AİHM'in 'Alevilik kendine özgü bir inançtır' kararı: 'Diyanet ve bazı kurumlar Avusturya Hükümetini teditkâr boyutta eleştirdi'
AİHM, Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonu'nun açtığı davada Aleviliğin kendine özgü bir inanç olduğuna hükmetti. Federasyonun onursal başkanı Mehmet Ali Çankaya: Diyanet'in Avusturya Hükemeti'ni tehditkar boyutta eleştirdiklerini biliyoruz.
Mehmet MENEKŞE
AMASYA - Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonu'nun (AABF), 2009 yılında Avusturya hükümetinin kendilerini yasal olarak tanıması için başvurdu. Ancak Avusturya hükümeti 1912 yılında çıkarılan, 2015 yılında kısmen düzenlenen İslam Yasası nedeniyle AABF'yi tanımadı. Federasyon, yerel mahkemelerde açtığı davaları da kaybedince 10 Aralık 2020'de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AHİM) başvurdu. AİHM, geçtiğimiz günlerde Aleviliğin kendine özgü inanç sistemi olduğu ve devletin vatandaşların inancına müdahale edemeyeceğini belirtti. AABF Başkanı Özgür Turak, verdikleri mücadeleyi Artı Gerçek'e anlattı. AABF'nin Onursal Başkanı Mehmet Ali Çankaya da "Diyanet İşleri Başkanlığı ve bazı kurumların Avusturya Hükümetinin Kültür Bakanlığındaki İnanç Masasını tehditkar boyutta olumsuz eleştirdiklerini biliyoruz." diye konuştu.
AABF Başkanı Özgür Turak süreçle ilgili şunları söyledi:
"Avusturya’da 1912 yılında kabul edilen, 2015 yılında revize edilmiş bir İslam Yasası var ve bu yasanın çizdiği sınır içindeyseniz hükümet sizi tanıyor, değilseniz tanımıyordu. Hanifi İslam ve Alevi İslam Topluluğu denilen iki kuruluş oluştu ve bu iki yapı Avusturya devleti tarafından da resmi olarak tanınıyor. Türkiye’de de hükümet Kültür Bakanlığı içinde kurduğu Alevi Bektaşi Cemevi Başkanlığı ile Alevileri bunun içine alıp, kontrol etmek istiyor. Avusturya’da da bize İslam Yasası çerçevesinde bizi bu çerçevede ele alarak İslam Alevilerine yönlendirmeye çalıştı. Biz de 'Alevi inancının kendine özgü değer ve ritüelleriyle yaşamak isteyen bir topluluğuz, Avusturya devletinin bu dayatmasını kabul etmiyoruz' diyerek 2009 yılından itibaren bir mücadele süreci başlattık. İnsan Hakları Günü olan 10 Aralık 2020'de AİHM'e başvurumuzu yaptık. Mahkeme Avusturya devletini haksız buldu ve tüm dünyada inanç kurumlarına emsal olabilecek bir karar verdi" diye konuştu.
'KARAR TÜM İNANÇLAR İÇİN BELİRLEYİCİ'
AİHM'in kararının dünyadaki tüm inançları ve devletlerin inanç karşısındaki tutumunu belirlemek açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Turak, "AİHM kararında diyor ki devletler inanç kurumlarının hangi ölçeklerde, neye inanacaklarını veya da hangi inançların altında kendilerini değerlendirecekleri gibi bir tavır sergileyemez. Neye, nasıl inanacaklarını yalnızca inanç kurumlarının kendisi belirler. AİHM kararlarının Türkiye’de bir yaptırımının olmadığını üzülerek gözlemliyoruz. Maalesef ki Türkiye’nin mevcut hukuki zemini çerçevesinde bir beklentim yok" dedi.
'ALEVİ İNANCININ KENDİNE ÖZGÜ NORMLARI VAR'
AİHM kararıyla devletin inanca karışayamacağının bir kez daha tescillediğini vurgulayan AABF Onursal Başkanı Mehmet Ali Çankaya da "AİHM'nin verdiği bu kararın dünyada emsali ve bir eşi yok. Bu sonucu aldığımız için mutlu ve onurluyuz. Umarım bu alınan karar Türkiye’ye de örnek olur. İnsanlar Aleviliği, İslam’ın içinde ya da dışında görebilir, bir felsefe olarak, doğal bir inanç olarak görebilir, bu konuda birçok yaklaşım var. Bizim bunların hepsine saygımız var. Alevi-Bektaşi-Kızılbaş inancının kendine özgün normlarının olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. İnsanlar özgürce düşünebilmeli, özgürce inanıp, inançlarını da özgürce yaşamalı. Bu evrensel bir insan hakkıdır. Devletin inancı olmaz, devlet bütün vatandaşlarına eşit mesafede durur ve eşit hizmet götürür. Bunu yaparken de hiçbir ayrım yapmaz" diye konuştu.
'DEVLETİN BU KONUYA NASIL BAKACAĞINI TAHMİN EDİYORUM'
Alevi, Bektaşi Cemevi Başkanlığı'nın Türkiye'deki Alevilere devletin bir dayatması olduğunu söyleyen Çankaya şöyle konuştu:
"Devlet, Alevi inancını bir taraflara çekmeye, şekil vermeye, sınır çizmeye çalışıyor. Bu çerçevede AHİM’in vermiş olduğu karar bütün devletleri bağlar ancak Türkiye hükümeti buna uyar mı bilmiyorum. Türkiye’de hükümet Alevi örgütlerini yok sayan bir anlayış ile hareket ediyor. Türkiye’deki bazı Alevi kurumları henüz bu kararı tam olarak anlayamadı. Bu karar bazı basın organlarında yanlış yorumlanarak çıktı. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bu konuya nasıl bakacağını tahmin edebiliyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığı ve bazı kurumların Avusturya Hükümetinin Kültür Bakanlığındaki İnanç Masasını tehditkar boyutta olumsuz eleştirdiklerini biliyoruz. Mahkemenin bu kararını kabul etmeyecekler diye öngörüyorum"
'BİZİ HEDEF ALANLAR, 'YANLIŞ YAPTIK' DİYOR'
Türkiye'deki bazı Alevi derneklerinin açtıkları dava nedeniyle kendilerini hedef aldıklarını hatırlatan Doğan, "Avusturya’daki İslam Alevi Topluluğunun Türkiye’deki uzantıları var. 22 Nisan 2022’te Karacaahmet’te Alevi Vakıflar Federasyon Başkanı Haydar Baki Doğan, 200 civarında Alevi dedesini toplayıp, 'Avusturya’daki Aleviler Alisiz Aleviler, solcular, Kürtler' gibi tanımlar yapıp ne kadar çirkin laflar varsa söylediler. Bize karşı basın açıklaması yaptılar. Ancak gelinen noktada mahkeme kararı ile çürüdüler, yanlış yaptık boyutuna geldiler. Türkiye’deki iktidara hoş görünmek, ondan nemalanmak için Avusturya’daki aldığımız bu sonucu Alisiz Alevilikmiş gibi anlattılar. Biz bunu yapıp karşı gelenleri tanıyoruz, Bunlar Cem Vakfı'nın bir federasyonu, İslam Alevi Topluluğunun da babası İzzettin Doğan’dır. Bu aklı verdi, Avusturya’da bizi böldü. Aleviliğin önüne İslam getirilirse Avusturya hükümetinin tanıyacağını söyleyen kişidir. Bunlar ayrıca cami-cemevi projesinin de mimarlarıdır, bunu yapmaya çalışan kişilerdir" diye konuştu.
AİHM karar verdi: 'Alevilik kendine özgü bir inançtır' dedi, Avusturya’yı haksız buldu