Yeşil sahalardan meclise

Yeşil sahalardan meclise
İzlanda tarihinin ilk profesyonel futbolcusu olan Albert Sigurdur Gudmundsson’un özgeçmişinde Glasgow Rangers, Arsenal, Milan yazıyor; federasyon başkanı, elçi, maliye ve sanayi bakanı da.

Seçimlerle yatıyoruz, seçimlerle kalkıyoruz. 14 Mayıs’a sayılı gün kala gelin uzaktaki minik bir diyara gidelim, yeşil sahalardan meclise transfer olan bir oyuncunun peşine düşelim…

İlk Euro 2016’da izlemiştik onları. Katıldıkları ilk büyük futbol organizasyonunda çeyrek final oynayan İzlanda, şüphesiz gönüllerin şampiyonuydu. Çılgın spikerlerini tüm dünya tanınırken, internette o tarihlerde dolaşan bir video tebessüm ettiriyordu. Milli takımın sponsoru olan havayolu şirketi, kısacık reklam filminde o toprakların öyküsü anlatılıyor, kendi ikonlarına saygı duruşunda bulunuluyordu. İlk durakları bir oyuncudan çok daha fazlasıydı...

İzlanda tarihinin ilk profesyonel futbolcusuydu Albert Sigurdur Gudmundsson. O sıcacık filmde de adıyla hitap ediyorlardı ona. Ama o sadece sporcu muydu? Yönetici, politikacı... Bir koltukta birçok karpuz taşıyordu.

1923'te doğan “Elf”, başkent Reykjavik'in güçlü takımlarından Valur'da futbola başlamıştı. Fakat eğitimine devam etmek, yeni dünyalar tanımak istiyordu. Okumak için suyu aşmış, kariyeri de böyle başlamıştı.

ÜNİVERSİTEYE NİYET, FUTBOLA KISMET

İkinci Dünya Savaşı'nın sonuna doğru Glasgow'a işletme okumaya giden genç, kentin Protestanlarında top oynamaya başlıyordu. Rangers'ta kendisini ispatlayan delikanlı trene atlıyor, soluğu Londra'da alıyordu. Alfred, artık Arsenal'deydi. Amatör olarak imza atmıştı zenginler kulübüne. İzlandalı, ligde ilk kez kırmızı-beyazlı formayla Stoke City mücadelesinde tanışmış, ertesi hafta oynanan Chelsea deplasmanında yine sahada yerini almıştı. Fakat bir sorun vardı, o zamanki katı kurallar gereği çalışma izni alması mümkün değildi.

Son kez Racing Club ile oynanan hazırlık maçında Topçular için sahne alan futbolcu, rakibin ilgisini çekiyordu. Fransa'ya giden Albert, Paris ekibi için imza atacak derken, Nancy'ye transfer olmuştu. Kısa sürede yıldızlaşan oyuncu, gollerini bir bir sıralıyordu. Ünü kulaktan kulağa yayılıyor, Çizme'ye damga vurma arifesindeki Milan kapısını çalıyordu.

İtalya'ya ikâmetgâhını aldıran forvet, bir Lazio maçında dizinden çok ciddi bir şekilde sakatlanmıştı. İzlandalı yol ayrımındaydı, Ya ameliyat masasına yatacak ya da futbolu bırakacaktı. Fakat bir sorun vardı, kulübü operasyonu çok riskli buluyordu. Kırmızı-siyahlılar defterini böylece kapatan futbolcu, kentin mavili-siyahlılarının doktoruna güveniyordu. Inter'in sağlık ekibi, bir manada onun kariyerinin devam etmesini sağlamıştı.

Tüm masrafları kendi cebinden ödeyen Albert, yine Fransa'ya dönmüştü. Racing Paris'te kupa finali heyecanı da yaşayan futbolcu, profesyonel kariyerini bu ülkede noktaladıktan sonra İzlanda'ya dönüyordu. İlk adresi olan Valur'da deneyimlerini gençlere aktarırken, bir yandan da ticaretle uğraşıyordu.

1967'de federasyon tarafından ülke futboluna dair katkıları nedeniyle taçlandırılan Albert, ertesi sene koltuğa oturmuştu. Artık federasyon başkanıydı. Beş yıl kadar görev yapmış, sonradan parlamentoya transfer olmuştu. İzlanda'nın sevgilisi basamakları bir bir tırmanıyordu.

SEÇİMLE GELEN İLK KADIN CUMHURBAŞKANI

1980'de ülkesinin bir numaralı pozisyonuna talip olduysa da zafer bugün dünyanın ilk seçimle başa gelmiş kadın devlet başkanı olarak anılan Vigdís Finnbogadóttir'in olmuştu. Dört aday yarışmış, oyların yaklaşık yüzde 20'sini alan futbol adamı üçüncü sırada kalmıştı. 16 yıl görev yapan Finnbogadóttir koltuğa yüzde 34'le oturmuş, sonradan o kadar sevilmiş ki 1984 ve 1992'de tek başına seçime gitmişti. Karşısında rakip bulabildiği 1988'de ise seçmenlerin yüzde 94.6'sı onunla devam demişti.

1980’de İzlanda devlet başkanı olmak için seçime giren dört aday yan yana… İzlanda’nın ilk profesyonel futbolcusu Albert Sigurdur Gudmundsson da adaylardan biriydi. Bakanlıklar da yapan futbol insanı, seçimde kaybetmişti. Kazanan dünyanın seçilmiş ilk kadın devlet başkanı olarak anılan Vigdís Finnbogadóttir idi…
Seçimle gelen ilk kadın devlet başkanı Vigdís Finnbogadóttir

Kartvizitine önce 1983'te Maliye, ardından 1985'de de Sanayi Bakanı yazdıran Alfred, iki yıl sonra bir vergi skandalı yüzünden istifa etmek zorunda kalmıştı. Yine bir yol ayrımındaydı. Yıllar önce ameliyat masasına yattığı gibi yine savaşmış, kendi partisini kurmuştu. Seçimlere kısacık süre olmasına rağmen başarılı olmuştu. Meclise soktuğu milletvekilleri arasında yine kendisi gibi futbolcu olan oğlu da vardı. Babasının ekmek parası için top koşturduğu Nice kentinde 1952'de doğan Ingi Björn Albertsson, milli takımda da sahne almıştı.

Soyadları niye farklı diye düşünmeyin, İzlanda'da istisnalar dışında çocuklar baba veya annelerinin adına eklenen kız ise -dottir, erkek ise -sson ekleriyle soyadlarına kavuşuyorlar. 1925'ten bu yana ülkede kimse yasal bir hakkı olmadığı sürece ailesinin adını taşıyamıyor. Futbol demişken, milli takımda görev yapan emektar Eidur Gudjohnsen'in de istisnalardan biri olduğunu, ailesinin adını taşıdığını ve 1996'da Estonya ile oynanan hazırlık maçında babasının yerine oyuna girdiğini anımsatmalı. İzlanda'nın çoğunluğu gibi olsaydı biz Chelsea ve Barcelona forması da terletmiş futbolcuyu Arnorsson diye bilecektik ya neyse.

Ayrıca sefirlik de yapan Albert, yıllarca Fransa'nın İzlanda'daki ayağı olmuş; yaşamının sonunda ise 1989'da büyükelçi olarak Fransa'ya atanmıştı. 1993'e kadar görev yapan uzaktaki diyarın bilinmeyen ikonu, ertesi sene de hayatını kaybetmişti.

İşte bir dönem meşhur olmuş deli İzlandalı spiker var ya... Bir zamanlar milli takımda da oynayan, mikrofonda harikalar yaratan Gudmundur Benediktsson, biricik Albert'in torunuyla evli. Oğulları Albert Genoa’da oynuyor; milli takımda da görev yapıyor.

İzlanda'nın ilk profesyonel futbolcusunun adını bilmekte fayda olsa gerek; ne de olsa bir koltukta bu kadar karpuz taşıyanlardan çok olmasa gerek. Onun öyküsü, sanki biraz da ülkesini anlatıyor; sizce de öyle değil mi...


Ali Murat Hamarat: Spor tarihçisi, spor yazarı. BirGün gazetesi yazarı. İstanbul Üniversitesi'nde hukuk okuyup bir dönem asistanlık yaptıktan sonra gazeteciliğe Taraf'ta başladı. Eurosport'un internet sitesinde genel yayın yönetmenliği yaptı. Radyo ve televizyona programlar hazırladı. 2017'den beri Tarih Dergisi'nde yayın kurulu üyesi.

Öne Çıkanlar