Dün 'oğlum Boğaziçi'ne giriyordu' diye övünüyordu

Erdoğan bu kez de Boğaziçi Üniversitesi'ni hedef aldı, 'Ülke ve milletin değerlerine yaslanamadığı için uluslararası alanda beklediği yere gelememiştir' dedi.

Dün 'oğlum Boğaziçi'ne giriyordu' diye övünüyordu

HABER MERKEZİ - Boğaziçi Üniversiteliler Derneği'nin 14. Genel Kurulu'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi'nin 'bu milletin değerlerine yaslanamadığı için hedeflerine tam manasıyla ulaşamadığını' savundu. Erdoğan, " Dünyanın en iyi üniversitelerinde eğitim görmekle yerli ve milli duruş sahibi olmak birbirinin zıddı değildir. Zihnini Amerika'da yaşayan şarlatana adayan mankurtlardan bilim adamı da Müslüman da olmaz" dedi.

Erdoğan iki gün önce ise oğlunun 'mağduriyeti'ni Boğaziçi Üniversitesi üzerinden anlatıyordu. Çocuklarının katsayı engeli nedeniyle Boğaziçi'ne gidemediğini yurt dışında okumak zorunda kaldığını söylüyordu.

ERDOĞAN'IN ÇOCUKLARI GERÇEKTEN MAĞDUR OLDU MU?

Erdoğan’ın bugünkü açıklamaları ise şöyle:

"Boğaziçi ülkemizin en prestijli yüksek öğretim kurumlarından biridir. Boğaziçi Üniversitesi milletin değerlerine yaslanamadığı için uluslararası alanda beklediği yere manasıyla ulaşamamıştır. Üniversitemizin temeli yabancı bir eğitim kurumuna dayanıyor olması bu zemine oturulmasına asla mani değildir. Çok seslilik ile kendi ülkesine yabancılık arasındaki çizgiyi doğru bilmeden de bunu yaşatamayız. Asıl mesele fiziken nerede olduğunuzdan ziyade zihin olarak nerede durduğunuz meselesidir. Merhum Mehmet Akif'in 'Asım'ın Nesli' vaadiyle, Tevfik Fikret'in oğlu Haluk’un nesli arasındaki farkı asla unutmamalıyız."

'BU MU ÖZGÜRLÜK?'

"Açık konuşmayı severim. Çünkü kesinlikle gizli hafıza kaydım yoktur. İster yerli ister yabancı. Ne olursa olsun. İster içeride ister dışarıda. Eğitim öğretim özgürlüğü, düşünce özgürlüğü hep konuşulur. Acaba uygulamaya gelindiği zaman. Diyelim ki Boğaziçi Üniversitesi, buradaki hocalarımız acaba nereye kadar pergellerini açıyorlar? Belli bir fikrin savunucusu olanlara kapıyı aç, belli fikrin savunucusu değilse kapıyı kapat, bu mu özgürlük? Bilimin olmadığı yerde sadece cehalet değil, onunla birlikte vahşet de kök salmaya başlar. Terör niye üniversitelere yerleşmiştir? Bizim yıllarımızda anarşiydi, daha sonra bu teröre dönüştü. Üniversitelerimiz bizim huzur mekanlarımız olması lazım. Oralarda kalemlerin, bilgisayarların, laptopların konuşması lazım. Ama zaman zaman bunlar çok farklı bir konuma doğru yerleşti. Selçuklu’yu yıkılışa götüren Haşhaşi dalgası, bir yanı ile cehalet bir yanı ile vahşet kokuyordu. Bugün de Türkiye benzer saldırılarla karşı karşıyadır."

'PROFESÖR MÜSVEDDESİ'

"Zihnini Amerika'da yaşayan şarlatana adayan mankurtlardan bilim adamı da Müslüman da olmaz. Alim olmak başka bir şeydir, Arif olmak başka bir şeydir. Alim olabilirsin ama Arif olamazsın. Arif irtifa makamıdır. İkisi olmak başka bir şey. Profesör müsveddesi var. O bize şah damarından yakındır diyor. Ama profesör he. Allah'ın ayetinde bize şah damarından yakın sadece Allah'tır. Bu ifade şirktir, şirk. O kim ya? Şarlatanın teki.

Tayyip Erdoğan Boğaziçi Üniversitesi