KESK: ‘Artık yeter! Krizleri biz yaratmadık, faturasını da biz ödemeyeceğiz'
KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, "Biz bugüne kadar fazlası ile fedakârlıkta bulunduk, karşılığında daha fazla açlık, yoksulluk ve daha fazla işsizlik aldık. Artık yeter. Krizleri, savaşları biz yaratmadık, faturasını da biz ödemeyeceğiz. Biz gündüzleri işsiz kalınmayan, geceleri aç yatılmayan bir ülke istiyoruz" dedi.
KESK Şubeler Platformu'nun, "İşsizliğe, yoksulluğa, zamlara karşı alanlardayız" bölge mitingi Samsun'da yapıldı. Mitinge, KESK’e bağlı sendikaların genel başkanları ile Amasya, Artvin, Bayburt, Çorum, Giresun, Gümüşhane, Ordu, Rize, Samsun, Sinop, Tokat, Trabzon’daki şubelerin başkanları ve üyeleri de katıldı. CHP Samsun milletvekilleri Kemal Zeybek ve Neslihan Hancıoğlu, CHP ve İYİ Parti il ve ilçe başkanları ile millet ittifakına bağlı diğer siyasi partiler, Türk-İş ile DİSK’e bağlı sendikalar, demokratik kitle örgütlerinin de destek verdiği miting; İstasyon Mahallesi’nden yürüyüşle başladı, Cumhuriyet Caddesi üzerinden Cumhuriyet Meydanı’nda sona erdi.
'TERCİHLERİNİ HALKTAN VE EMEKTEN YANA YAPMAYANLAR GİDECEK, BİZ KALACAĞIZ'
Mitingin açış konuşmasını yapan KESK Samsun Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Suat Yıldız, "Bu ülke insanı ve ekonomisi ile büyük bir ülkedir. Ülkeyi yöneten iktidarın taleplerimizi yerine getirmesi zor değildir. İktidarın önceliğini ve ekonomik politikalarını çetelerden ve hortumculardan yana değil, halktan ve emekten yana kullanması yeterlidir. Tercihlerini halktan ve emekten yana yapmayanlar halkın sandık gazabından korunamazlar. Halktan, emekten yana bir düzen insanca bir yaşam istiyoruz. Tercihlerini halktan ve emekten yana yapmayanlar gidecek, biz kalacağız" dedi.
KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil ise şunları söyledi:
"Bugüne kadar ülkede yaşanan her krizde fatura bize kesildi. Ülkeyi yönetenler her seferinde bahanelere sarıldılar. ‘Faiz lobisi’ dediler. ‘Dış güçler’ dediler. Bugün ise bir taraftan Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesini ekonomik krizin bahanesi haline getirmeye çalışıyorlar. Diğer taraftan da ‘Küresel ölçekte bir kriz var. Biz yine iyiyiz, gelişmiş ülkelerde bile enflasyon rekor kırıyor, petrol, akaryakıt fiyatları yükseliyor’ diyorlar. Sanki bugün itibari ile 24. gününe giren Rusya- Ukrayna çatışması öncesinde Türkiye’de her şey güllük gülistanlıkmış gibi açıklamalar yapıyorlar. Sanki 24 gün öncesine kadar memlekette hiçbir şeye zam yapılmamış gibi iki emperyalist blok arasında süren savaşı yeni zamların dayanağı haline getirmek istiyorlar. Oysa Türkiye’de bir ayda yaşanan enflasyon dünyanın pek çok ülkesinde bir yılda yaşanmıyor. ÖTV ve KDV gibi adaletsiz vergiler akaryakıt ürünlerine yapılan zamlar başta olmak üzere her ürüne yapılan zammı, dolayısıyla yaşanan krizi katmerli hale getiriyor."
'ÖZELLEŞTİRME ADI ALTINDA YOK PAHASINA SATTILAR'
"Bizdeki ekonomik kriz diğer ülkelerin yaşadığı krize göre çok daha şiddetli. Çünkü hepimiz biliyoruz ki, bir ülkede yaşanan ekonomik krizin şiddetini belirleyen dışarıya bağımlı olma derecesidir" diyen Yeşil, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sanayide, teknolojide, enerjide, tarımda, hammaddede kendi kendine yeten ülkeler küresel ölçekte de olsa krizlerle çok daha rahat baş ediyorlar. Ancak ne yazık ki yıllardır siyasi iktidarın hayata geçirdiği sermaye yanlısı, emek ve doğa düşmanı politikalar sonucunda ülkemiz hemen hemen her alanda dışarıya bağımlı hale getirilmiştir. Bugün yaşadığımız her fahiş zammın arkasında özelleştirme talanı ile yaratılan bu bağımlılık yatmaktadır. PETKİM’den TÜPRAŞ’a, SEKA’dan TEKEL’e, TEDAŞ’dan SÜMERBANK’a, yem fabrikalarından, limanlara, şeker fabrikalarına kadar hepimizden alınan vergilerle kurulan tüm kamu işletmeleri özelleştirme adı altında, yok pahasına yabancı ve yerli sermayeye satılmıştır.
Hemen yanı başımızda 25 yıl öncesine kadar tamamı kamuya ait olan; Çayeli Bakır İşletmelerinden Karadeniz Bakır İşletmesine, Trabzon Limanından Samsun Feribotuna, Tokat Tekel Fabrikasından Samsun-Ballıca sigara fabrikasına, Ereğli Demir Limanından Ordu, Trabzon, Ünye çimento fabrikalarına, Samsun Et Balık Soğuk Havaya saymakla tüketemeyeceğimiz onlarca fabrika, işletme, liman neredeyse arsa fiyatının altında değerlerle sermayeye peşkeş çekilmiştir.
'KATMERLİ SOYGUN DÜZENİ YARATILMIŞTIR'
Bereket fışkıran topraklarımızda tarım, çiftçilik, besicilik adım adım bitirilmiştir. Böylece ülkemiz sadece sanayi ürünlerinde değil, enerjiden kâğıda, gübreden samana, buğdaydan mısıra kadar hemen her üründe dışarıya bağımlı hale getirilmiştir. İhtiyaç olup olmadığına bakılmaksızın plansız bir şekilde yapılan köprüler, havalimanları, duble yollar petrol bağımlılığını artırmıştır. Enerjide dışa bağımlılık yüzde 75’lere ulaşmıştır. Bugün kamunun 1 liraya ürettiği elektriği özel şirketlerden 7 liraya aldığımız katmerli bir soygun düzeni yaratılmıştır.
Biz bugüne kadar fazlası ile fedakârlıkta bulunduk, karşılığında daha fazla açlık, yoksulluk ve daha fazla işsizlik aldık. Artık yeter. Krizleri, savaşları biz yaratmadık, faturasını da biz ödemeyeceğiz. Biz gündüzleri işsiz kalınmayan, geceleri aç yatılmayan bir ülke istiyoruz.
İnsanca bir yaşam, güvenceli bir iş, güvenli gelecek istiyoruz. Kadınlara yönelik şiddetin, tacizin, ayrımcılığın olmadığı, eşitliğin, özgürlüğün, adaletin ve barışın hüküm sürdüğü; demokratik, laik bir ülke özlemiyle; sadece mevcut iktidarı değil, bu ülkeyi gelecekte yönetmeye talip olanları da ülkenin dört bir yanından yükselen milyonların ‘geçinemiyoruz, artık yeter!’ çığlığına ses vermeye çağırıyoruz. Biz bu ülkenin emekçileri, yoksullaştırılan halkı, toplumun yüzde 99 olarak yüzde 1’in faturasının bizim sırtımıza yıkılmasına artık yeter diyoruz.
Dünyanın neresinde olursa olsun emperyalistlerin çıkarları adına sürdürülen savaşlara hayır diyoruz. Savaşlara, çatışmalara karşı halkların kardeşliğini, emeğin birliğini sağlayacak adımların atılmasını istiyoruz." (ANKA)