10 Ekim Katliamı’nın 9’uncu yılı: ‘Bu adalet mücadelesi biz bitti demeden bitmeyecek’

10 Ekim Katliamı’nın 9’uncu yılı: ‘Bu adalet mücadelesi biz bitti demeden bitmeyecek’
10 Ekim Ankara Gar Katliamı’nın üzerinden dokuz yıl geçti. Bu süreçte “ne acılar hafifledi ne de adalet sağlandı” diyen mağdurlar, davanın az sayıda IŞID militanı üzerinden kapatılmaya çalışıldığını söylüyor: Biz bitti demeden bu adalet mücadelesi bitmez.

Müzeyyen YÜCE


İSTANBUL - Ankara'da 10 Ekim 2015’te düzenlenen Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’ne yönelik IŞİD’in gerçekleştirdiği katliamın üzerinden 9 yıl geçti. 103 kişinin öldüğü, yüzlerce kişinin yaralandığı Türkiye tarihinin en kanlı intihar saldırısının izleri, yakınlarını kaybeden ailelerin, yaralananların ve tanık olanların hafızalarından silinmedi.

Katliamın ardından geçen 9 yılda acılarının bir nebze olsun hafiflemediğini söyleyen aileler, 10 Ekim’in yıldönümünde duygularını, “Bu katliam insanlığa karşı işlenen bir suçtur ve o çerçevede adalet tecelli etmelidir. Tüm mücadelemize rağmen mahkeme salonuna getirtip dinlettirmediğimiz kamu görevlileri yargılanmalıdır. Bizler ancak adalet sağlandığında nefes alabiliriz” sözleriyle anlattı.

‘AZ SAYIDA IŞID MİLİTANI ÜZERİNDEN DAVA KAPATILMAYA ÇALIŞILIYOR’

10 Ekim Ankara Katliamı'nda ölen Ali Kitapçı’nın eşi Emel Kitapçı, geride kalan dokuz yılda çok fazla şiddete ve katliama maruz kalındığını söyledi. Türkiye’de yıllardır adaletsizliğe karşı bir ‘adalet’ mücadelesi verildiğinin altını çizen Kitapçı, 10 Ekim katliamına ilişkin görülen davaların da bu hususta ‘somut örneklerle’ dolu olduğunu vurgu yaptı.

Adalet saraylarının koridorlarında geçen dokuz yılı geride bırakırken katliamda sorumluluğu bulunan kamu görevlilerinin yargılanmadığı, az sayıda IŞID militanı üzerinden davanın kapatılmak istendiği bir süreç yaladıklarını belirten Kitapçı, yargılama sürecine dair itirazlarını ve yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:

“Yıllarca o adalet saraylarındaki salonlara gidip gelerek gerçek sorumluların gün yüzüne çıkarılmasını, sorumluluğu olan kamu görevlilerinin yargılanmasını, katliam sanıklarının ‘insanlığa karşı işlenen suç’ kapsamda yargılanmasını talep ettik. Ancak geldiğimiz noktada az sayıda IŞID militanın cezaevinde bulunduğu, sanıkların büyük çoğunluğunun firari olduğu bir süreç var karşımızda. Bu süreçte ne tek bir kamu görevlisi yargılandı ne de katliam ‘insanlığa karşı işlenen bir suç’ olarak sayıldı. Aksine 10 Ekim ailelerinin her itirazı reddedildi. Davanın genişletilmesi ve derinleştirilerek gerçeğe ulaşılmasını istemeyen bir heyet vardı karşımızda. Şimdi de az sayıda IŞID militanı üzerinden dava kapatılmaya çalışılıyor. Firari sanıkların bulunmasına ilişkin bir çaba da yok devlet görevlilerinde. Ancak uzun yıllar da olsa adalet mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz.”

whatsapp-gorsel-2024-10-09-saat-17-06-17-cb1c3fd0.jpg
Emel Kitapçı

‘KANIMIZIN SON DAMLASINA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ’

10 Ekim katliamında oğlu Korkmaz Tedik’i kaybeden Zöhre Tedik de katliam davalarına kilometrelerce uzaktan gelenlerden biri. IŞID saldırısı sonrası kaybettiği oğlunun acısını “canımı, yüreğimin bir parçasını kaybettim. Yaram hiç kabuk bağlamadı” sözleriyle anlatan Tedik, “Bu süreçte tüm hastalığıma, kalp rahatsızlığıma ve dinmeyen acıma rağmen adaletin peşinde koşmaktan vazgeçmedim. 9 yılda acımı hafifleten tek şey de adalet mücadelemiz oldu” dedi.

Yaşadıkları büyük kayıpların acısını hafifletmek için katliamı gerçekleştirenlerin adalet önünde hak ettikleri cezayı almalarının önemli olduğuna, dokuz yıldır bu talebin mücadelesini verdiklerine vurgu yapan Tedik, bu süreçte gerçekleşen yargılama süreçlerinden adaletin çıkmadığına dikkat çekerek şunları söyledi:

“Bu katliamda sorumluluğu bulunan kamu görevlileri yargılanmadıkça, sanıklar ‘insanlığa karşı işlenen” suçtan ceza almadıkça, firari sanıklar bulunup sanık sandalyesine oturtulmadıkça adalet sağlanmış sayılmayacak. Ben canımı, oğlumu, yüreğimin bir parçasını ‘barış’ talebiyle gittiği Ankara’da kaybettim. O yüzden adalet de o kentteki adalet sarayında tecelli edecek. Bu süreçte bizler adalet mücadelesinden asla vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz de. Sistemin tüm baskılarına rağmen bu davanın peşini bırakmayacağız. Kanımızın son damlasına kadar adalet mücadelesi vermeye devam edeceğiz. 24 Aralık’ta 10 Ekim aileleri olarak yeniden adalet talebiyle duruşma salonunda olacağız. Bu adalet mücadelesi biz bitti demeden bitmeyecek.”

16.jpg
Zöhre Tedik

‘DOKUZ YILDA NE ACILAR HAFİFLEDİ NE DE ADALET SAĞLANDI’

10 Ekim Ankara Garı Katliamından yaralı kurtulan öğretmen Ayşegül Duman’a göre de katliamın üzerinden geçen 9 yılda ne acılar hafifledi ne de adalet sağlanabildi. Kanlı saldırının, yakınları ölen aileler, yaralı kurtulanlar ve tanık olanlar açısından çok derin izler bıraktığına dikkat çeken Duman, “Her şeyden önce katliamdan bir gün önce, yani 9 Ekim’deki kişi değilsiniz artık” dedi.

Katliamdan sonraki 9 yılı “Mezarlıklarda, tacize ziyaretlerinde, alanlarda, duruşma salonlarında yasımızla adalet arayarak geçti” sözleriyle anlatan Duman, yargılama sürecine dair itirazlarını ve yaşadıklarını şu sözlerle ifade etti:

“Biz sadece alanlarda değil, mahkeme salonlarında da çok büyük mücadeleler verdik. Kurumlara yazılan müzekkerelerin aylarca, yıllarca gelmeyen cevaplarını bekledik, mahkemeye sunduğumuz tüm bilgi ve belgelere rağmen kamu görevlilerinin yargılanması için mahkeme salonuna getirilmesi taleplerimiz her defasında reddedildi. Tek bir kamu görevlisi yargılanmadı. Adında ‘adalet’ yazan saraylarda adaletin tecellisi talebiyle 9 yıl geçirdik. Özellikle temmuz ayındaki karar duruşması sanıkların ‘insanlığa karşı suç işlemekten’ yargılandığı Türkiye’de ilk dosya olma özelliği taşıyordu. Ancak sanıklar bu suçtan beraat etti. 10 Ekim katliamı insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur ve yargılaması da bu bağlamda yapılmalıydı. Dosya, firari sanıklar yönünden ayrıldı ve onun yargılaması da aralık ayında başlayacak. Yani boş sandalyelere karşı bir yargılama yapılacak, bizler de boş sandalyelere konuşacağız.”

15.jpg
Ayşegül Duman

‘103 GÜZEL İNSANIN ‘BARIŞ’ HAYALİ BİZE MİRAS KALDI’

Ankara Garı katliamına ilişkin adaletin sağlanması hususunda mücadele etmeyi sürdüreceklerini, adalet çıkmadıkça da rahat nefes alamayacaklarının altını çizen Duman, saldırıda ölenlerin ‘barış’ hayalinin kendilerine miras kaldığını ifade ederek, “Bizim davalarımızda adalet çıkmadığı sürece bu ülkede 10 Ekim gibi saldırıların, katliamların önüne geçemeyeceğiz. Bizim tek derdimiz bir daha böyle acılar yaşanmasın, kimse böyle bir katliamın mağduru olmasın. Bu ülkede ancak adaletin sağlanması durumunda rahat nefes alabileceğiz. Bu katliam sadece bizden bir can götürmedi, bu ülkenin aydınlık geleceğinden de çok şey götürdü. Nice umutlarla alana gelen ve katledilen 103 güzel insanın barış hayali bizlere miras kaldı. O yüzden onların hayallerini gerçekleştirmemiz için adaletin sağlanması gerekli” şeklinde konuştu.

‘EV SAHİBİ OLAN BİZLERİ KONUK OLARAK DAVET ETTİLER’

Duman, Ankara Gar Katliamı'nda katledilenlerin anısına yapılan anıtın da Ankara Büyükşehir Belediyesi ve CHP tarafından düzenlenen açılışla yapılmasını da “Ev sahibi olan bizleri konuk olarak çağırdılar. Aileleri, acıları üçüncü plana attılar. Bizleri bir kenara itip politik şov yapıldı. Yıllardır o konuda çok büyük bir emek sarf edildi. Bu gibi tutumlar bizim acılarımızı, yaralarımızı yeniden kanatmaya yetti” sözleriyle tepki gösterdi.

KATLİAM DAVASINDA NE OLDU?

Ankara Tren Garı'nda 10 Ekim 2015 tarihinde Emek, Barış ve Demokrasi mitingine yönelik üç saniye arayla iki bombalı intihar saldırısı düzenlendi ve bu saldırılarda 103 kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı. 10 Ekim Katliamı’na ilişkin açılan davanın ilk duruşması saldırıdan tam bir yıl sonra; 7 Kasım 2016’da Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Katliamın ardından açılan 36 sanıklı davada, 19 kişi ceza aldı. Bun kişilerden 9'u 101'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile12 bine yakın ceza aldı. Arasında IŞİD'in bir dönem Türkiye emiri olan İlhami Balı'nın bulunduğu 18 firari hakkındaki yargılama dosyası ise ayrıldı. Ancak 9 sanığın cezasını onayan Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 10 sanığın dosyasını ise bozdu. Yeniden yapılan yargılamanın temmuz ayındaki karar duruşmasında yargılanan 26 sanıktan 10 tanesine insan öldürmekten 101'er kere ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Sanıklara insan öldürmeye teşebbüs suçundan 379'ar kere 18 yıl hapis cezası verildi. Ayrıca Erman Ekici hakkında insanlığa karşı suçtan beraat verilmesine, dosyanın 16 firari sanık yönünden ayrılmasına karar verildi. Firari sanıkların yargılanacağı davasının ilk duruşması ise 24 Aralık 2024’te Ankara’da başlayacak.

Öne Çıkanlar