Erdoğan 7 Haziran'da 'sistemin önünü' nasıl açmıştı?

Erdoğan 7 Haziran'da 'sistemin önünü' nasıl açmıştı?
Erdoğan, 'Seçimde çoğunluğu kaybederseniz ne olacak?' sorusuna 7 Haziran'ı hatırlatarak cevap verdi. Peki 7 Haziran'dan sonra ne olmuştu?

ARTI GERÇEK


POLİTİKA - Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, İngiltere'de Bloomberg TV'ye yaptığı açıklamada '24 Haziran'da parlamentoda çoğunluğu kaybetmesi ihtimali'ne ilişkin soruya 7 Haziran'ı hatırlatarak cevap verdi. "Sizin dediğiniz anlamdaki bir neticeye göre hazırlıklarımız şüphesiz olacaktır" diyen Erdoğan, "A, B, C planlarımız var. Sistemi tıkayacak herhangi bir gelişmeye izin vermeyiz. 7 Haziran'da sistemin önünü açtım" şeklinde konuştu. Erdoğan'ın açıklamaları 24 Haziran seçiminde çoğunluğu kaybetmesi durumunda 7 Haziran sonrasına benzer bir sürecin yaşanabileceğine dair endişeleri güçlendirdi.

İLGİLİ HABER: SEÇİM SONUÇLARINA GÖRE, A, B, C PLANLARIMIZ VAR

7 HAZİRAN'I HATIRLATIP, 'A, B, C PLANLARIMIZ VAR' DEDİ

Erdoğan Bloomberg TV'deki açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

"Dereyi görmeden paçalar sıvanmaz diye. Biz de dereyi görmeden paçaları sıvamıyoruz. Önce seçim sonuçlarını bir görelim. Sizin dediğiniz anlamdaki bir neticeye göre hazırlıklarımız şüphesiz olacaktır. A, B, C planlarımız var. Fakat görünen o ki, şu anda iyi gidiyoruz. İnanıyoruz ki arzu ettiğimiz plan ortaya çıkacaktır. Sistemi tıkayacak herhangi bir gelişmeye izin vermeyiz. 7 Haziran'da sistemin önünü açtım. 40 gün sonra inanıyoruz ki Türkiye, çok daha farklı bir döneme uyanacaktır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine geçtiğimiz zaman etkinliğimiz çok daha farklı olacak."

7 HAZİRAN'DAN ÖNCE DE 'B VE C PLANLARI DEVREYE GİRER' DEMİŞTİ

Erdoğan 7 Haziran seçimlerinden önce A Haber ile ATV'nin ortak programında da 'çözüm süreci'nin askıya alınmasına ilişkin, "Hukuk devleti olduğumuza göre attığımız adımları buna göre atmak zorundayız, bütün işlerimizi de buna göre yapıyoruz fakat bu çiğnendiği andan itibaren devlet B planını ve C planı devreye sokacaktır. 7 Haziran bir kırılma sürecidir, ne olacağını görmeden bir şey söylemek mümkün değil, ne olacağı çok daha açık ve net ortaya çıkacaktır" demişti.

7 HAZİRAN'DA ÇOĞUNLUĞU KAYBETTİ

Erdoğan'ın 'Sistemin önünü açtım' dediği 7 Haziran seçimlerinde AKP yüzde 40,9 oyla 258 milletvekili çıkararak meclisteki salt çoğunluğu kaybetmişti. Seçimde CHP 25 oyla 132 milletvekili, MHP 16,3 oyla 80, HDP ise 13,1 oyla 80 milletvekili çıkardı.

Erdoğan'ın seçim sonuçlarını tanımaması, MHP’nin AKP'yle birlikte davranarak koalisyon formüllerini reddetmesiyle beraber ülkeye 1 Kasım'da yeni bir seçim dayatması yapıldı. 1 Kasım seçimine giden süreç ise Türkiye için oldukça kanlı bir sürecin başlangıcı oldu. Erdoğan'ın 'buzdolabına kaldırdık' dediği 'çözüm süreci'ne son verilmesiyle birlikte çatışmalı sürece yeniden dönüldü. Sokağa çıkma yasakları sürecinde ve sokaklarda patlayan bombalar nedeniyle birçok sivil yaşamını yitirdi.

7 Haziran yaşanan birçok olaydan bazı başlıklar şöyle:

'DOLMABAHÇE MUTABAKATINI TANIMIYORUM'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17 Temmuz'da HDP ve AKP heyetlerinin açıkladığı, çözüm sürecinin önemli aşamalarından biri olan Dolmabahçe Mutabakatı’nı tanımadığını söyledi. Erdoğan Ataşehir Mimar Sinan Camii'nde kıldığı bayram namazından sonra Dolmabahçe'de çözüm süreci kapsamında yapılan görüşmeyle ilgili olarak "Ben Dolmabahçe mutabakatı ifadesini kabul etmiyorum. O toplantı bir mutabakat olamaz. Orada bir hükümet ve bir siyasi parti vardı. Neyin mutabakatını kimle yapıyorsunuz" dedi.

SURUÇ KATLİAMI

20 Temmuz'da Suruç'ta IŞİD'in canlı bomba saldırısında Kobani'deki çocuklara oyuncak götürmek üzere yola çıkan 33 genç katledildi.

CEYLANPINAR'DA İKİ POLİSİN ÖLDÜRÜLMESİ

22 Temmuz'da hâlâ aydınlatılamayan ve 'çözüm sürecini bitiren olay' olarak anılan Ceylanpınar'da iki polis öldürüldü.

'BUZDOLABINA KALDIRILAN' ÇÖZÜM SÜRECİ VE YENİDEN PATLAYAN SİLAHLAR

24 Temmuz'da TSK uçakları Kandil'i bombaladı.

11 Ağustos’ta Erdoğan, 'çözüm sürecinin buzdolabına kaldırıldığını' açıkladı. Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'e Devlet Şeref Madalyası töreninde yaptığı konuşmada, "Bunlar çözüm sürecini filan anlamadılar, anlamak istemediler. Öyleyse, şu anda bu buzdolabındadır" dedi.

17 Ağustos’ta Alanya'da ırkçı gruplar, Kürt vatandaşların işyerlerine saldırdı.

19 Ağustos’ta Lice’de 4, 20 Ağustos'ta Siirt’te 8 asker yaşamını yitirdi.

22 Ağustos’ta Yüzbaşı Ali Alkan, Şırnak'ta çıkan çatışmada yaşamını yitirdi. Alkan’ın ağabeyi Yarbay Mehmet Alkan’ın cenaze töreninde hükümete isyanı ülke gündeminde uzun süre yer aldı.

SOKAĞA ÇIKMA YASAKLARI

Sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte başta Cizre, Sur, Nusaybin, Silopi, Yüksekova olmak üzere birçok il ve ilçede yerleşim yerleri de dahil olmak üzere ağır silahların kullanıldığı şiddetli bir yıkım yaşandı. 16 Ağustos 2015’ten sonra 10 kentte ve 43 ilçede süresiz veya gün boyu sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Yasaklamaların toplam sayısı 218’i buldu.

Yasaklar başlamadan önceki 2014 nüfus sayımına göre ilgili ilçelerde yaşadığı bilinen en az 1 milyon 809 bin kişi başta en temel yaşam ve sağlık hakları ihlal edilerek bu yasaklardan etkilenmiştir.

TİHV ve İHD raporlarına göre 15 Ağustos 2015’ten 26 Haziran 2016’ya kadar sokağa çıkma yasaklarıyla başlayan çatışmalarda, bin 425 kişi yaşamını yitirdi, 2 bin 583 kişi yaralandı, 2 milyon kişi de bu yasaktan etkilendi.

24 Temmuz 2015-15 Nisan 2016 tarihleri arasında yaşamını yitiren polis, asker, korucu sayısı 485, yaralı asker, polis, korucu sayısı 990, yaşamını yitiren silahlı militan sayısı 400, yaralı silahlı militan sayısı 29, bu süre içerisinde yaşamını yitiren sivil sayısı 542, yaralı sivil sayısı ise bin 664 oldu.  

6 Eylül'de Dağlıca’da 16 asker yaşamını yitirdi.

8-9 Eylül: Iğdır'da 13 polis yaşamını yitirdi.

KÜRT SEÇMENE 'BEYAZ TOROS' TEHDİDİ

20 Ekim'de dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Van’daki mitinginde "AK Parti iktidardan indirilirse buralarda terör çeteleri dolaşacak, beyaz Toroslar dolaşacak" diyerek Kürt seçmeni tehdit etti.

ANKARA KATLİAMI

10 Ekim’de Ankara’daki barış mitinginde iki ayrı bombanın patlaması sonucu 102 kişi hayatını kaybetti.

'400 VEKİL VERİLSEYDİ…'

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Dağlıca’da askerlerin yaşamını yitirmesinin ardından sarfettiği '400 vekil' sözleri uzun süre tartışıldı. 1 Kasım seçimine 2 ay kala ATV-A Haber ortak yayınında Melih Altınok'un "400 vekil verin, bu iş huzur içinde çözülsün sözleri bugünkü çatışma ortamıyla bağdaştırılıyor. Ne diyorsunuz" sorusu üzerine Erdoğan bu kez de, "6-7-8 Ekim olaylarını yaşadık, Suruç olayını yaşadık, Diyarbakır olayını yaşadık. Bunlar hep bir dayanışma ve yardımlaşmanın neticesinde, en azından ülkemizde terör belasının estirilmesinden başka bir şey değildi. Buradan rant elde ediyorlar. 400 vekili elde edebilecek sayıyı bir siyasi parti yakalasaydı, durum bugün çok farklı olurdu" diyerek ülkedeki çatışmalı durumu, seçimlerde çoğunluğu kazanamamasıyla ilişkilendirdi.

1 KASIM SEÇİMİNDE AKP YENİDEN ÇOĞUNLUĞU SAĞLADI

Bu süreçte yukarıdaki listede yer almayan birçok kentte Kürtlerin işyeri ve evlerine saldırılar, HDP binalarına saldırılar, çatışmalar, ölümler meydana geldi. Ülkenin kaotik bir ortamda, patlayan bombalar, şiddetlenen çatışmalar eşliğinde gittiği 1 Kasım seçimlerinde AKP 49.5 oy oranıyla 317 milletvekili çıkararak Meclis çoğunluğunu yeniden sağladı. 1 Kasım’da CHP 25,3 oy oranıyla 134 vekil, MHP 11,9 oyla 40 vekil, HDP ise 10,8 oy oranıyla 59 milletvekili çıkardı.

 

 

Öne Çıkanlar