Bir gün o çocuklar cemaat yurtlarından çıkacaklar
Buddy, Mary, Linda, Teresa, Kurt , Frank, Jean, Elizabeth ve Nancy ve diğerleri… 1960’larda Baltimore’da, Katolik Kilisesi ve kamu görevlileri tarafından cinsel istismarda dahil her türlü şiddete maruz kalmış çocuklar.
Şikayetler, davalar, dedikodular… Hepsinin üzeri kapatılıyor, kilise ve kamu kurum görevlileri tarafından. Failler korunmazsa istismarın devam etmesi mümkün değil! Bunu hepimiz çok iyi biliyoruz. (“Hepimiz biliyoruz” demek aslında alışmayı ve normalleştirmeyi getiriyor.)
Çocukların ve ailelerinin şikayetleri yıllarca dikkate alınmıyor. Ailelere şikayetleri geri çektiriliyor. Şikayetlerle baş edilemediğinde failin görev yeri değiştiriliyor. İşler çığırından çıktığında, failler sağlık merkezlerine inzivaya gönderiliyor. Hiçbir fail ceza almıyor, hatta görevden bile alınmıyor. Böylece failler yeni çocuklarla istismarlara devam ediyor.
1992 yılında açılan, 40 kişilik tanık ve şikayetçiye rağmen kiliseye karşı açılan dava kapatılıyor. “Söz konusu kilise olduğunda, savcı kiliseden yana tavır alırdı…”
Artık 60’lı yaşlarında olan mağdurlar pes etmiyor, 2017’de tekrar kiliseye karşı dava açıyor. Kaybedilenlerin geri gelmeyeceğini, acılarının dinmeyeceğini, travmalarının tekrar tetikleneceğini bildikleri halde. Yeter ki çocuklar bir daha onların yaşadığı acıları yaşamasın. *
Savcılığın 4 yıldır sürdürdüğü soruşturma geçtiğimiz çarşamba bir rapor olarak yayınlandı. 150’den fazla fail din görevlisi ve 600’den fazla çocuktan bahsedilen 500 sayfalık bir rapor. Raporda çocukların yaşadığı istismar ve işkencelerin detayları da yer alıyor. Rapor bütün ülkeyi sarstı.
30 YIL SONRA GELEN ADALET
Mağdurlar, bütün eyaleti hatta Amerika’yı ilgilendiren başka bir kazanım daha elde ettiler. Cinsel istismar davalarında mağdurlar 38 yaşından sonra şikâyette bulunamıyorlardı. Maryland eyaletinde cinsel istismar davalarında zamanaşımı kaldırıldı. Cinsel istismar söz konusu olduğunda hiçbir yasada yer almaması gereken bir kavram; zamanaşımı. Çünkü mağdurların hatırlaması, yüzleşmesi ve güçlenmesi çok uzun zaman alıyor.
Son yıllarda dünyanın birçok ülkesi, çocukların kiliselerde maruz kaldığı cinsel istismar sorunuyla yüzleşiyor. Maalesef aynı yüzleşmeyi bizim gibi Ortadoğu ülkeleri yapamıyor.
Türkiye’de cemaat yurtlarında 1 milyon çocuk var gazeteci Mustafa Hoş ’un verdiği rakamlara göre. Bu yurtlarda çocukların başına neler geldiğini bilmeyenimiz yok artık. Tecavüz, dayak, öldürme, intihara sürükleme…
Bu bir milyon çocuktan biri birkaç ay önce çıktı konuştu; H.G.K. Anlattıkları kanımızı dondurdu, günlerce etkisinden kurtulamadık. Bu tek bir çocuğun hikayesiydi ya sesini duyamadığımız, “duymak istemediğimiz” yüzbinlerce çocuk.
Toplumun sessizliğinden, iktidarla iş birliğinden güç alarak demir parmaklıklar ardındaki yurtlarda neler yaşıyor bizim çocuklarımız? Çocuklarımız toplu tecavüze uğrarken nasıl devam ediyor bizim hayatımız?
Depremde neler yaşadığını hayal bile edemediğimiz depremzede çocukları, gözümüzün içine baka baka nasıl kapatıldılar bu yurtlara? …
Bu çocuklar, yetişkin olup çıkacaklar o yurtlardan bir gün. Bugün değilse bile, bir gün. Biz sarmasak bile kendileri saracak yaralarını. Çocukluk fotoğraflarını kucaklarına alıp, Jean gibi karşımıza çıkacaklar…
O gün biz ne diyeceğiz onlara? Nasıl utanmadan bakacağız yüzlerine?
Ben kendi çocuğumdan mesulüm mü diyeceğiz? Ana babasına mı küfredeceğiz? Bilmiyorduk mu diyeceğiz? Yapacağımız bir şey yoktu, çaresizdik mi diyeceğiz?
Hangimiz sistematik olarak tecavüze uğrayan bir çocuk kadar çaresiz olabilir?
Hepimiz gün geçtikçe daha çok şiddete maruz kalıyoruz bu ülkede. Şiddetten en çok etkilenen de çocuklarımız. 15 mayısta sonuç ne olursa olsun hayal ettiğimiz ülkeye uyanmayacağız ama 14 mayıs çocuklarımız için ölüm kalım meselesidir.
*Dava süreci The Keepers adıyla belgesel olrak Netflix’te yayınlandı.
Meliha Yıldız: 1975’te, cinsel istismar da dâhil birçok ihmal ve olumsuzluğun yaşandığı bir evde doğdu. Kırk dört yaşına geldiğinde, bir video-röportajla yaşadığı cinsel istismarı anlattı, bu onun için mağdurluktan aktivistliğe giden yolculuğun başlangıcı oldu. Türkiye’de, aile içi cinsel istismarın “mağdur” tarafından anlatıldığı ilk kitap olan Kutsal Tecrit’i 2021 yılında yazdı. Çocuğun cinsel istismarıyla ilgili yaptığı çalışmaları https://melihayildiz.org/ sitesinde paylaşmaya devam ediyor.