Levi's Özak Tekstil'e ültimatom gönderdi... Türkmen: İşçiler yeni yıla direnişle, fabrikaya sendikalarıyla girecek
Ali GÜZEL
URFA - Urfa Organize Sanayi Bölgesi'ndeki (OSB) Özak Tekstil'de BİRTEK SEN üyesi 450 işçinin 27 Kasım'da başlattığı direniş sürüyor. 34 gündür devam eden direnişin ilk günlerinde kentte dört günlük eylem yasağı getirildi. Defalarca güvenlik güçlerinin sert müdahalelerine maruz kalan işçiler, saldırıya uğrayarak gözaltına alındı.
Fabrika, kod-46 ve kod-48 ile işten çıkarılmayı kabul eden bazı işçilere tazminat ödedi. Yaklaşık 150 işçi direnişi sürdürürken, fabrikanın üretim yaptığı Levi's küresel eylemlerin başlamasının ardından geçtiğimiz günlerde devreye girdi.
'İŞÇİLER HAKLARI GASP EDİLDİĞİ İÇİN DİRENİŞE BAŞLADI'
Eylemin ilk gününden bugüne yaşananları Artı Gerçek'e değerlendiren BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen, "27 Kasım'da başlayan direniş 34 gündür ilk günkü kararlılığıyla sürüyor. Elbette ilk günden bugüne çok şey oldu. İlk günden itibaren direnişteki işçilerin yaşadıklarını biliyoruz ama işte bu kadar şey yaşayınca bazen insanlar 'bu işçiler direnişe niye başladı?' ve 'ne istiyorlar?'ı unutabilir. İşçiler, sadece anayasal hak olan sendika seçme hakları gasp edildiği ve tanınmadığı için direnişe başladı. 34 gündür patron ısrarla işçinin bu anayasal hakkına, sendika seçme hakkına saygı duymayı ve bu hakkı kabul etmediği için bu direniş sürüyor" dedi.
'PATRON İSTEDİ VALİ YAPTI'
Direnişin başından bu yana 450 işçinin 400'e yakınının kod-48 ve kod-46 ile tazminatsız bir şekilde işten atıldığını vurgulayan Türkmen, şöyle devam etti:
"Patronun bu işçi ve sendika düşmanlığı, anayasa, hak, hukuk tanımayan tutumuna ne yazık ki Urfa'da ilk günden beri bütün resmi kurumlar ortak oldular, başta Urfa Valisi olmak üzere. Direnişin ilk gününden bu yana patronun bir dediğini iki etmedi. Patronun her talimatı, her ricası ve emri aynen yerine getirildi. Patron istedi, eylem yasaklandı. Bütün Urfa geneline dört günlük eylem yasağı getirdiler. Ama bu yasak işçileri dağıtmaya yetmeyince patron bir kere daha istedi, fabrikanın olduğu sokağı girişe ve çıkışa kapattılar, jandarmalarla ve bariyerlerle. O da yetmedi, patron daha fazlasını istedi. Dedi ki 'daha öteye gitsinler'. Bizi camiye kadar götürdüler. O da yetmedi, Özak patronu dedi 'bunlar camiye de gitmesin'. Müftü bile bunun için harekete geçti ve camiyi işçilere kapattılar.
Özak patronu bununla da yetinmedi. Dedi ki 'bunları organize sanayiye de sokmayın'. Organizenin girişine kadar sürdüler işçileri. Özak patronu, 'bu çok yumuşak böyle olmaz, bunlara saldırın, gözaltına alın' dedi. Valinin emriyle 5-6 kez işçiler çok sert müdahaleye uğradı ve 158 gözaltı yapıldı. Onlarca işçi arkadaşımız darp edildi bu müdahaleler sırasında. İşçilere desteğe gelen milletvekilleri bile o TOMA'lı, gazlı, tazyikli su saldırılarına maruz kaldı. Ama vali ne yapsa Özak patronu tatmin olmuyor. En son fabrikanın çevresinde eylem yasağı getiren bir karar çıkarttırdılar mahkemeden."
'BÜTÜN GÜÇLER PATRONUN ARKASINDA DİZİLDİ'
İşçilerin sadece patrona karşı mücadele etmediğini dile getiren Türkmen, şöyle devam etti:
"Hâlâ Urfa'nın Valisi, kolluk kuvvetleri, güvenlik güçleri ve yargısı yani bütün güçler, açık açık bütün somut delilleriyle hepsini belgelemiş olmamıza rağmen 'ben anayasayı tanımıyorum, yasaları takmıyorum, işçileri insan yerine koymuyorum, fabrikada işçilere mobbing ve baskı yapmaya, kadın işçileri tehdit etmeye, sorgu odaları kurmaya devam edeceğim' diyen bir patronun arkasına dizilmiş durumdalar.
O yüzden Özak işçileri sadece Özak patronuyla değil, onun bütün suçlarına ortak olan bütün güçlere karşı mücadele ediyor ve sonuna kadar da mücadele edecek. Bu mücadeleyi kazandığımızda biz sadece Özak patronunu değil, Özak patronunun bütün bu suçlarına ortak olan, ona kalkan olan bütün bu güçleri de yenmiş olacağız."
'BASKILAR KÂR ETMEYİNCE PATRON TAZMİNAT SİLAHINI DEVREYE SOKTU'
Başka bir gelirleri olmayan işçiler arasında Özak patronunun iki hafta önce yaptığı tazminat teklifini kabul edenlerin olduğunu söyleyen Türkmen, "Elbette biz de epey zarar gördük, yani direniş ilk başladığı günkü gibi değil. 450 işçi vardı direnişte ama bütün bu baskılar, saldırılar, gözaltılar ve şiddet kâr etmeyince iki hafta önce patron tazminat silahını devreye soktu. Çünkü işçilerin tamamımın hiç bir gelirleri yok, çalışmayınca ücret de almıyorlar. Biz, bağımsız olanakları son derece sınırlı bir sendika olarak direnişin ilk gününden beri yüzlerce işçinin her gün yol, ulaşım ve yemek işini çözüyoruz ama tek bununla olmuyor tabii ki. İşçiler, üç gün çalışmazsa aç kalacak. O yüzden işçilerin bu tür çaresizliklerini fırsata çevirip bir tazminat teklifi yaptılar ve bu yüzden mecbur kalıp tazminat almak zorunda kalan işçiler oldu" diye konuştu.
'NE YAPARLARSA YAPSINLAR DİRENİŞİ KIRAMAYACAKLAR'
Direnişi sürdürmekte kararlı olduklarını vurgulayan Türkmen, şunları söyledi:
"Şu ana kadar 150 işçi tazminat almayı kabul etmedi ve ilk günkü gibi direnişini sürdürüyor. Biz bu 150 kişiyle direnişimizi sonuna kadar sürdüreceğiz ancak tazminat alanlar da bizim taleplerimizden vazgeçmiş değil. Mecbur kalıp gidip imza atmış olsalar da biz markayla görüşmemizde bu işçilerin de sendikalı bir şekilde işe iade edilmesi talebimizi ilettik. Muhtemelen bu talebimiz de kabul edilecek.
Marka patronu ikna etmeye çalışıyor. O yüzden onlar bu tazminat hamlesini işçileri bölmek için hayata geçirmiş olsa da biz bu oyunu da yılbaşından sonra boşa çıkarmış olacağız. Yani ne yaparlarsa yapsınlar, bu direnişi kıramayacaklar ve ne kadar sürerse sürsün bu haklı taleplerimiz kabul edilip, işten atılan bütün işçiler işe geri alınıp, işçilerin üye olduğu sendika seçme hakkına saygı duymak güvencesi verilene kadar biz bu direnişi sürdüreceğiz."
'TEKSTİL PATRONLARI KARA LİSTE YAPMIŞ'
Tazminat alarak ayrılan işçilerin diğer fabrikalarda iş bulamadığına dikkat çeken Türkmen, çu ifadeleri kullandı:
"Özak patronu ve Urfa'daki tekstil patronları kara liste yapmış, Özak işçilerine iş bile vermiyorlar. Faruk Akbaş ve onun gibi bu operasyonun parçası olanlar işçileri tek tek arayıp, sosyal medyadan çağrı yapıp, işçilerin bir daha iş bulamayacaklarını söylüyor ve sendikal tazminat, geriye dönük haklar, işe iade gibi bütün haklarından vazgeçirerek, yüz kızartıcı suçları kabul edecek şekilde arabulucuya imza atıp tazminat almaya ikna etmeye çalışıyorlar.
Bu vatandaşa ve onun gibilere kanarak gidip tazminat alan işçilerin hepsi şu anda bizi arıyor, bunu yaptıklarına pişman olduklarını ve kandırıldıklarını, bu kodlar ve kara liste yüzünden iş bulamadıklarını söylüyorlar. Tazminat alan bir arkadaşımız geçenlerde intihar girişiminde bulundu, iş bulamadığı için. Başka bir arkadaşımız o noktadaydı" dedi.
'DAYANIŞMADAN ALDIĞIMIZ GÜÇLE DİRENİŞİ SÜRDÜRECEĞİZ'
İşçilerin acil ihtiyaçlarını çözmek için çalıştıklarını anlatan Türkmen, "Yani bir tarafta tek isteği, sadece anayasal hakkı olan, bu fabrikadaki kölelik düzeninden kurtulmak, sendika hakkını kullanmak isteyen olan işçiler, bir tarafta da bütün bu işçilere karşı işçi düşmanı patron, iş birliğini yapan güçler var. O yüzden işimiz kolay değil biliyoruz ama yalnız da değiliz. Özak direnişini Türkiye'nin her yerinden destekleyen emekçiler, sendikalar ve emek örgütleri var. Biz, hem birliğimizden hem de bu dayanışmadan aldığımız güç ile bu direnişi sürdüreceğiz. Yani özetle Özak işçileri yeni yıla direnişle, fabrikalarına da sendikalarıyla, BİRTEK-SEN ile girecek. Bundan kimsenin şüphesi olmasın" diye konuştu.
LEVİ'S'TAN ÖZAK PATRONUNA SERT ÜLTİMATOM
İşçiler için fabrikanın üretim yaptığı Levi's markasının devreye girdiğini ve patronla görüşmelerin sürdüğünü belirten Türkmen, şunları söyledi:
"Markanın en son cuma günü fabrikaya çok sert ve net bir ültimatom gönderdiğini biliyoruz. Çünkü bununla ilgili bize geri dönüş de yaptılar. Yani markanın hem bizim hukukçular hem de uluslararası ilişkilerimizi sürdüren uzman arkadaşlarımıza söyledikleri şey şu: 'Biz bu taleplerin hepsinin haklılığı konusunda kesinlikle iknayız.
Bu hak ihlallerine izin vermeyeceğiz ve işçiler ile sendikanın talepleri doğrultusunda bir anlaşma sağlanması için kesinlikle üzerimize düşen sorumluluğu ve patronu ikna etmek için herşeyi yapacağız.' Patron ikna olmazsa artık başka bir sorumluluk alacaklar. Biz o noktaya gelmesini istemeyiz ama o noktaya gelirse de bu kadar işçinin mağduriyetinden artık marka sorumlu olacak. O yüzden biz sonuna kadar direnişi sürdüreceğiz.
Aslında bu iş çok daha erken çözülebilirdi ama bu tazminat hamlesi ve direnişi bölme çabaları sonuç verir diye zamana oynadılar. İşçiler çözülür, direniş dağılır diye beklediler ama biz bunları boşa çıkarttıkça eninde sonunda bizimle anlaşmak zorunda kalacaklarını düşünüyoruz."
'KİRASINI VE FATURASINI ÖDEYEMEYEN İŞÇİLER VAR'
İşçilerin acil ihtiyaçları için kampanya başlattıklarını hatırlatan Türkmen, "Şu an Türkiye'nin pek çok yerinden duyarlılık gösterip, dayanışmamıza destek olanlar oldu ama tabii işçilerin çok olduğunu ve ihtiyaçlarını düşününce şüphesiz yeterli değil. Biz de biraz kendi özel çevremizden de daha çok destek ve dayanışma için bir çaba içerisindeyiz. Biz önce işçilerin acil ihtiyaçları olan koliler demiştik ama herkesin acil ihtiyacı aynı değil. Faturasını ve kirasını ödeyemeyen de var ama erzak ve benzeri ihtiyacı olan da var. O yüzden bunun yerine gelen yardımları nakdi olarak dağıtma kararı verdik. Yani ne kadar gelirse direk işçilere eşit şekilde paylaştırıp öyle dağıtma kararı verdik. Şu ana kadar gelen destekler işçi başına 2 bin ile 2 bin 500 TL civarı yapıyor ama biz salıya kadar bu işi sürdürüp, yılbaşından sonra biraz daha artırarak daha fazla destek için kampanyayı sürdüreceğiz" diye konuştu.
Türkmen, işçilerin yılbaşı tatilinden hemen sonra 2 Ocak salı günü sabah saatlerinden itibaren OSB girişinde direnişlerini sürdüreceklerini söyledi.
Direnişteki Özak işçilerine mahkemeden eylem yasağı
Özak direnişi bir ayı geride bıraktı: Türkmen'den direnişteki işçiler için dayanışma çağrısı