İzmir İktisat Kongresi: Fukuyama yerine Piketty'yi davet ederdim

İzmir İktisat Kongresi: Fukuyama yerine Piketty'yi davet ederdim
Artık “yeni bir söz , yeni bir hikaye lazım” demek yetmiyor. Artık, ‘hikaye elimizin altında’ demek gerekiyor, ‘ işte hikaye bu’ demek lazım..

ALİ BİLGE

Türkiye’nin ikinci yüzyılının ilk İzmir İktisat Kongresi 21 Mart tarihinde sona erdi. Otokrasiden demokrasiye adım atmak üzere bir seçimin arifesinde olduğumuz günlerde yapılan kongre İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlendi. Kongre, 3 Aralık 2022’de, CHP’nin düzenlediği ikinci yüzyıl toplantısının devamı niteliğinde bir toplantıydı. Kongreyi Açık Radyo da 21 yıldır yaptığım Ekonomi Politik programında değerlendirdim, bazı eksiklikleri dile getirdim. Bu yazı 20 Mart 2023 tarihindeki programdan derlenmiştir.

PİKETTY BURAYA UYGUN DÜŞERDİ

Otokrasinin ekonomide yarattığı muazzam bir tahribat içerisindeyiz. Çok uzun yıllardır ihmal edilen, sosyal politikalar, sosyal devletin rolü, ekonomide doğru, etkin devlet ve kamusal politikalar olmadan , sadece özel sektör ve piyasa odaklı çıkışlarla, memleketin ve dünyanın sorunlarına çözüm bulunamayacağı bir gerçek. Sürekli bunalım yaratan, eskimiş piyasa ve özel sektöre dayalı zihniyeti fetişleştiren politikaların sonuna gelindi.

İktisat politikalarında bundan sonra egemen olacak sürecin, dengeli bir süreç olması gerektiğinin altının çok çok iyi çizilmesi gerekirdi. Ayrıca, vergi almadan çıkış yok, servet vergilendirmeden de çıkış yok. Düzenleyicilerin yerinde olsam Fukuyama yerine , Piketty’i davet ederdim. Piketty buraya uygun düşerdi.. Bu tür toplantılarda , yerli ve yabancı katılımcıların, bize ışık tutacak nitelikte olmasında, tükenmemiş katılımcılar olmasında fayda var.

TÜRKİYE NEREDE DURUYOR?

Tarihimizin çok önemli bir yerelindeyiz, dönemeç diyoruz ya hep, işte böyle bir yerdeyiz. Peki , Türkiye , dünyanın neresine kaydı? Nerede duruyor? Bundan sonra nerede olacak? Otokratik dönemde Türkiye’nin eksenindeki kaymayı, nasıl düzelteceğimizi , başta Avrupa Birliği olmak üzere konuşmalıydık. Muhalif ittifakın da, CHP’nin de , bu hususta ne düşündüğünü net söylemesi gerekiyor. Bilinenlerin ve tekrarın dışında görüşlere çok ihtiyacımız var.

GÜMRÜK BİRLİĞİ VE RUSYA İLE İLİŞKİLER

AB ile Türkiye’nin eskimiş bir gümrük birliği anlaşması var. Neden bu konu yer almaz anlamak mümkün değil! İktidar değiştiğinde bu konuyu nasıl yeniden ele alacaksınız? Neler yapacaksınız?

İki otokratik ülke Rusya ve Türkiye’nin ekonomik ilişkileri son 20 yılda Rusya lehine çok gelişti, en fazla dış ticaret açığını Rusya’ya veriyoruz. Askeri ilişkilerde cabası. Rusya ile olan ekonomik ilişkiler nasıl tanzim edilecek?

TERSİNE BEYİN VE TERSİNE PARA GÖÇÜ

Salgınlar ve pandemi incelenmemiş programda, halbuki daha tam geride bile bırakmadığımız bir durum. Deprem ve kaynakların mobilizasyonu nasıl gerçekleşecek? İklim politikaları da daha güçlü olmalıydı.

Teknolojik ürünlerin payı ihracatta 2-2,5% , bunu nasıl yukarıya çıkaracağız? Eğitim de yaşanan gerilemeyi nasıl ne şekilde , öncelikle nerelere dokunarak çözeceğiz?

Ne istiyoruz? “tersine beyin göçü olsun ” istiyoruz . Yurt dışına giden beyinlerimizin geri gelmesini istiyoruz. Peki bunu nasıl yapacağız?

Yolsuzlukla elde edilen 418 milyar Dolar’a servetin geri gelmesini konuşuyoruz , buna çok bel bağlanıyor. Tersine para göçünü nasıl sağlayacağız. Türkiye’nin giden kaynağının tekrar döndürülmesi nasıl olacak?

Vergi almadan iktisat politikası olamaz..

Vergi almadıkça, zenginden alıp fakire vermedikçe, doğru bir iktisat politikası düzenlemenin artık şansı yok, eski araçlarla, amaçlarla hareket edilemez.

“Ulusal Vergi Konseyi olsun” demiş Kılıçdaroğlu. Bence de olmalı , doğru da çalışmalı. Türkiye’nin emek ve sermayenin bir araya geldiği, halihazırda olan ama işletilmeyen, ekonomik sosyal konseyin de çalışması lazım.

İktidar değişiminin arifesinde olduğumuzu düşündüğümüz bir süreçte , bu tür kongrelerin entelektüel düzeyinin, siyaset sahnesini besleyici olması, can alıcı sorunlara ışık tutacak nitelikte tebliğlerin , konuşmaların , değerlendirmelerin yer alması gerekir.

Evet “yeniliğe ihtiyacımız” var, evet “yeni bir hikayeye ihtiyacımız” var, evet “yeni bir söze ihtiyacımız” var, ama artık “yeni söz , hikaye lazım” demek yetmiyor.

Artık, ‘hikaye elimizin altında’ demek gerekiyor, ‘ işte hikaye bu’ demek gerekiyor, çünkü vakit yok.

15 Mayıs günü şayet iktidar el değiştirecekse , ilk 15 gün kararnamelerinin düzenlemelerin , Resmi Gazete ’de yayınlanacakların, şimdiden hazır olması lazım..

Ali Bilge: İktisatçı -Gazeteci

Öne Çıkanlar