19 uluslararası kuruluştan yetkililere Barış Pehlivan çağrısı: Yargı tacizine son verin

19 uluslararası kuruluştan yetkililere Barış Pehlivan çağrısı: Yargı tacizine son verin
19 uluslararası ifade özgürlüğü kuruluşu, beşinci kez cezaevinde girecek gazeteci Barış Pehlivan için çağrı yaptı. Türkiye'deki yetkililere seslenilen açıklamada, "Pehlivan ile diğer gazetecilere yönelik sistematik yargı tacizine son verilmeli" denildi.

Artı Gerçek - Gazeteci Barış Pehlivan'ın beşinci kez cezaevine girecek olması uluslararası ifade özgürlüğü örgütlerini de harekete geçirdi. 19 kuruluş, Pehlivan'a yönelik 'yargı tacizi'ni kınadıklarını belirterek, Türkiye yetkililerine 'medya özgürlüğüne saygı gösterme' çağrısında bulundu. Çağrı metni hem İngilizce hem de Türkçe yayımlandı.

Yayımlanan açıklamanın tam metni şöyle:

"Aşağıda imzası bulunan medya özgürlüğü, ifade hürriyeti, insan hakları ve gazetecilik örgütleri; gazeteci Barış Pehlivan’a yönelik son yargı tacizini şiddetle kınamakta ve Türkiye yetkililerine medya özgürlüğüne saygı gösterme yönündeki çağrılarını yinelemektedir.

Gazeteci Barış Pehlivan’a 2 Ağustos’ta Adalet Bakanlığı tarafından gönderilen SMS ile 1-15 Ağustos 2023 tarihleri arasında Marmara Açık Ceza İnfaz Kurumu’na (eski adıyla Silivri) teslim olması gerektiği bildirildi. Gazeteciliği nedeniyle ikisi 2023 yılının Şubat ve Mayıs aylarında aynı cezadan birer gün olmak üzere şimdiye kadar dört kez cezaevine giren Pehlivan, hakkındaki son kararın bozulmaması halinde beşinci kez hapse girmiş olacak.

'YARGI TACİZİNDEN ENDİŞE DUYMAKTAYIZ'

Bir gazeteci olarak temel ifade hürriyeti hakkını kullanan Pehlivan’a yönelik tekrar eden yargı tacizinden endişe duymaktayız.

Pehlivan, Libya’da yaşamını yitiren bir Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) görevlisinin cenaze törenini haberleştirdiği için 6 Mart 2020 tarihinde gazeteciler Aydın Keser, Barış Terkoğlu, Eren Ekinci, Hülya Kılınç, Ferhat Çelik ve Murat Ağırel ile birlikte tutuklanarak mahkemeye çıkarılmış ve gizli istihbarat belgelerini ifşa etmekten 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.

12 Mayıs 2020’de Türkiye yetkilileri Covid-19 salgını nedeniyle binlerce mahkûmun cezasını erteleme kararı almış, ancak son dakikada eklenen bir madde ile özellikle gazetecilerin karşı karşıya kaldığı suçlamalar bu ertelemenin kapsamının dışında bırakılmıştı. Bunun sonucunda Pehlivan da dahil olmak üzere tüm tutuklu gazeteciler cezaevinde kaldı.

Gazeteci Barış Pehlivan, parmaklıklar ardında altı ay geçirdikten sonra, başka bir davaya konu olmamak kaydıyla, 9 Eylül 2020 tarihinde denetimli serbestliğe ayrıldıi. Pehlivan tahliyesinin ardından mahkemenin kararını şu sözlerle yorumladı: “Bu davada suç yok. Bu davada bizim gazetecilik hayatımızı cezalandırma amacı var.”

'TÜRKİYE KAYNAKLI VAKALARIN TAMAMI AVRUPA'DAKİLERİN DÖRTTE BİRİNİ OLUŞTURUYOR'

15 Temmuz 2023’te iktidar koalisyonu tarafından hazırlanan şartlı tahliye ve denetimli serbestlik kurallarını düzenleyen bir tasarı mecliste kabul edildi. Barış Pehlivan’ın avukatı, bu düzenlemeye göre Pehlivan’ın da denetimli serbestlikten yararlanma hakkı kazandığını bildirdi. Ancak avukatı Pehlivan’ın cezaevine teslim olması kararına ilişkin bilgi talebinde bulunduğunda, cezaevi yönetiminin Temmuz 2023 tarihli düzenlemenin ilgili maddelerini göz ardı ettiği anlaşıldı.

Pehlivan, Nisan 2023’te “SS” başlıklı (eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun adının baş harflerine atıfla) bir kitap yazdıktan kısa süre sonra, dönemin İçişleri Bakanı danışmanı tarafından organize suçlarla bağlantısı olduğu gerekçesiyle hedef gösterilmiş, bir başka yazısı da hakaret davasına konu olmuştu. Nisan 2023’te açılan yeni davanın yargılama süreci henüz başlamamış olsa da, bu dava Pehlivan’ın denetimli serbestliğini sona erdirmeye yönelik bir girişim olarak yorumlandı.

12 Temmuz’da tutuklu yargılanan 15 gazeteci tahliye edildi, ancak 7 Ağustos itibariyle Türkiye’de halen 20 gazeteci cezaevinde bulunuyor. Son 12 ay boyunca Mapping Media Freedom veri tabanında Türkiye ile ilgili 232 vaka rapor edildi. Bu vakalar 329 gazeteci, medya çalışanı ve kuruluşunu ilgilendiriyordu. Bu da ülkede bağımsız gazeteciliğin içinde bulunduğu zorlu koşulları göstermektedir. Türkiye kaynaklı bu vakaların tamamı Avrupa’dan bildirilen tüm vakaların dörtte birini oluşturuyor.

'GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR'

Gazetecileri hedef alan yargı tacizi uygulamaları, medya özgürlüğünü ve halkın bilgiye erişim hakkını engellemektedir.

Türkiye yetkililerine; Barış Pehlivan’ın denetimli serbestlik şartlarını oluşturmadığı gerekçesiyle 15 Ağustos’ta yeniden cezaevine girmesi yönündeki karardan vazgeçilmesi ve Pehlivan ile diğer gazetecilere yönelik sistematik yargı tacizine son verilmesi yönünde çağrıda bulunuyoruz.

Tutuklu gazetecilerle dayanışma içinde olduğumuzu bir kez daha yineliyoruz. Gazetecilik suç değildir. Gazetecilerin parmaklıklar ardında geçirdiği her dakika ifade ve basın özgürlüğü ihlalidir."

İMZACILAR

  • ARTICLE 19 Europe
  • Articolo 21
  • Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF)
  • Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ)
  • Danimarka PEN
  • Freedom House
  • Gazeteciler Cemiyeti
  • Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ)
  • Gazetecilikte Kadın Koalisyonu (CFWIJ)
  • Güney Doğu Avrupa Medya Örgütü (SEEMO)
  • İfade Özgürlüğü Derneği (İFÖD)
  • Medya Araştırmaları Derneği (MEDAR)
  • Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA)
  • OBC Transeuropa (OBCT)
  • PEN Amerika
  • Roman Hafıza Çalışmaları Derneği (Romani Godi)
  • Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF)
  • Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI)
  • Uluslararası PEN

NE OLMUŞTU?

Gazeteci Barış Pehlivan, 2 Ağustos'ta Cumhuriyet'te yayımladığı '5' başlıklı köşe yazısında beşinci kez cezaevine gireceğini duyurmuştu.

31 Temmuz’da çıkarılan yasadan faydalanmak için talepte bulunduğunu belirten Pehlivan, Bakırköy İnfaz Hâkimliği’nden çıkacak karara göre, cezaevine girip girmeyeceğinin netleşeceğini söylemişti.

Pehlivan'ın denetimli serbestlik talebi de reddedilmişti. Pehlivan'ın avukatı Hüseyin Ersöz ise sosyal medya hesabından, "Cezaevi Müdürlüğü bu Kanunun uygulanma şartlarını göz ardı etmiş; Barış Pehlivan hakkında uygulamayacağız demiş. Kendisini Kanun Koyucunun yerine koymuş" demişti. (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar