Açlık grevi 'örgüte yardım' sayıldı

Nalin ÖZTEKİN

ARTI GERÇEK- Maltepe cezaevinde açlık grevi eylemi yapan 27 tutuklu hakkında "örgüte bilerek isteyerek yardım etme" suçlamasıyla iddianame hazırlandı. Soruşturma sürecini Artı Gerçek’e değerlendiren Özgürlükçü Hukukçular Platformu üyesi Avukat Nagehan Avçil, "Bu durumun hukuki bir geçerliliği yoktur amaç mahpuslar üzerinde yargılama baskısını ağırlaştırmaktır" dedi.

Halkların Demokratik Partisi Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecritin kaldırılması talebiyle 7 Kasım’da başlattığı açlık grevi 114. gününde. Güven’e destek olmak için ortak taleple açlık grevi eylemine başlayan yüzlerce tutuklu ise cezaevlerinde soruşturmalar ve disiplin cezaları ile karşı karşıya.

Maltepe 2 Nolu L Tipi Cezaevi'nde 28 Kasım – 6 Aralık tarihleri arasında tecritin sona erdirilmesi talebiyle süreli dönüşümlü açlık grevi eylemi yapan 27 kişi hakkında soruşturma başlatıldı. Tutuklular hazırlanan iddianamede "Açlık grevini eylem birlikteliği ile gerçekleştirmek suretiyle terör örgütüne bilerek isteyerek yardım etme" ifadeleriyle suçlandı. İddianameyi değerlendiren ÖHP üyesi Avukat Nagehan Avçil hukuki bir temelden ziyade politik saiklerle hazırlanan bir belge ile karşı karşıya olduklarını söyledi.

"AÇLIK GREVİ TUTUKLULARIN İRADESİDİR"

Tutuklular, açlık grevi eylemine başladıklarını ve bitirdiklerini dilekçeleriyle cezaevine bildirdi ancak iddia makamı bunun "örgüte yardım" suçu olduğunu iddia etti. Avukat Avçil "Hapishanelerdeki mahpusların Türkiye hukukuna ve uluslararası sözleşmelere aykırı tecritin kaldırılması için ortaya koydukları eylemsellik kendi iradeleridir. Bu durumu "örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme" iddiası ile yargılama konusu yapmanın hukuki bir geçerliliği de yoktur. Amaç tamamen mahpuslar üzerinde yargılama baskısını ağırlaştırmaktır" diye kaydetti.

SAVCIDAN TUTUKLULARA: İNFAZ KURUMUNA KAPATILDILAR

İddianamenin deliller bölümünde tutuklulardan bahsederken "Maltepe 2 Nolu Ceza İnfaz Kurumuna KAPATILDIKLARI" ifadesinin kullanılmasına da tepki gösteren Avukat Avçil "Bu ifade mahpuslara dönük anlayışın hukuk literatüründen uzak bir anlayış olduğunu ortaya koymaktadır. Bundan sonraki süreçte yargılama aşamasına geçilecektir, temelsiz bir iddianame ile nasıl hukuki bir değerlendirme ve yargılama yapılacağını biz de merak ediyoruz" dedi.

İDDİANAMEYE GÖRE TECRİT "SÖZDE"

İddianamede dikkat çeken bir başka ifade ise Öcalan üzerindeki tecrite ilişkin "Sözde uygulanan ağırlaştırılmış sözde tecrit" ifadeleri oldu. Öcalan’ın 27 Temmuz 2011 tarihinden itibaren avukatlarıyla görüştürülmediğine dikkat çeken Avçil "Türkiye hukukuna göre tecrit uygulamasının hiçbir meşru yanı yok. "Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda" yer alan düzenlemelere göre tanınan avukat ve aile görüş hakkının yıllardır tanınmaması, Türkiye hukukunun İmralı Hapishanesinde geçerli olmadığı sonucunu ortaya koyuyor. Sayın Abdullah Öcalan‘ın üzerinde yıllardır süren bir tecrit olduğu açıktır" şeklinde konuştu.

"HUKUKİ DEĞİL POLİTİK SAİKLERLE HAZIRLANDI"

Tecritin tespit edilmesi için gerekirse uluslararası sözleşmelere bakılabileceğine işaret eden Avçil, "4 yıl hukuk eğitimi almış bir kişi yasaların uygulanmaması neticesinde ağırlaştırılmış tecrit uygulamasının hak ihlali olduğunun ve hukuken izahının olmadığının tespitini rahatlıkla yapabilir. Bu yüzden iddianamede geçen "sözde tecrit" ifadesi iddianamenin hukuki değil politik saiklerle hazırlandığını ortaya koymaktadır" dedi.

Öte yandan Maltepe 2 Nolu L Tipi Cezaevi'nde bulunan 2 tutuklu 25 Ocak 2018 tarihinden itibaren süresiz dönüşümsüz açlık grevine devam ediyor.