Son gelişmelere göre 10 soruda EYT
Artı Gerçek - Kamuoyunda uzun zamandır tartışılan EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) konusunda iktidar tarafından hazırlanan düzenlemede sona yaklaşılıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, planlanan formüle dair son açıklamasında net bilgiler verdi.
Bakanlığın 2023 yılı bütçesinin TBMM Plan Bütçe Komisyonu'ndaki görüşmelerinde milletvekillerinin sorularına cevap olarak özetle, “sigortalılık başlangıcı 8 Eylül 1999 öncesinde olan yaklaşık 4,5 milyon kişi olduğu, bunlardan 2022/Haziran ayı itibariyle prim gün sayısı ve sigortalılık süresini dolduran ve yaş şartı kaldırıldığında hemen emekli olabilecek kişi sayısının 1,5 milyon civarında bulunduğu, yılsonu itibariyle bu sayının bir miktar değişebileceği (muhtemelen artacak), geriye kalanların da zaman içinde sigortalılık süresi ve prim gün sayısını tamamlayıp emeklilik hakkı elde edeceği, EYT'lilerin büyük çoğunluğunu SSK primi ödeyen 4/a’lıların oluşturduğu ve yüzde 87'sinin bir işte çalıştığı, bu nedenle EYT düzenlemesinin çıkmasıyla özel sektörün kıdem tazminatı sorunuyla karşı karşıya kalacağı, prime takılma gibi bir durum olmayacağı, çünkü 8 Eylül 1999 öncesi prim gün şartının değiştirilmeyeceği, yapılacak olan düzenlemenin sınır koyan bir düzenleme olmayacağı, herkesi kapsayan bir düzenleme olacağı” yönünde açıklamalar yaptı.
Peki bakanın bu açıklamaları ne anlama geliyor? EYT düzenlemesi kimleri, hangi koşullarda kapsayacak? Ekonomi gazetesi Dünya'nın yazarlarından Celal Özgen, merak edilenleri 10 soruda yanıtladı. Özgen'in yazısı şöyle:
-Kimler EYT kapsamına giriyor?
EYT kapsamına ilk sigortalılık başlangıcı 8 Eylül 1999 ve öncesi olup, prim gün sayısı ve sigortalılık süresini doldurmuş, ancak yaşını dolduramamış olanlar girmektedir.
Bakanın son açıklamasına göre, emeklilik için 8 Eylül 1999 öncesindeki emeklilik şartlarının aranacağı, bu çerçevede 5000 prim gün sayısı + kadınlarda 20 yıl, erkeklerde 25 yıl sigortalılık süresini yerine getirmiş olanların yaş şartı aranmadan emekli olabileceği anlaşılmaktadır.
Bakanın açıklamasında 8 Eylül 1999 öncesindeki diğer emeklilik alternatifleri olan;
-Kadınlarda 50 yaş + 5000 prim gün sayısı veya 15 yıl sigortalılık süresi+ 50 yaş + 3600 prim gün sayısı,
-Erkeklerde ise 55 yaş + 5000 prim gün sayısı veya 15 yıl sigortalılık süresi+ 55 yaş + 3600 prim gün sayısı
Emeklilik seçenekleri ile ilgili herhangi bir açıklama yapılmamış ise de, belirtildiği gibi eğer 8 Eylül 1999 öncesindeki emeklilik şartlarına tamamen dönülecekse, bu şartlarla da EYT kapsamında emekli olmak mümkün olacaktır.
- 8/9/1999 tarihinden sonra ilk defa çalışmaya başlayan ve prim gününü dolduranlar EYT kapsamında emekli olabilecek mi?
TBMM’ye gelecek yasa teklifinde eğer farklı bir düzenleme olmazsa, ilk sigortalılık başlangıcı 9 Eylül 1999 ve sonrası olan kişiler EYT kapsamına girmediklerinden bu durumda olan sigortalılar emeklilik için gerekli olan prim gün sayısını (7000 gün) doldurmuş olsalar dahi EYT kapsamında emekli olamayacaklardır. Bu durumda olanlar prim gün sayısının yanı sıra kanunda öngörülen yaş şartlarını (kadın ise 58 yaş, erkek ise 60 yaş) yerine getirmek suretiyle emekli olabileceklerdir.
Doğal olarak durum, önümüzdeki yıllarda yeni bir EYT sorununu (ikinci EYT’liler) gündeme getirecektir.
Örneğin, 1 Ocak 2000 tarihinde 22 yaşında işe başlamış ve bugüne kadar da kesintisiz çalışarak 8000 günden fazla prim gününe ulaşmış 44 yaşındaki bir kadın emeklilik için 58 yaşını, erkek ise 60 yaşını bekleyecektir.
- Askerlik borçlanması ile EYT kapsamına girilebilir mi?
Askerlik borçlanması ile EYT kapsamına girilip girilemeyeceği, kişinin ilk sigortalılık başlangıç tarihine, askerlik hizmetinin ilk sigortalılık başlangıç tarihinden önce yapılıp yapılmadığına ve kaç ay borçlanma yapılacağına göre değişmektedir.
Askerlik hizmeti eğer ilk sigortalılık başlangıç tarihinden sonra yapılmışsa, yapılacak askerlik borçlanması ile EYT kapsamına girmek mümkün olmayacaktır.
Eğer, askerlik hizmeti ilk sigortalılık başlangıcından önce yapılmış ise, borçlanma durumunda borçlanılacak süre kadar sigortalılık başlangıcı geriye gitmektedir.
Dolayısıyla, ilk sigortalılık başlangıcından önceki askerlik hizmetinin borçlanılması durumunda, ilk sigortalılık başlangıç tarihinden itibaren borçlanılan süre kadar geriye gidildiğinde bulunacak tarih 8 Eylül 1999 ve öncesine gidiyorsa prim gün sayısı ve sigortalılık süresi şartını yerine getirerek EYT kapsamında emekli olmak mümkün olabilecektir.
Aday çırak, çırak veya stajyer sigortalılık başlangıcı olanlar EYT’li olabilir mi?
Aday çırak, çırak veya stajyer sigortalılıklarında sadece kısa vadeli sigorta kolları (iş kazası, meslek hastalığı, hastalık) primi ödenmekte, uzun vadeli sigorta kolları (emeklilik) primi ise ödenmemektir.
Dolayısıyla, aday çırak, çırak veya stajyer sigortalılıklarında emeklilik primi ödenmediğinden, bu tür sigortalılık başlangıçları emeklilik şartlarının belirlenmesinde dikkate alınmamaktadır.
Bu çerçevede, şu andaki mevzuata göre bir kişinin 8 Eylül 1999 ve öncesi bir tarihte aday çırak, çırak veya stajyer sigortalılıktan kaynaklanan bir başlangıcı olsa dahi (bu tür sigortalılıklara borçlanma gibi bir imkan getirilmediği sürece) EYT düzenlemesi kapsamında emekli olması mümkün olmayacaktır.
- EYT kapsamında emekli olacak işçiler ihbar süresine uymak zorunda mı?
İhbar tazminatı, sözleşmeyi fesheden tarafın, bu durumu kanuni ihbar önellerine uygun bir şekilde karşı tarafa bildirmemesi halinde ödemesi gereken bir tazminattır.
Yargıtay’ın 22. H.D. 2016/27701 Esas ve 2020/630 Karar sayılı kararında; “İhbar tazminatı, iş sözleşmesini fesheden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminat olması nedeniyle, iş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir nedene dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmaz. İşçinin 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesi hükümleri uyarınca emeklilik, muvazzaf askerlik, evlilik gibi nedenlerle iş sözleşmesini feshetmesi durumunda ihbar tazminatı talep hakkı bulunmamaktadır. Anılan fesihlerde işveren de ihbar tazminatı talep edemez.” denilerek buna ilişkin görüş ortaya konulmuştur.
Dolayısıyla, çıkacak EYT düzenlemesi kapsamında iş sözleşmesini feshedecek olan işçinin ihbar süresine uyma zorunluluğu olmadığı gibi, işçi veya işveren ihbar tazminatına da hak kazanamamaktadır.
- EYT’den yararlanmak için belli bir başvuru süresi olacak mı?
İlk sigortalılık başlangıcı 8 Eylül 1999 ve öncesi olan kişiler için yaş şartının kaldırılması durumunda EYT kapsamında emekli olabilmeleri için sigortalılık süresi ve prim gün sayısı şartlarını yerine getirmeleri gerecektir.
Bakanın açıklamasında da belirttiği üzere, yaş şartı kaldırıldığında sigortalılık süresi ve prim gün sayısını doldurması nedeniyle hemen emekli olabilecek 1,5 milyon kişi olduğu gibi, zaman içerisinde bu şartları yerine getirecek yaklaşık 3 milyon kişi daha bulunmakta olup, yapılacak olan düzenlemenin sınır koyan bir düzenleme olmayacağı belirtilmiştir.
Dolayısıyla, çıkarılacak olan EYT düzenlemesinde, emeklilik için belli bir tarihe kadar başvuruda bulunma şeklinde sınırlayıcı bir düzenleme olmayacaktır. Aksi bir durum pek çok kişinin mağduriyetine yol açacaktır.
- EYT kapsamında emeklilik hakkını kazanan kişileri işveren işten çıkmaya zorlayabilir mi?
Sosyal güvenlik mevzuatında emekli aylığı kişinin talebi/başvurusu üzerine bağlanmaktadır. Başka bir ifadeyle, bütün emeklilik şartları yerine getirilmiş olsa dahi, SGK kişinin talebi olmaksızın kendiliğinden emekli aylığı bağlamamaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18’inci maddesinde; “... işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yetersizliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.” Şeklinde düzenleme yapılmıştır.
İş Kanunu’nun 18’ inci maddesinde geçerli fesih halleri arasında emeklilik olgusuna yer verilmemiştir.
Nitekim, Y9.HD.nin 27.10.2003 Ta., 18257/ 17985 sayılı kararında da “Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacının fesih tarihinde emekliliğe hak kazandığı sabit olup, uyuşmazlık dışıdır. Belirtmek gerekir ki bu salt emeklilik fesih için geçerli bir neden olamaz. Emekliliğin fesih için geçerli bir neden teşkil edeceğine dair bir kurala yer verilmiş değildir.” denilerek emekliliğin tek başına fesih için geçerli bir neden olamayacağına dikkat çekilmiştir.
Dolayısıyla, EYT kapsamında emeklilik şartlarını yerine getirmiş olmasına rağmen, emekli olmayarak çalışmayı tercih edecek personelin, işveren tarafından salt emeklilik şartlarını yerine getirdiğinden bahisle işten çıkmaya zorlanamayacak olup, aksi halde işçinin işe iade davası açma hakkı gündeme gelebilecektir.
- EYT kapsamında emekli olacak kişiler aynı veya farklı bir işyerinde çalışmaya devam edebilir mi?
Sosyal güvenlik destek primi uygulaması, belirli yaş, sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısı şartını yerine getirip emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanmış kişilerin emekli aylıkları kesilmeden çalışmalarını sürdürmelerine imkan veren bir uygulamadır.
Dolayısıyla, aksine bir düzenleme yapılmaması durumunda, EYT kapsamında emekli olacak olan kişiler işverenin de kabul etmesi durumunda aynı veya farklı bir işyerinde Sosyal Güvenlik Destek Primli (SGDP) olarak çalışabilecektir.
- EYT kapsamında emekli olduktan sonra SGDP’li çalışmanın emekli aylığına bir katkısı olacak mı?
Sosyal güvenlik destek primi içinde emeklilik (malullük, yaşlılık ve ölüm) primleri olmadığından, sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmanın emekli aylığına herhangi bir katkısı bulunmamaktadır.
Ayrıca, sosyal güvenlik destek primleri toptan ödeme olarak iade edilmemekte ve hizmet birleştirilmelerinde dikkate alınmamaktadır.
- EYT kapsamında emekli olan kişi BES’ten de yaşını beklemeden emekli olabilir mi?
Bireysel Emeklilik Sistemi (BES/OKS) kamu sosyal güvenlik sisteminin (SGK) tamamlayıcısı niteliğinde olmakla birlikte, her iki sistemin tabi olduğu mevzuat, sağlandığı haklar ve bu haklardan yararlanma şartları farklıdır.
Dolayısıyla, bir kişinin yaş şartı kaldırılarak SGK’dan EYT kapsamında emekli olması, o kişinin varsa BES’ten de emekli olacağı anlamına gelmemektedir.
Bireysel emekliliğe hak kazanılabilmesi için ilgili kişin bireysel emeklilik sistemine giriş tarihinden itibaren en az 10 yıl sistemde bulunmak koşuluyla 56 yaşını tamamlaması gerekmektedir.