'Türkiye'den lüks marka çıkmaz'

İHKİB Başkanı Tanrıverdi: Kıyafet için eskiden beş yıllık bir bedel ödeniyordu, şimdi üç yıllık ödeniyor. Türkiye'den lüks bir marka çıkmasını kimse beklemesin...

'Türkiye'den lüks marka çıkmaz'

EKONOMİ - İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, Türkiye'den lüks bir marka çıkmasını kimsenin beklememesi gerektiğini, Türkiye'de böyle bir potansiyel bulunmadığını, hem talebin hem de hedefin olmadığını söyledi.

Türkiye'nin orta ve ulaşılabilir markalar çıkarmayı hedeflemesi gerektiğini vurgulayan Tanrıverdi, şunları kaydetti: "Zaten dünyanın trendi de o yönde gidiyor. Eskiden giyim harcamaları yiyecek içecekten sonra ikinci sıradaydı, şimdi sekizinci sıraya kadar düştü. Önüne teknolojiden tutun da ulaşıma kadar birçok farklı şey girdi ve kıyafet biraz daha gerilere gitti. İnsanlar artık çok hızlı tüketiyorlar. Hem en ucuza almak hem de modayı takip etmek istiyorlar. Eskiden alınan bir elbise üç yıl dolabınızda dururdu ve giyilirdi. Ama şimdi insanlar bir sezon geçtikten sonra o kıyafeti giymek istemiyorlar. Yani, kıyafet için eskiden beş yıllık bir bedel ödeniyordu, şimdi üç yıllık bir bedel ödeniyor. Bundan dolayı da artık fast fashion dediğimiz hızlı moda var. Modada da hızlı tüketim başladı."

Tanrıverdi, Türkiye'nin yılda 17 milyar dolar civarında hazır giyim ihraç ettiğini belirterek, 2023'te hazır giyim ihracatında miktarın değişmeyeceğini ancak rakamın artacağını düşündüklerini, 2023 için 60 milyar dolarlık bir projeksiyon yaptıklarını, bunun 30 milyar dolarını Türkiye'de üreteceklerini, diğer 30 milyar dolarlık kısmını da organizatör ülke olarak yapmayı planladıklarını kaydetti.

Turistlere yapılan satışa değinen Tanrıverdi, İstanbul'daki AVM'lerde satışların yüzde 30'undan fazlasının yabancılara yapıldığını, bu oranın daha da artacağını düşündüğünü ifade etti.

200 KİŞİLİK ALIM GRUBU GELECEK

Tanrıverdi, Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul'un (MBFWI) 12-15 Eylül 2017'de Zorlu Performans Sanatları Merkezi'nde gerçekleştirileceğini belirterek, MBFWI için yabancı gazeteciler ile 200 kişilik bir alım grubunu İstanbul'a getireceklerini, yurt dışında da küçük bir organizasyon yapacaklarını belirtti.

Türklerin yaptığı tasarımları gösterebilmenin bir yolunun da moda haftaları olduğunu vurgulayan Tanrıverdi, moda haftaları konusunda kısa vadede dünya sıralamasına girmenin çok kolay olmadığını, 130'dan fazla ülkede moda haftası etkinlikleri düzenlendiğini söyledi.

Tanrıverdi, şimdiye kadar sadece Türk tasarımcıların olduğu moda haftaları düzenlendiklerini ifade ederek, "Moda haftasına katılan bazı tasarımcılarımız, daha sonra yurt dışındaki daha büyük moda haftalarına da katıldı. Kendimize 2023 yılına kadar dünyadaki ilk beş moda haftasından biri olma hedefi koyduk. Bu yolda emin adımlarla ilerliyoruz" diye konuştu. Yaptıkları çalışmalarla İstanbul Moda Haftası'nın dünyada bilinen bir moda haftası haline geldiğini belirten Tanrıverdi, "Moda haftaları içerisinde dünyada ilk 10 içerisindeyiz" dedi.

'BİZ ARTIK DÜZ ÜRETİCİ OLAMAYIZ'

Tanrıverdi, Türkiye'nin, bölgenin "moda lideri" olma gibi bir hedefi bulunduğunu ifade ederek, "Moda haftalarının kent ekonomisine ve İstanbul'un tanıtımına ciddi katkısı var. Üstelik Mercedes Benz gibi global bir marka, bu etkinliğe sponsor" dedi.

MBFWI'yı düzenlemeye başladıklarında Türkiye'de tasarım algısının pek olmadığını ancak son üç dört yıldır devlet büyükleri de dahil olmak üzere herkesin tasarımın önemini anlattığını, tasarımla ilgili çok sayıda teşvikin çıkmaya başladığını belirten Tanrıverdi, şunları kaydetti:

"Biz artık düz üretici olamayız. Olduğumuz zaman rekabet edemeyiz. Rekabet edebilme durumumuz ancak tasarımla olur. Biz bugün belki İtalya'nın daha önce yapmış olduklarını yeni yapıyoruz. Biz bu işe başladığımızda Türkiye'de tasarım eğitimi almak isteyenlerin sayısı çok düşüktü. Böyle bir ortamda başladık. Ama bugün 30 üniversitemizde tasarım bölümü var. Geriye dönük baktığımızda, çok ciddi bir mesafe katettik. Türkiye'de 'tasarım üniversitesi' tarzında bir eğitim kurumu olması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye tasarım ülkesi olduğunda daha katma değerli ürünler satacak. Sizin normalde 1 liraya sattığınız düz bir cam bardağını tasarladığınız zaman 3 liraya satabiliyorsunuz. O yüzden firmaların bu işe biraz daha eğilmeleri gerekiyor. Örneğin, içecek üretiyorsunuz, şişenizi değiştirdiğiniz zaman fiyatınız piyasadaki diğer markalara göre yüzde 30-40 artabiliyor."

ORTADOĞULU BÜYÜK FİRMALAR TÜRKİYE'DE ÜRETİYOR

Tanrıverdi, Türkiye'de hazır giyim ihracatına başladıklarında 3 dolar seviyesinde olan ihracat kilogram fiyatının 22 dolarlara kadar çıktığını belirterek, "Bugün baktığınızda ihracat kilogram fiyatında Türkiye ortalaması 1,4 dolar. Hazır giyimin 24 dolarlarda olması, ki bunların içerisinde çorap da var, çorap olmasa sadece üst grup olsa bu rakam 40 dolarlara kadar çıkabilir. Bu rakam İtalya'da 70 dolar. Türkiye'nin bu rakamı 50 dolarlara çıkarması lazım" dedi.

Son düzenlenen moda haftası kapsamında 50 milyon dolarlık satış yapıldığını bildiren Tanrıverdi, Türkiye'den alım yapmayan, Uzak Doğu'da üretim gerçekleştiren Orta Doğulu büyük firmaların son üç dört yıldır üretimlerini Türkiye'de yaptırdığını söyledi.

Tanrıverdi, "Eskiden Türkiye'den bir firma, yurt dışına gittiğinde büyük mağazalar zincirinde rafa girmeye kalktığında çok zorlanıyordu. Şimdi bu aşılır hale geldi. Türkiye'nin de doğru markaları var. Yabancılar 'Bunlar gelirse alırız' diyorlar. Avrupa'daki department store dediğimiz çok katlı mağazalarda Türk markaları artık yavaş yavaş kendine yer edinmeye başladı. Bu bir süreç... Baktığımızda, rakiplerimizin de 50-100 yıllık geçmişleri var. Türkiye'deki hazır giyimde ise mağazalaşma ve markalaşma 2000'lerde başladı" ifadelerini kullandı.

moda