'Korkutan, engelleyen, baskı yapan bir kuruluşun adı sendika olamaz'

'Korkutan, engelleyen, baskı yapan bir kuruluşun adı sendika olamaz'
İşçilerin sorunlarını ve taleplerini sendikaya ileten, sendikanın “patron vermiyor” cevabına karşı, “vermeyecek sen alacaksın” demesi üzerine işten kovulduğunu söyleyen Nagihan Özcan, yaşadığı süreci Artı Gerçek'e anlattı.

Esra ÇİFTÇİ


Pim ve piston fabrikası olan Federal Mogul’un İzmit bölgesinde kurulu bulunan fabrikasında 27 yıldır çalışan Nagihan Özcan, geçtiğimiz ağustos ayında performans düşüklüğü sebebiyle işten çıkarıldı. İşten çıkarılmasının asıl nedeni performans düşüklüğü değil, üyesi olduğu Türk Metal Sendikasını eleştirmesi.

Nagihan Özcan'ın anlatımına göre, işçilerin sorunlarını ve taleplerin sendikaya ilettiğinde, "Patron vermiyor" yanıtını aldı. Buna karşı "Vermeyecek sen alacaksın" demesi üzerine işten kovulduğunu anlatan Özcan, mücadele etmeye karar vererek, engellemelere karşın Türk Metal Kocaeli Şube Başkanlığı'na aday olmuş.

Nagihan Özcan

'İŞÇİLERİN KOŞULLARINDA HİÇBİR İYİLEŞME OLMADI'

Nagihan Özcan, 27 boyunca Federal Mogul İzmit fabrikasında pek çok arkadaşı gibi büyük fedakârlıklarla çalıştığını söylüyor. Fabrikaya ilk girdiğinde sadece tek bir bina olduğunu, yıllar geçtikçe Federal Mogul’un büyüyüp, ek binalar açtığını, müşterilerinin arttığını söyleyen Özcan, kendi gibi çalışan diğer işçilerin koşullarında ise iyiye giden hiçbir şey olmadığını belirtiyor.

“Fabrika Türk-İş’e bağlı Türk Metal örgütlü. Sendika var ama “işçiler ne yapıyor?” dersek koca bir soru işareti. Örneğin şu anda Federal Mogul’un iki farikasında işten atmalar var. Atılan işçiler sendikacıları arıyor ulaşamıyor, “şube başkanı şehir dışında” diyorlar ama öyle olmadığını biliyorum. Geçtiğimiz ağustos ayında işyerinden arkadaşlarımla birlikte sendikaya giderek, enflasyon karşısında eriyen maaşlarımızın iyileştirilmesi ve yıllardır verilmeyen promosyon hakkımızın alınması için ne yaptıklarını sordum. Şube başkanı “bizim sözleşmemiz var bunun dışına çıkamayız” dedi, “promosyonu da patron vermiyor” dedi.”

'SENDİKACILARI ELEŞTİRDİĞİM İÇİN İŞTEN ATILDIM'

Toplantıda en çok söz alan iki kadın işçi olduklarını söyleyen Özcan, çok kısa bir süre sonra aynı gün kendisinin ve toplantıda kendisiyle birlikte söz alan diğer kadın arkadaşının işten atıldıklarını, atılmalarının nedenini de sendikaya soru sormak ve sendikacıları eleştirmek olduğunu önemle belirtiyor.

“Performans gibi komik bir gerekçeyi öne sürdüler ama bunun böyle olmadığını biliyoruz. İşten atıldıktan sonra da yılmadım, mücadeleden vazgeçmedim. Delege adayı olabileceğimi öğrendim ve aday olmaya karar verdim. Sendika “tüzüğümüze aykırı” diyerek adaylığımı kabul etmedi, yasal hakkımı engellemeye çalıştı ama ben vazgeçmedim”

'SEÇME VE SEÇİLME HAKKIMI ENGELLEDİLER'

Özcan’ın vazgeçmemesinin önemli nedenlerinden biri de yasalara göre aday olma hakkının olduğunu bilmesi. Mevcut yasal hakkı için uğraşması sonucu sendikanın kendisinin adaylığını kabul etmek zorunda kaldığını söyleyen Özcan başka bir engelle karşılaşıyor ve delege seçiminin gerçekleştirileceği gün fabrikaya giremeyeceğini, oylar sayılırken sandıkların başında bekleyemeyeceğini öğreniyor.

“Raporlu işçiyi nasıl içeri alamıyorsak seni de alamayız” dediler. Oysa aynı fabrika ben doğum iznindeyken “acil iş var” diyerek beni içeri sokup çalıştırmıştı. Evim fabrikanın hemen karşısındaydı, defalarca gece gündüz çağrıldım ve her seferinde gittim. İşin özü seçme ve seçilme hakkımı engellemeye çalıştılar. Ben ise delege adayları ile aynı haklara sahip olduğumu bilerek yine itiraz ettim ve itirazlarım sonucunda oy kullanmak için içeri girebildiğim gibi oylar sayılırken de sandık başındaydım”

'HAK VERİLMEZ ALINIR'

Mevcut yönetimin tüm engellemelerine, tehditlerine, karalama kampanyalarına rağmen Federal Mogul İzmit işçilerinin bu sendikal anlayışın değişmesi için oy kullandıklarını gördüğünü söyleyen Özcan, 320 oy ile en çok oyu alarak delege seçiliyor. Mücadelenin yaşının olmadığını bir kere daha öğrendiğini söyleyen Özcan,

“Avukatım Elif Yetiğin’in ısrarı benim inatçılığım sayesinde hukuki süreci kullanarak “hak verilmez alınır “dedik. Şimdi ise yeni bir yola çıkıyorum. Şube başkanlığına adayım.

'GELİN BU SENDİKAL DÜZENİ HEP BERABER DEĞİŞTİRELİM'

Özcan’a neden aday olduğunu, ne yapmak istediğini, seçilirse neler yapacağını sorduğumuzda yapacaklarını şöyle sıralamaya başlıyor,

“Bu korku düzeninin değişmesi için. İşçilerin temsilcilere şube başkanlarına soru sormaktan korkmadıkları bir sendika için. Söz yetki, karar işçilerde olsun, bütün karar alma süreçlerinde işçilerin fikrinin alınması için. İşçilerin yasal haklarını öğrendikleri bir sendika için. Bizlerin aidatlarıyla yapılan sendikaya ait otellerden, misafirhanelerden ayrımsız bütün işçilerin yararlanabilmesi için. Toplu sözleşme taslağında yer alacak taleplerin işçilerle beraber hazırlanması ve bu taleplerin elde edilmesi, izlenecek yolun birlikte belirlenmesi için. Sendikanın mali bilançolarının işçilerle şeffaf bir şekilde paylaşılması için. İşyeri temsilcilerinin, delegelerin, şube başkan ve yönetim kurulu üyelerinin seçimle belirlenmesi için”

'ŞARTLAR EŞİT DEĞİL'

Özcan bütün bu saydığı taleplerin yerine getirilmesi ve en önemlisi de işçisine sahip çıkan, işçinin de sendikasına sahip çıktığı bir sendikal anlayış için aday olduğunu ve aktif çalıştığını söylüyor. Seçim çalışmaları kapsamında sendikanın örgütlü olduğu fabrikaları gezip bildiri dağıttığını ve işçilerin yoğun ilgisini gördüğünü söyleyen Özcan,

“Şuna da dikkat çekmek isterim. Eğer bu seçim sadece delegelerin oy kullanması ile değil tüm çalışanların oy kullanması ile olsaydı, yüzde yüz ben kazanırdım. Şu an yüzde elli şansım var ve buna rağmen kazanacağız buna inanıyorum, sadece şartlar eşit değil. Karşı taraf 20 yılı aşkın bir süredir o koltukta ve sendikanın her türlü gücünü kullanıyor, benim de yasal olarak sendikanın haklarını kullanmam gerekiyor fakat bana delege listelerini bile vermediler”

Özcan, kendi imkanlarıyla delege arkadaşlarına ulaştığını ve adil bir rekabet olmadığının altını çiziyor ve hatta görüştüğü arkadaşlarını ve sosyal medyadan kendisini takip eden işçi kardeşlerini arayıp aba altından sopa gösterdiğini de ekliyor. Özcan son olarak,

“Sıkıntı yok, tüm baskıya ve engellemelere rağmen ben o sandıktan çıkacağım. Son olarak da şunu sormak istiyorum. Peki bu sendikal sistemde başkan ve yönetim kurulu maaş almasaydı da o koltuklara bu kadar yapışıp kalacaklar mıydı?

'GEREKLİ KONUŞMAYI GENEL KURULDA YAPACAĞIM'

Nagihan Özcan’ın ardından sendika ile ilgili iddiaları konuşmak için telefonla bağlantı kurduğumuz Türk Metal Sendikası İzmit Şube Başkanı ve yeniden şube başkanlığına aday olan Yakup Yıldız ise herkesin aday olabileceğini, bunun yasal bir hak olduğunu söyledi. Kendisinden görüş talebimize ilişkin de şu anda konuşmanın erken olduğunu, gerekli konuşmayı genel kurulda kamuoyuna ve basına yapacağını belirtti.

Öne Çıkanlar