6 Şubat depreminin birinci yılı: Antep'te 56 bin kişi halen konteynerde yaşıyor

6 Şubat depreminin birinci yılı: Antep'te 56 bin kişi halen konteynerde yaşıyor
6 Şubat depreminin üzerinden bir yıl geçti. 25 bin binanın kullanılmaz hale geldiği Antep'te, Nurdağı ve İslahiye ilçelerinde 56 bin kişi halen konteynerde kalıyor. 4 bin 500 öğrenci ise prefabrik okullarda eğitimini sürdürüyor.

Sinan ŞAHİN


ANTEP - Maraş'ta 6 Şubat 2023'te meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde depremlerde en büyük yara alan kentlerden biri de Antep. Resmi açıklamalara göre depremde 3 bin 945 kişi öldü. 25 bin binanın kullanılmaz hale geldiği kentte, Antep Valiliğinin verdiği rakamlara göre 15 bine yakın ağır hasarlı binanın yüzde 75'nin yıkımı tamamlandı, 3 binde fazla ağır hasarlı yapı da yıkılmayı bekliyor.

10 BİN KONUT BU AY TESLİM EDİLECEK

Antep Valisi Kemal Çeber'in kısa süre önce yaptığı açıklamaya göre ilk etapta yapılan 10 bin kalıcı konut bu ay içinde depremzedelere teslim edilecek. Ancak bu rakam kentteki sorunu çözmekten oldukça uzak.

İSLAHİYE VE NURDAĞI'NDA 56 BİN KİŞİ HALEN KONTEYNERLERDE YAŞIYOR

Antep genelinde yıkıma neden olan depremlerden en fazla İslahiye ve Nurdağı ilçeleri etkilendi. İslahiye’de 3 bin 278, Nurdağı'nda ise 3 bin 42 bina ağır hasar aldı. Valiliğin verdiği rakamlara göre iki ilçede toplam 56 bin kişi halen konteyner kentlerde yaşamlarını sürdürüyor.

'KONUT SORUNU DEPREMDEN SONRA KRİZE DÖNÜŞTÜ'

Artı Gerçek’e konuşan Eski Mimarlar Odası Antep Şubesi Başkanı Özgür Girişken, kentte yıllardır süregelen konut sorunun depremle birlikte krize dönüştüğünü söyledi. Girişken, "Kentin yarısı gecekondulardan oluşuyor. 80'li yıllardan itibaren doğudan göç, 2010'lardan sonra Suriyeli mültecilerin de katılımını eklediğimizde ve son olarak da yaşanan yakıcı depremin de etkisiyle Gaziantep şu an da ciddi bir barınma krizinin içerisinde" diye konuştu.

Özgür Girişken

'KİRACILAR KENTİ'

Barınma sorunun depremle birlikte içinden çıkılmaz bir hal aldığını dile getiren Girişken, "Gaziantep Türkiye’de kiracılığın en yüksek olduğu il durumunda. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) yıllardır bu verileri açıklamıyor. En son 2011 yılında açıklamıştı. Gaziantep bir kiracılar şehri. Konutun metalaştığı, yatırım aracı olarak görüldüğü bir şehirde yaşıyoruz. Deprem de bu çıplak gerçekliğin yüzümüze vurulması olarak sirayet etti" dedi.

'GECEKONDULAR İMAR AFLARIYLA MEŞRULAŞTI'

"Gaziantep yanlış bir kentleşme macerasının ardından çok hızlı artan bir göçle karşı karşıya kaldı" diyen Girişken, şöyle devam etti:

"Bu göçe yanıt verebilecek, düşük gelir gruplarındaki yoksul insanların nitelikli konutlara erişebileceği bir model benimsenmediği için ya emlak baronlarının belirlediği korkunç kira ücretleri altında yaşamaya mahkum edildiler veya gecekondular inşa etmeye mahkum edildiler. Seçimler öncesi yapılan imar aflarıyla bu gecekondular meşrulaştı ve insanlar bu güvensiz konutlarda daha büyük risk almaya başladılar."

'KONUT KRİZİ GİDEREK DERİNLEŞEBİLİR'

Mevcut durumda konut krizinin aşılmasının mümkün gözükmediğinin altını çizen Girişken, "Konut krizi giderek derinleşebilir. Emlak ve arazi fiyatlarında şu an satışlar çok düşük olsa da geri çekilme görünmüyor. Ama biz bazı akışkanlıklarımızdan vazgeçemiyoruz. Neden insanlara konut satmakla, uzun vadeli krediler vermekle bu kadar iştigal ettiğimizi anlamakta güçlük çekiyoruz" diye konuştu.

'YENİ BİR SOSYAL KONUT MODELİNE İHTİYAÇ VAR'

Konut sorununun yapılan konut sayısıyla çözülemeyeceğini kaydeden Girişken, yenilikçi bir sosyal konut modeline ihtiyaç duyulduğunu vurgulayarak şunları anlattı:

"Batı ülkelerinde konut stoğunun yaklaşık üçte birini sosyal konutlar oluşturuyor. Türkiye sosyal konut barındırmayan nadir ülkelerden biri. Sağlıklı, toplumcu bir konut edindirme modeli oluşturulmadı. İnsanları kredilerle uzun vadede borçlandıran bu model artık iflas etti; çalışmıyor, çalışmayacak. Bu krizi bu şekilde aşamayacağız. Sosyal konuta geçiş için belli fırsatlar olduğunu düşünüyorum. Gaziantep konut krizinin en yoğun yaşandığı kentlerin başında geliyor. Belki Gaziantep’ten bu model başlatılabilir. Belediyeler buna öncülük edebilir."

4 BİN 500 ÖĞRENCİ PREFABRİK OKULLARDA EĞİTİM GÖRÜYOR

Birçok eğitim kurumunun da zarar gördüğü Antep’te 4 bin 500 öğrenci halen prefabrik okullarda eğitimini sürdürüyor. Depremde hasar gören okulların boşaltılmasıyla birlikte kent merkezi ile İslahiye ve Nurdağı ilçelerindeki bazı okullar sene başında ikili eğitime geçti.

'HASARLI OKULLARLA İLGİLİ BELİRSİZLİK VAR'

Artı Gerçek’e konuşan Eğitim Sen Antep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, depremde hasar gören okulların durumuyla ilgili belirsizlik yaşandığı söyledi. Parlakçı, "Kent merkezinde ve İslahiye ilçesinde birleştirilmiş okullar mevcut. Bu okullarda ders süreleri 30 dakika. Veliler ve öğrenciler bu durumdan ciddi şekilde şikayetçi. Ayrıca birçok eğitim binası yıkılacak mı, onarılacak mı belirsizliği var. Öğrenciler bu süreçte eğitimden yoksun kaldılar" diye konuştu.

Ömer Parlakçı

‘ÖĞRENCİLERE CİDDİ BİR PSİKOSOSYAL DESTEK VERİLMEDİ'

Özellikle İslahiye’deki öğrenci ve öğretmenlerin ciddi sorunlarla karşılaştıklarını aktaran Parlakçı, şunları söyledi:

"Bir yıllık süreç içerisinde depremden etkilenen öğrencilere yönelik psikososyal destek anlamında halen ciddi bir çalışma yapılmadı. İslahiye'de öğrenciler ve öğretmenler konteynerlerde yaşıyorlar. Okula gidebilmek için yağmurun altında çamurlu yollardan yürümek zorunda kalıyorlar. Öğretmen arkadaşlarımız servis saatleri dışında okula gitmek zorunda kaldıklarında büyük sorunlar yaşıyorlar. Hem öğretmenlerin hem de öğrencilerin halen konteynerde yaşamaları, kalıcı konutların halen yapılmaması orada ciddi bir problem olarak duruyor."

Öne Çıkanlar