8 yılda 494 çocuk çalışırken yaşamını yitirdi

8 yılda 494 çocuk çalışırken yaşamını yitirdi
Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü dolayısıyla açıklama yapan Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi, Türkiye’de 8 yılda 494 çocuğun çalışırken yaşamını yitirdiği bilgisini paylaştı.

Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi, Dünya Çocuk İşçiliği İle Mücadele Günü’ne ilişkin Adli Yardım Hizmet Binası’nda açıklama yaptı. Birçok avukatın katıldığı açıklamayı, Çocuk Hakları Komisyonu üyesi Ali Can ve Feyza Nur Işık okudu. Açıklamada ilk olarak konuşan Can, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (İLO) ve Birleşmiş Milletlerin çocuk işçiliğinin sonlanması için ortaya koyduğu çeşitli çalışmalara değindi. 

494 ÇOCUK YAŞAMINI YİTİRDİ

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), Türkiye’de 720 bin çocuk işçi olduğu verisinin gerçeği yansıtmadığını dile getiren Can, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK) hazırladığı rapora atıfta bulunarak, 2 milyona yakın çocuğun işçi olarak çalıştırıldığını söyledi. Türkiye’de çocuk işçiliğinin her geçen gün arttığına dikkat çeken Can, "Türkiye’de çocuk işçi sayısı ile birlikte is¸ sırasında hayatını kaybeden çocuk işçi sayıları da gün geçtikçe artmaktadır. Resmi kayıtlara göre 2013 yılında 59 çocuk, 2014 yılında 54 çocuk, 2015 yılında 63 çocuk, 2016 yılında 56 çocuk, 2017 yılında 60 çocuk, 2018 yılında 67 çocuk, 2019 yılında 67 çocuk ve 2020 yılında 68 çocuk çalışırken yaşamını yitirdi. Mayıs ayı içerisinde 7 yaşında Urfalı Fadime mevsimlik tarım işçisi olmak için gittiği Antalya‘da traktör c¸arpması,15 yaşındaki Fevzi tarlada çalışmak için gittiği Balıkesir’de traktör devrilmesi, Ağrılı Muhammet sigortasız olarak çalıştığı Marmaris’te bir inşaatta yüksekten düşme sonucuyla hayatını kaybetmişti" dedi.

PANDEMİYLE EĞİTİMDEN UZAKLAŞTILAR

Ardından konuşan Feyza Nur Işık ise, Koronavirüs (Kovid-19) salgını sonrası çocukların eğitim kurumlarından bir destek alamadığını ve uzaktan eğitime geçmelerinden dolayı çocukların ekonomik sebeplerden dolayı internet, bilgisayar ve tablete ulaşamadığını dile getirdi. Işık, devamında şunları söyledi: "Pandemi nedeniyle ağırlaşan ekonomik şartlar halihazırda eğitim hakkından mahrum bırakılan çocukları ailelerine destek olmak zorunda bırakmış, böylece çocuk işçi sayısında artış meydana gelmiştir. Açıklamalarımızdan çocuk işçiliğinin halen hem küresel hem de ulusal bir sorun olduğu görülmektedir. Çocuk işçi kavramı yasalar ve gelenekler açısından belirlenmiş¸ bir yaşın altında olan ve çalıştırılan çocukları kapsamaktadır. Öncelikle ILO sözleşmesinde istihdam kabulde asgari çalışma yaşının zorunlu öğrenim yaşının bittiği yaşın altında ve her hâlükârda 15 yaşın altında olmayacağı hüküm altına alınmıştır. Ayrıca ilköğretim kanunu madde 59’a göre; ilköğrenim çağında olup da mecburi ilköğretim kurumlarına devam etmeyenler, hiçbir resmi ve özel is¸ yerinde veya her ne surette olursa olsun çalışmayı gerektiren başka yerlerde ücretli veya ücretsiz çalıştırılamazlar. Çünkü çocuk işçiliği çocuğun zihinsel, bedensel, ruhsal ve genel olarak sosyal gelişimini olumsuz yönde etkilenmektedir.

ÇOCUK İŞÇİLİĞİ ETKENLERİ 

Bu durum başlangıçta ucuz is¸ gücü¨ olarak görülse de uzun vadede üretken bireylerin yetişmesi engellenecek ve ilerde çok daha pahalı bir emek haline dönüşecektir. Yine Türkiye’nin de onayladığı Birleşmiş¸ Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 1. maddesi, 18 yasından küçük herkesi çocuk olarak tanımlamaktadır. Bu yas¸ sınırının altındaki bireyler çocuktur ve sırf çocuk oldukları için sahip oldukları haklar vardır. Çocuk işçiliği çocuklar yönünden haklara ulaşmayı bariz bir şekilde engellemektedir. Elbette çocuk işçiliğinin çocuklardan bağımsız sebepleri vardır. Yoksulluk, işsizlik, eğitim ile ilgili nedenler, göç¸ gibi olgular çocuk işçiliğine sebep olmaktadır. Günün önemi ve çocuk işçiliğinin önlenmesi adına birtakım önerilerde bulunacağız, bu öneriler tek bir çocuğun dahi hayatını olumlu yönde etkileyebilecekse bu bizler için bir başarı demektir."
 
Işık, çocuk işçiliğinin engellenmesi için şu önerilerini şöyle sıraladı: 
 

  • "Öncelikle çocuk işçiliğine maruz kalan çocukların aile yapıları denetlenmeli ve varsa yetişkin aile bireylerinin istihdamı desteklenmelidir. İstihdama açık yetişkin aile bireyleri yoksa bu aileye gerekli nakdi yardım yapılmalı. Yine varsa ailede özel durumlu bireyler desteklenmelidir.
  • MEB ile birlikte yürütülecek kardeş¸ okul projeleri ile çocuklar sokaklardan uzak okullara daha yakın hale getirilmelidir.
  • Esnaf odaları ve esnaflar ile görüşme sağlanmalı, çocuk işçiliğinin zorlukları ve ekonomiye uzun vadede zarar verildiği anlatılmalı, gerekirse bu yönde eğitim verilmelidir. Hatta yeni kurulacak olan işletmeler için bu eğitim şart haline getirilmelidir.
  • Daha önce Aile ve Sosyal Politikalar Batman İl Müdürlüğü’nce sokaklarda çalışmanın önüne geçmek adına oluşturulmuş¸ olan mobil ekiplerin her ilde oluşturulması ve bu sayede yapılacak okul görüşmeleri ile çocuğun devam durumu, akademik başarısı hakkında bilgi alınıp çocukların okullara teşvik edilmesi sağlanmalıdır.
  • Hepimize düşen görevlerin olduğunu unutmayıp çocuk işçiliğine dikkat eden sinema film ve dizilerinin çekimleri yapılmalı ve izlenmeye teşvik edilmelidir. Bu anlamda çocuk işçiliğine dikkat çeken filmler desteklemelidir."

Işık, çocukların sesi olmak zorunda olduklarını belirterek, açıklamasını Şair Ece Ayhan’ın "Her çocuğun kalbinde kendinden daha büyük bir çocuk vardır. Bütün sınıf sana çocuk bayramlarında zarfsız kuşlar gönderecek" sözleriyle sonlandırdı.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar