerini söyledi.

TRT Haber yayınında soruları yanıtlayan Şimşek özetle şunları söyledi:

DENGELENME SÜRECİNE GİRDİK: Her şeyden önce ekonomide bir yeniden dengelenme sürecine girdik. Yani iç talebin aşırı artışı nedeniyle bir takım makro ekonomik dengesizlikler ortaya çıkmıştı. Şimdi orada bir yumuşama var. Net ihracatın etkisi ekonomide olumluya dönmeye başladı. Yani büyümede kompozisyon değişiyor, büyümede bir dengelenme var. Bu da beraberinde ortaya çıkan dengesizlikleri gideriyor.

EN ÖNEMLİ DENGESİZLİK CARİ AÇIK: En önemli dengesizliklerden bir tanesi cari açık. Geçen sene mayıs ayında 57 milyar dolar civarındaydı. Büyük bir açık. Bu sene bu açık mayıs ayı itibarıyla 30 milyar doların altına düşmüş olacak. Dolayısıyla çok ciddi bir iyileşme var. Yani Türkiye'nin dış açığında yarı yarıya düşüş var. Önemli dengesizliklerden bir tanesi bu çerçevede giderilmiş oldu. Geçen sene mayıs sonu itibarıyla piyasa değerlendirmelerine bakarsanız, özellikle depremin etkisiyle bütçe açığının milli gelire oran olarak yüzde beldi 9-10'ları bulabileceği öngörülüyordu piyasalar tarafından. Biz bunu geçen sene yüzde 5,2'de tuttuk. Bu da önemli bir dengesizlik ve deprem hariç bütçe açığı milli gelire oran olarak sadece yüzde 1,6 bu da önemli. Dolayısıyla temel dengesizlikleri giderme anlamında program çalışıyor.

FON AKIŞINDA BÜYÜK AKIŞ VAR: Programın çalıştığını özetleyen bazı göstergeler var. Örneğin, Türkiye'nin risk primi. Türkiye'nin risk primi geçen sene mayıs ayında 700 baz puanın üzerindeydi. Bugün 270'in altına düştü. Bu dönemde gelişmekte olan ülkelere göre çok muazzam bir performans göstermişiz. Yani sadece bizim risk primimiz düşmemiş başka bize benzer ülkelere oranla risk primimiz çok daha hızlı şekilde düşmüş. Risk priminin düşmesi burada aslında programın çalıştığını özetleyen bir gösterge. Çünkü bu Türkiye'ye fon akışında maliyeti belirleyen unsurlardan bir tanesi. Türkiye fon akışında bizim öngördüğümüzden çok daha büyük bir artış var. Özellikle yerel seçimlerden s sonra son 1,5 ayda o kadar ciddi bir fon akışı ve Türk lirası lehine portföy değişikliği var ki, Merkez Bankası swap hariç rezerv pozisyonu neredeyse 49 milyar dolarlık bir iyileşme gösterdi. Bahsettiğim süreç 1,5 aylık bir süreçten bahsediyoruz. Belirsizlikler azaldıkça, programın çalıştığı ortaya çıktıkça Türkiye'ye rağbet artıyor. 12 yıl sonra Fitch, Türkiye'nin kredi notunu artırdı. S&P 11 yıl sonra Türkiye'nin kredi notunu artırdı. Artırmakla kalmadılar bizim görünümümüz pozitif. Program bu şekilde çalışmaya devam ederse biz notu tekrar artıracağız şeklinde pozitif görünümde duruyorlar. Bunların hepsi önemli yani ekonomide büyümenin kompozisyonu iyileşiyor. Daha sürdürülebilir daha dengeli bir büyüme var. Makro ekonomik dengesizlikler yavaş yavaş ortadan kalkıyor.

ENFLASYON BEKLENTİSİNDE MUAZZAM BİR İYİLEŞME VAR: Enflasyon beklentileri geçen sene ekim ayına gidin, programın gerçek anlamda devreye girip çalışmaya başladığı dönem. O döneme göre enflasyon beklentilerinde muazzam bir iyileşme var. Önümüzdeki 12 ayda piyasaya sorduğunuz zaman enflasyon düşüşü öngörülüyor. Yüzde 33 civarına indi. Örneğin, 2 yıllık perspektifi alırsanız yüzde 22 civarına kadar indi. Fakat bunu performansla destekleyeceğiz, sürekli bir şekilde programı güçlendireceğiz. Sonuç almak da bir süreç işi. Şuna inanıyorum ki, programı güçlendirdikçe de çok daha iyi sonuçlar alacağız. Aslında başladık biz programı güçlendirmeye. Tasarruf paketini açıklamamız bunun bir ayağı. Ama daha birçok önümüzdeki dönemde programı güçlendirecek ilave adımlar atacağız. Bunlar bir kısmı kamu maliyesi ayağında, bir kısmı yapısal dönüşüm ayağında olacak.

KİRAYA YÜZDE 25 SINIRI: Devam etmesi için bir sebep görmüyorum, etmemesi gerektiğini düşünüyorum, etmesi yönünde yapılan bir çalışma da yok. Büyük ihtimalle devam etmez diye düşünüyorum. Piyasada fiyatlara müdahale edilmemesi gerektiğine inanıyorum.

KDV: KDV'de herhangi bir artış öngörmüyoruz. Para politikası, maliye politikası ve gelirler politikası ahenkli bir şekilde çalışıyor.

EKONOMİ POLİTİKALARI KURALA DAYALI OLACAK: Bu program içeride ve dışarıda ciddi bir rağbet görüyor. Bizim gittiğimiz bazı uluslararası platformlarda programın başarısı konuşuldukça, bu program sanki Türkiye'nin öz evlatları tarafından hazırlanmamış gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Hatırlarsanız, ilk gün devir teslimde çok net bir tutum sergilemiştim. Demiştim ki, bundan sonra bizim politikalar, kurala dayalı olacak. Yani öngörülebilir olacak. İkinci olarak uluslararası normlara uygun olacak demiştik. Şimdi, uluslararası normlara uygun, kurala dayalı, kredibilitesi yüksek bir programı ortaya koymanız, sonra bu programla başarı elde etmeniz, dışarıda övüldüğü için dışarıda hazırlanmış bir program gibi lanse etmek doğru bir yaklaşım değil. Bu program Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet bey ve beni bir kenara bırakalım. Orta Vadeli Program perspektifiyle, bu strateji bütçe başkanlığındaki çok değerli arkadaşlarımızın, Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndaki çok değerli arkadaşlarımızın ortaya koydukları katkıları görmemezlikten gelmektir. Bu program kendi öz programımızdır, kurala dayalıdır ve uluslararası normlara uygundur.

BÜTÇE AÇIĞI BEKLENTİNİN ALTINDA OLACAK: Bu sene çok büyük ihtimalle biz bütçe açığını hedeflediğimizin çok altında bir noktada harcama disipliniyle, harcama kesintileriyle biz geçen sene ki açığın altında bir açıkla kapatacağız. Maliye politikası ayağında dezenflasyona biz güçlü destek vermiş olacağız.

Öne Çıkanlar