Yakılmak, öldürülmek emekçilerin kaderi olamaz
Bedri TEKİN
12 Kasım 2023 tarihinde basın-yayın organlarında, Zonguldak'ta Afganistanlı Vezir Muhammed Nourtani’nin yakılarak öldürüldüğü haberi yer aldı. Haberde bir kaçak maden ocağında çalışan Nourtani'nin, iş sırasında fenalaşıp hareketsiz kaldığı ve buradan aralarında maden ocağı sahibinin de olduğu kişilerce araçla ormana götürülüp benzin dökülerek yakıldığının iddia edildiği belirtiliyordu. Aslında, bu haber ülkemizde emekçilerin her gün, bile ölüme gönderildiğinin, itirafı idi. Bu bilinmedik, sürpriz bir olay değildi.
Eğer her gün yüksekten düşme, elektrik akımına kapılma, üzerine malzeme düşmesi, hareket eden ekipmanlar arasına sıkışma nedeni ile işyerlerinde en az 5 can gidiyorsa, yıllardır bir döngü olarak bu ölümler tekrar ediyorsa, bu ölümlere kaza sonucu ölüm diyemeyiz, bunlar bile bile gelen ölümlerdir.
ZONGULDAK, ESENYURT, BURSA’DA EMEKÇİLER YAKILDI
15 Ocak 2024 Pazartesi günü, 3‘ü İstanbul Sultanbeyli’de meydana gelen yangında olmak üzere yine en az 5 emekçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Yangın sonucu ölenlerden en büyüğünün 21 yaşında olduğu haberleri yer almakta basın-yayın organlarında. 17 Ocak Çarşamba günü, bu kez İzmir’de bir parfümeri fabrikasında meydana gelen yangında 2 emekçiyi kaybettik.
Her yıl onlarca işçinin hayatını kaybettiği yangınların tamamını burada sıralamak yazı kapsamını aşar. Ancak İstanbul Esenyurt’ ta, bir alışveriş merkezi inşaatı işçilerinin kaldığı çadırların yanması sonucu 11 işçinin hayatını kaybettiği yangın olayını okurlarda hatırlayacaktır. Bu yangın olayının teknik nedeni elektrik sistemindeki “yetersizliklere”, “ihmal, sorumsuzluğa” bağlandı. Yangınlar ve patlama sonucu ölümlere ilişkin Bursa’da bir boya fabrikasında meydana gelen patlamadaki 5 ölümü, yine Bursa’da bir tekstil fabrikasında çıkan yangında 5 kadın işçinin yanarak ölmesini, Sakarya Hendek’te havai fişek fabrikasında patlama sonucu 7 ölümü de hatırlatmak isterim.
Arşivler, yangın nedeni ile meydana gelen işçi ölümlerinin daha çok işyerlerinde, şantiyelerde işçilerin barındırıldıkları yerlerde meydana geldiğini gösteriyor. Kiraların karşılanamaz seviyeye gelmesinin, sağlıksız, güvensiz yerlerde barınmayı artırdığı açıktır. Sadece yangın nedeni ile değil, hastalıklar ve bulaşıcı hastalıklara karşı da, konut, barınma, sağlıklı yerlerde barınma sorunlarının çözümü mücadelesi işçi sağlığı, iş güvenliği mücadelesinin talepleri arasında yer almak durumundadır.
ÇOCUKLAR MESEM ADI ALTINDA ÖLÜME GÖNDERİLİYOR
16 Ocak 2024 Salı günü, İstanbul Büyükçekmece'de Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) kapsamında staj! gördüğü işyerinde kafası sac büküm makinesine sıkışan, sıkıştığı yerde 16 dakika boyunca kurtarılmayı bekleyen 14 yaşındaki Arda Tonbul’un 5 gündür verdiği yaşam mücadelesini kaybettiği haberi geldi.
Geçtiğimiz ay Konya’da MESEM öğrencisi 17 yaşındaki Ulaş DUMLU’ yu elektrik akımına kapılma, 2023 yılı Eylül ayında Manisa’da MESEM öğrencisi 16 yaşındaki Zekai DİKİCİ’yi yüksekten düşme sonucu kaybettik. 2023 yılı Aralık ayında Diyarbakır’da 17 yaşındaki Ömer Çakar staj yaparken klima montajı için götürüldüğü Oto Galericiler sitesinde, çatı katından düşerek, öldü. Yine Aralık ayında Kocaeli’nde 15 yaşındaki Ömer Girgin işyerinde meydana gelen patlama sonucu hayatını kaybetti.
MESEM öğrencileri haftada 1 gün okulda teorik! Eğitim, 4 gün işletmelerde pratik eğitim adı altında ILO kurallarına, çalışma hayatına ilişkin düzenlemelere aykırı olarak öğrencilik adı altında, her türlü korumadan uzak biçimde çocuk işçi olarak çalıştırılmakta, ölüme gönderilmektedir.
Önceki Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in açıklamalarına göre MESEM’deki öğrenci! (çocuk işçi ) sayısı 1.500.000 e ulaştı. MESEM uygulaması sürdükçe daha nice Ardalar, Ulaşlar, Zekaileri aramızdan alan iş cinayetleri yaşanacaktır.
MESEM işverenlere ucuz işçilik için uygulamaya konulmuştur, bu çocukların pozisyonları öğrencilik, stajyerlik, çıraklık olarak tanımlanamaz, bu çocuklar, haftada sadece 1 gün okullarına giden, çoğu zaman, 1 gün bile okullarına gönderilmeyen, pres tezgâhında tek başına çalıştırılan, elektrik direğine tırmandırılan, inşaat iskelesinde çalıştırılan çocuklardır. Preste, elektrik direğinde, inşaatlarda can veren çocuk işçilerdir.
İŞ CİNAYETLERİNDE ÖLDÜRMENİN CEZASI YOK
Esenyurt yangını nedeni ile yargılananlar 5 yıl ile 10 yıl arasında değişen cezalara çarptırıldı. Davaların genellikle cezasızlıkla sonuçlandığını, 301 işçinin öldüğü Soma davasında bile en yüksek cezanın 17,5 yıl hapis olduğunu düşündüğümüzde, verilen cezaların bu tür davalarda yapılan yargılamalarda verilen en yüksek cezalar olduğunu söyleyebiliriz. Ancak İnfaz uygulamaları nedeni ile cezaevlerinde kalınan sürenin çok az olduğunu da belirtmek gerekir.
Cezasızlığa ilişkin en yakın örneği, Motokurye Yunus Emre Göçer’e aracı ile çarpıp ölümüne neden olan Somali Cumhurbaşkanının oğluna 27.500 TL. para cezası verilmesidir. Ama bilinmesini isterim ki; her yıl en az 1.500 ölüme ilişkin verilen cezaların çoğunluğu para cezasıdır.
İş cinayetlerindeki yargılamaların kasıt, olası kast ya da bilinçli taksir nedeni ile ölüme neden olmak yerine genellikle taksirle ölüme neden olmak gerekçesi ile yapılması cezasızlığın, dolayısı ile işverenlerin önlem alma gereği duymamasının en önemli nedenlerinden birisidir. İşverenlerin duyarsızlık nedenlerinden birisi de yargılamalarda işverenlerden çok, görevleri işverenlere rehberlik danışmanlık yapmak olan iş güvenliği uzmanlarının sanık olarak yargılanmasıdır. Bunun yanında son aylarda yaşanan ölümlü kazalarda hayatını kaybeden mühendislerin de suçlu ilan edildiğini görmekteyiz.
BU YIL YEREL SEÇİMLERE KADAR İŞYERLERİ DENETLENMEYECEK
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın görevleri arasında; “İş sağlığı ve güvenliğini sağlayacak tedbirlerin uygulanmasını izlemek, çalışma hayatını denetlemek” de bulunmaktadır.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine baktığımızda 2022 yılında işyerlerinin sadece binde yedisinin işçi sağlığı ve güvenliği yönünden denetlendiğini görüyoruz. 2022 yılında 1.517’si ölümlü olan 588.823 iş kazası meydana gelmesine rağmen sadece 45 ‘inin, tespit edilen 952 meslek hastalığından yalnızca 5’inin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerince incelendiğini görüyoruz. Yerel ya da genel seçim olan yıllarda denetim sayısı daha da azalmaktadır.
2023 yılında Mayıs ayı sonuna kadar işyerleri denetlenmemişti, bu yıl da “müfettişlerin hizmet içi eğitimi” vb. bahaneler ile en azından Mart ayı sonuna kadar denetim yapılmayacağını biliyoruz. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı 2023 yılı faaliyet raporu yayımlandığında denetim sayısındaki dramatik düşüşü de görmüş olacağız.
ÜLKEMİZDE MESLEK HASTALIĞI SADECE KAVRAM OLARAK VAR
Çalışanlar işyerlerinde sadece iş kazası! sonucu yaralanmıyor, ölmüyor, çalışma koşulları nedeni ile meslek hastalığına da yakalanıyor. Ancak, meslek hastalığı tazmin olarak görüldüğü için tespit edilmiyor. Meslek hastalıklarına bağlı ölümlerin iş kazalarına bağlı ölümlerin 6 katından fazla olduğu epidemiyolojik olarak hesaplanmaktadır. Bu durumda 2022 yılında ülkemizde meslek hastalığı sonucu 9.102 işçi hayatını kaybetti, 2022 yılı SGK istatistiklerinde yer alan, meslek hastalığı sonucu ölüm sayısı ile 9 olarak gözükmektedir.
Hatırlanacağı üzere, onlarca işçi silikozis hastalığından ölmüş, ölümlerin silokozis hastalığı sonucu olduğunun kabul ettirilmesi bile uzun mücadeleler sonucu olmuştu, 500‘ün üzerinde sağlık çalışanı COVİD-19 nedeni ile hayatını kaybettiği halde bunun otuz civarındaki meslek hastalığı olarak kayıtlarda yer aldı.
Meslek hastalıklarının önemsenmediği gibi işe bağlı hastalıklar ve bulaşıcı hastalıklar da önemsenmemektedir. Son günlerde büyük bir inşaat şantiyesinden Menenjit hastalığından ölüm haberleri gelmektedir. Koğuşlarda birlikte kalmanın etkisi ile bu şantiyede menenjitin yaygınlaşması olasılığı vardır. Sağlık Bakanlığınca ücretsiz olarak yapılmayan bu aşının işveren tarafından riskli gruplara uygulanması gerekir.
YEREL YÖNETİMLER VE İŞÇİ SAĞLIĞI İŞ GÜVENLİĞİ
75 gün sonra ülkemizde yerel seçimler yapılacak, önceleri en azından ruhsat aşamasında işçi sağlığı ve güvenliği açısından sürece dahil olan yerel yönetimler devreden çıkarıldı. Son zamanlarda İstanbul Büyükşehir Belediyesi İş Sağlığı ve İş Güvenliği Müdürlüğü’nün sadece İBB personeline değil, sanayi bölgelerindeki işçilere yönelik işçi sağlığı güvenliği hizmeti vermeye yönelik çabalarının olduğunu görüyoruz, bu hizmet tüm yerellere yaygınlaştırılmalı, bence siyasi partilerin ve adayların çalışma programlarında yer almalıdır.
SENDİKALAR, İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ
İşçi sağlığı iş güvenliği politik bir sorundur. Ölümlerin asıl nedeni teknik aksaklıklar değil insan canına emekçiye değer verilmemesidir.
Avrupa’da ve Dünya ‘da iş kazaları/iş cinayetleri sonucu ölümde ilk sıralarda yer alınmasına rağmen, ölümler konusunda sendikaların sessizliğini anlamak mümkün değil, sendikalaşmanın, sendikal mücadelenin zorluğunu çıkarılan engelleri en son ÖZAK direnişi gözlerimizin önüne bir kez daha gösterdi. Düşük sendikalaşma oranına rağmen, mevcut sendikaların işyerlerinin işçi sağlığı iş güvenliği açısından sendika denetimlerini esas alan bir tavır almaları, TİS talepleri arasında işçi sağlığı güvenliğine ilişkin taleplerin de yer alması ve uygulanması bir nebzede olsa ölümleri azaltacaktır.
SON SÖZLERİM METEHAN AKBULUT ÜZERİNE
16 Ocak 2024 Salı günü, bir dostumu, bir arkadaşımı, Doktor Metehan AKBULUT’u kaybettik. O, Antalya Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi idi, Türk Tabipler Birliği İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Çalışma Kolu başkanı idi. TÜM SAĞLIK SEN‘de çeşitli görevlerde bulunmuştu. Bir hekim olarak işçilerin sağlıklı koşullarda çalışması için çok çaba gösterdi, çok emek verdi. Ürettikleri, işçi sağlığı iş güvenliğinin sağlanması konusunda yol gösterecek. Yıldızlar yoldaşı olsun.
Bedri Tekin: Makine Mühendisi, İş Güvenliği Uzmanı