13 ay sonra tahliye edilen gazeteciler: Bizler Kürt olduğumuz için cezalandırıldık

13 ay sonra tahliye edilen gazeteciler: Bizler Kürt olduğumuz için cezalandırıldık
Diyarbakır'da 13 ay sonra tahliye edilen 15 gazeteciden Elif Üngür, "Kürtlerin, Kürtlere dair haber yapması günümüzde suç sayılmakta" dedi. Tahliye olan bir diğer gazeteci Remziye Temel de, "Tutuklu gazetecileri özgürlüğüne kavuşturmalıyız" diye konuştu.

Rojhat ABİ


DİYARBAKIR - Diyarbakır'da mesleki faaliyetleri nedeniyle 13 ay tutuklu kalan 15 gazeteciden Remziye Temel ve Elif Üngür tahliye olduktan sonra Artı Gerçek'e konuştu.

Kendilerinin cezaevinden çıktıklarını fakat halen tutuklamaların devam ettiğini söyleyen Temel ve Üngür, dayanışma ve mücadele çağrısında bulundu.

'ÖZGÜRLÜK BU KADAR ARKADAŞININ SANA GÜVENMESİ VE SARILMASI'

Cezaevinden çıktıkları an buruk bir sevinç yaşadıklarına anlatan Elif Üngür, “Adliyeden döndüğümüzde çok mutluyduk ama koğuşa girdiğimizde kötü olduk çünkü bir yanımız da içeride kalacaktı. Çünkü geride bıraktığımız çok arkadaşımız vardı. Hem gazeteci hem de genel olarak siyasetçi arkadaşlarımız hâlâ içeride. Ayrıca her koğuşta altı arkadaş kalıyorduk. Biz üç arkadaş koğuştan ayrılınca üç arkadaşımızın yalnız kalması bizi derinden üzdü. Dışarı çıktığımızda ise bizleri yüzlerce kişi bekliyordu. Açıkçası beni biraz tedirgin etmişti. Bence özgürlük buydu. Bu kadar arkadaşının sana güvenmesi, beklemesi ve sana sarılmasıydı” diye konuştu.

Elif Üngür

'MAHKEMEYE HESAP SORMAYA GİTTİK'

Mahkemeye çıktıkları güne değinen Üngür, “Biz aslında o mahkemeye kendimizi savunmaya çıkmadık. Hesap sormaya gittik. Verdikleri tahliye kararı da bir lütuf değildi. Onlar bizim hakkımızdı. Bizden aldıkları onca zamanın hesabını vermeleri gerekiyor” dedi

'O CÜMLE BENİM ÖZGÜRLÜĞÜM OLDU'

Üngür, cezaevinden çıktığında kendisini duygulandıran bir olayı da şöyle anlattı:

"Bir genç kadın arkadaş cezaevinin kapısında gelip bana sarılarak ağladı. 'Ben senden sonra gazeteciliğe başladım' dedi. O an kendimi hem mutlu hem de çok üzgün hissetim. Ben cezaevindeyken böyle etkilenmesi ve amaç edinebilmesi çok güzel bir şeydi. Benim için de özgürlük o kadın arkadaşın 'Senden sonra gazeteciliğe başladım' demesiydi. O cümle benim özgürlüğüm oldu. Kendimizle gerçekten gurur duyuyoruz.

'KÜRT OLDUĞUMUZ İÇİN CEZALANDIRILDIK'

Sadece altı ay çalışmasına rağmen her türlü taciz, tehdit ve cezalandırma politikalarına maruz kaldığını söyleyen Üngür, “Arkadaşlarımız 15-20 yıl boyunca aynı saldırı, tehdit ve tacizlerle mücadele ediyor. Kürtlerin, Kürtlere dair haber yapması günümüzde suç sayılmakta. Mahkemelerde de bunu biz söyledik. Bizler Kürt olduğumuz için cezalandırıldık” dedi.

'BİZ TUTUKLANINCA GAZETECİLİK BİTTİ Mİ?'

Cezaevinden çıktığında hayatın gerçekleriyle büyük bir boşluğa düştüğünü vurgulayan Üngür, şunları söyledi:

"İçeride mücadele etmekle dışarı çıktığında karşılaştığın manzara apayrı oluyor. Bu nedenle en azından düşüncemin ve savunmamın nedenini bilmek ve bu doğrultuda ilerleyebilmek, savunabilmek gerekli. İnsan yaptığı her şeyin arkasında durabilmeli ve sonuna kadar savunabilmeli. İdeolojimi, düşüncelerimi hayatıma aktarabileceğim bir şekilde hayatıma devam edeceğim. Ama gazeteciliğin hiçbir zaman ölmeyeceğinin herkesçe bilinmesi gerekiyor. Yani biz tutuklanınca gazetecilik bitti mi, Kürt basını haber yapmadı mı? Evet bizi tutuklayabilirler ama gazetecilik ve Kürt basını her zaman devam edecektir. Bizden önce de vardı, bizden sonra da var olacaklar.”

'EN ÇOK GAZETECİLİKTEN UZAK KALMAK BENİ ZORLADI'

Gazeteci Remziye Temel de cezaevinde en çok mesleğinden uzak olmanın kendisini zorladığımı söyledi. Temel, "Cezaevi başlı başına zor bir süreç. Hem psikolojik açıdan hem de gerçekten fiziki özgürlüğünden mahrum bırakılıyorsun. O zorluyor insanı. En çok da mesleğimden uzaklaşmak beni zorluyordu. Çalışma arkadaşlarımdan ve çalışma ortamımdan uzak kalmak, işimi yapamamak beni müthiş derecede zorluyordu. Fakat yine de kendimizi motive edebiliyorduk. Biliyorduk ki dışarıda işimizi devralan arkadaşlarız var. Bu bizi rahatlatıyor, bir nebze olsa da motive ediyor, moral ve motivasyonu yüksek tutuyordu” dedi.

Remziye Temel

'CEZAEVİNDE HEM KİTAP OKUDUM HEM DE KÜRTÇE ÜZERİNE ÇALIŞTIM'

Cezaevinde okumaya yoğunlaştığını, Kürt Dili ve Edebiyatı öğretmeni olduğu için Kürtçe üzerine bir takım çalışmalar yaptığını anlatan Temel, şöyle devam etti:

"Çok kitap okudum. Bu açıdan benim için verimli geçti. Her ne kadar dışarıda okuyoruz desek de maalesef cezaevinde olduğu kadar okuma yapamıyoruz. Çalışma koşulları ve yaşamsal aktivitelerden zaman kalmıyor. Ama ben hem okudum hem de Kürtçe çalışmalarımı ilerlettim. Ayrıca etkisinden bir türlü çıkamadığım iki kitabı da paylaşmak isterim. Bunlardan bir Homo Deus, biri de Beş Büyük Tarihi Kavşakta Kürtler ve Türkler kitabı. Ufuk açıcı ve derinlikli eserlerdir, herkese öneriyorum.”

'TUTUKLU GAZETECİLERİ ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞTURMALIYIZ'

Gazeteciliğe devam edeceğini söyleyen Temel, cezaevlerinde halen tutuklu gazeteciler olduğunu hatırlattı. Temel, "Cezaevleri yine gazetecilerle dolu. Sadece biz değil, bizden sonra da gazeteciler alındı. Halen tutuklamalar devam ediyor. Aynı şekilde dayanışmayla, mücadeleyle devam edilmeli ve omuz omuza verip tüm arkadaşlarımızı özgürlüğe kavuşturmalıyız" dedi.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar