THY'nin ardından üç kurum daha Hamidiye Su'yu kesti

THY'nin ardından üç kurum daha Hamidiye Su'yu kesti
THY'nin yer hizmetleri veren iştirak şirketi TGS'nin, İBB iştiraki Hamidiye Su ile anlaşmasını sonlandırmasının ardından Milli Saraylar ve Vakıfbank ile iki bakanlık da su almayı bıraktı.

ARTI GERÇEK - THY'nin yer hizmetleri veren iştirak şirketi TGS'nin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki olan Hamidiye Su şirketinden su alım anlaşmasını sonlandırmasının ardından Milli Saraylar ve Vakıfbank ile iki bakanlığın da su almayı bıraktığı belirtildi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) ait Hamidiye Su şirketine boykot uygulayan kamu kuruluşlarına yenilerinin eklendiği ortaya çıktı.

RS FM canlı yayınına katılan İBB Meclisi CHP Grup Sözcüsü Tarık Balyalı, 'Kültür ve Sanayi Bakanlıkları ile Milli Saraylar İdaresi ve Vakıfbank’ın da Hamidiye ile olan sözleşmelerini sonlandırdığını' ilk kez açıkladı.

Türk Hava Yolları’nın (THY) iştiraki olan ve yer hizmetlerini yürüten TGS’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) ait Hamidiye su ile yaptığı anlaşmayı sonlandırması sosyal medyada büyük tepkilere sebep olmuştu.

İBB Meclisi’nin CHP Grup Sözcüsü Tarık Balyalı, RS FM’de Atilla Güner’le Akşam Postası yayınına bağlandı ve Hamdiye’ye iki bakanlık, Milli Saraylar ve Vakıfbank’ın da boykot uyguladığını ilk kez açıkladı.

BAKANLIKLAR DA ALMIYOR

Balyalı, kamu kurumlarının Hamidiye ile sözleşmelerini Ekrem İmamoğlu’nun başkan seçilmesi sonrası sonlandırdığını söyledi:

"Bu İmamoğlu’na karşı bir can acıtma operasyonu. Birçok kamu kuruluşu Hamidiye ile ilişkisini ya sözleşmesi bittiği için ya da sözleşmesinin ortasındayken sonlandırdı. Bunun tek sebebi Ekrem İmamoğlu’nun belediye başkanı olmasıdır. Yıllar boyunca Hamidiye Su'yu almışlar. Seçimle birlikte sihirli değnek değmiş Hamidiye’den vazgeçmişler. Bunun başka bir gerekçesi yok. 250’den fazla çalışan var. 1902 yılından beri su üretiyor. İstanbul için de çok ciddi bir değer. Temiz ve kaliteli su sunan bir kuruluş. Mesela Kültür Bakanlığı, Bilim ve Sanayi Bakanlığı, Milli Saraylar vazgeçti Hamidiye almaktan. Vakıfbank su almayı bıraktı. Bunun negatif bir kampanya olduğundan başkası aklımıza gelmiyor."

Balyalı, buna rağmen vatandaşların Hamidiye’ye olan ilgisinin arttığını ve İstanbul’un her yerinden bayilik için kendilerine talep geldiğini anlattı:

"Çağrı merkezine gelen istek ve çağrılarda üç kat artış var. İstanbul’un her yerinden bayilik için başvurular var. Geçmiş döneme göre işbirliği yapılan tedarikçiler, bayiler hep siyasi gerekçelerle dağıtılmış. Biz bunun tam tersini yapmaya çalışıyoruz. Tamamen bir anlayış farklılığı var. Hamidiye su kötüyse pahalıysa geçmişte de öyleydi. 23 Haziran’dan sonra ne değişti? Belediye Başkanı değişti sadece…"

FATİH ALTAYLI: SU EKREMİYE SUYU DEĞİL HAMİDİYE SUYU...

Öte yandan, Habertürk yazarı Fatih Altaylı da, Hamidiye Su üyeliğini iptal eden kurumlar için, "Biraz garipsedik. ‘Geçici bir kızgınlıktır. Sonuç olarak bu su Ekremiye suyu değil, Hamidiye suyu. Kurucusu Sultan Abdülhamid, adını bile ondan alıyor. Ekrem’e kızıp Sultan Hamid’den vazgeçmezler herhalde’ diye düşündük" dedi.

Fatih Altaylı, Habertürk'te "Hazımsızlığın suyunu çıkarmak" başlığıyla yayımlanan yazısında "İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerini CHP kazanınca, kaybeden tarafın bir miktar hazım sorunu çekmesi normaldir. Bunun makul miktarı anlayışla karşılanabilir. Ne de olsa çeyrek asırlık ‘yeme rejimi’ değişince, elbette hazım sorunları ortaya çıkacaktır" ifadesini kullandı.

Altaylı şöyle devam etti:

"Siz de beslenme rejiminizi aniden değiştirirseniz, siz de karın ağrısı çekersiniz. Bu hazım sorunu ile ilgili olsa gerek, İBB CHP’li bir Başkan’a geçince, İBB’nin tarihi kuruluşlarından ‘Hamidiye Suları’ AK Parti’de gaz yapmaya başladı. Bunun sonucu olarak da bazı kamu kuruluşları yerli ve milli ama CHP’li belediyeye ait Hamidiye Suları’nın kurumlara alınmaması talimatı verdiler.

Hatta haberlere göre İBB’nin personel maaşlarını yatırdığı kamu bankası bile ‘Hamidiye’den vazgeçenler’ arasına katıldı. Biraz garipsedik. Yine de ‘Geçici bir kızgınlıktır. Sonuç olarak bu su Ekremiye suyu değil, Hamidiye suyu. Kurucusu Sultan Abdülhamid, adını bile ondan alıyor. Ekrem’e kızıp Sultan Hamid’den vazgeçmezler herhalde’ diye düşündük.

Geçen hafta THY ile yurt dışından gelirken, en merak ettiğim şey, uçakta yıllardır verilen Hamidiye Su’yun yine olup olmayacağıydı. Servis önümüze koyulunca tepsinin köşesinde Hamidiye bardağını görünce açık söyleyeyim, sevindim. ‘Bak’ dedim, kendi kendime ‘Demek ki bu bir yaygın talimat değil, densiz bir işlemden ibaretmiş. THY ve DO-CO hâlâ Hamidiye aldığına göre, saçma bir kan davası güdülmüyor.’ Hatta hostes hanımefendiye de bu memnuniyetimi belirterek, ‘THY Hamidiye’den vazgeçmemiş. Bravo’ gibi bir şeyler söyledim.

Genç hostes kızımız da tebessümle yanıt verdi. Ama o da. Dün öğrendik ki, THY ve DO-CO da talimat almış gibi artık yolculara Hamidiye değil, Fransızlara ait bir su markasını verecekmiş. Biri belediyenin suyu. Yüzde yüz yerli ve milli. Üstelik de Osmanlı’dan bu yana varolan, Sultan Hamid’in adını verdiği su.

Diğeri ise Fransız Danone. Yerli ve milli diye yer gök inletenlerin, en sevdikleri Sultan’ın suyundan bile vazgeçecek kadar hazım sorunu çekmesi normal değil. Sonuç olarak o su hepimizin suyu. Bir aklı başında kişi de tüm bu kurumları ‘Yapmayın arkadaşlar. O Hamidiye’yi çıkaran belediye dün bizimdi. Yarın yine bizim olabilir. O Hamidiye hepimizin’ diyemiyor mu! Yazık. Çok yazık. Epey yazık.

HER ŞEY DÜŞER ELEKTRİK ARTAR

Türkiye bir yandan krizin etkisiyle bocalayan sanayii üretimini toparlamak için ‘Finansal’ önlemler alıyor. Kredi musluklarını açıyor, faizleri düşürüyor, doğru denilebilecek önlemler alıyor. Diğer yandan sanayinin en önemli hammaddesi enerji fiyatlarını arttırıp duruyor. Dün yine elektriğe yüzde 15 zam geldi. Pardon abartmayayım, yüzde 14,9. Bu son bir yıl içinde gelen 5. zam. 2018 Ağustos’unda yüzde 9, Eylül’ünde yüzde 9, Ekim’inde yüzde 9, 2019’un Temmuz’unda yüzde 15, Ekim’inde yüzde 15 zam geldi.

2018 sonunda bir 10’luk indirim oldu. Yani Ekim 2018’de yapılan zam geri alındı diyebiliriz. Ama 1 yıl içindeki artış hemen hemen yüzde 50. Açıklanan yıllık enflasyon rakamları doğru ise bir yıllık enflasyon yüzde 15 civarında.Yüzde 50 zammın sebebi yüzde 15’lik enflasyon olamaz. Bir yıllık kur artışı desen 2018 Eylül’ünde dolar 6,30 TL. Yani o günden bugüne gerilemiş. Artış yok. Zamların nedeni dolar kuru da değil. Doğalgaz fiyatı desen, onu tam bilmiyoruz ama Avrupa’nın satın aldığı gaz fiyatlarının en düşük dönemde olduğunu biliyoruz. Peki bu zamlar niye!

MAAŞ DEĞİL LİYAKAT SORUNU

Geçen hafta sonunda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın basın danışmanını belediyenin ulaşımla ilgili şirketlerinden birine atamasını eleştirdim. Hele hele ‘hesap sorma’ durumunda olan bir gazetecinin, uzmanı olmadığı bir konuda kendisine verilen görevi kabul etmesinin de yanlış olduğunu söyledim. Belediye açıklama yaptı: ‘O arkadaş atandığı yönetim kurullarından sadece birinden maaş alacak.'

Yani diyorlar ki, ‘Biz o arkadaşın cebine para koymak için atamadık. Ben zaten öyle bir iddiada bulunmadım. Ben sadece liyakatten söz ettim. Maaş ver. Orada verilecek 10-15 bin lira maaş belediyeyi de devleti de batırmaz.

Ama bir işin başına o işi bilmeyen, layık olmayan, yani liyakat sahibi olmayan birini getirirsen o kişi o işi batırabilir. 15 bin lira maaştan tasarruf ettiğini zannedersin, bilgisizliği ile tecrübesizliği ile milyonlarca lira zarara neden olur. Yıllardan beri ‘liyakat’ diye bağırmamızın nedeni bu! CHP’nin de bu nedenle bağırdığını zannediyordum doğrusu."

Öne Çıkanlar