Çandar: 'Sürecin selametini istiyorsanız Suriye’de tehditkar dile son verin"

DEM Partili Cengiz Çandar Meclis Genel Kurulu’nda sürece değinerek yaptığı konuşmada, SDG için ‘terör örgütü’ tanımını eleştirerek Kürt yurttaşların güven duygusunun zedelendiğini, süreci tehlikeye sokabileceğini vurguladı.

Çandar: 'Sürecin selametini istiyorsanız Suriye’de tehditkar dile son verin"

Artı Gerçek- Halkaların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, Meclis Genel Kurulu’nda sürece ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İsrail’in Filistin'e yönelik saldırılarına ilişkin de konuşan Çandar, İsrail’i soykırımcı olarak nitelendirdi. Çandar, İsrail’in kuruluşundan beri saldırgan bir ülke olduğunu belirterek “İsrail Devleti, Batı sömürgeciliğinin bölgemize yerleştirdiği bir saldırgan urdur” dedi.

DEMİRTAŞ VE MIZRAKLI VURGUSU

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 8 Temmuz’da Selahattin Demirtaş için verdiği kararın uygulanması gerektiğine işaret eden Çandar, MHP'li Fethi Yıldız'ın Anayasa'nın 90'ıncı maddesine atıf yapan sözlerini hatırlattı. Çandar, Demirtaş ve Mızraklı'nın tutukluluğunun halkta sürece güvensizlik yarattığını vurguladı: “Halkın güvenini kazanmamış hiçbir şeyi sonuna erdiremezsiniz”.

‘HUKUKİ DÜZENLEMELER BİR AN ÖNCE YAPILMALI’

Bir yıl önce, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sürecin startını verdiğini belirten Çandar, sürecin başladığı günden itibaren önemli gelişmeler yaşandığını, PKK'nin Öcalan'ın çağrısına karşı silahlı mücadelesini durdurduğunu fakat komisyonun hala hukuki düzenlemeler için hiçbir adım atmadığını vurguladı.

Çandar, “Silahların yakılmasından sonra, sözünü etmiş olduğum tarihi gelişmeleri kalıcı hale getirecek olan adımların başında gelen Eve Dönüş Yasası ve İnfaz Yasası’ndaki değişiklikler olmak üzere, hukuki düzenlemelerin bir an önce yapılması geliyor” ifadelerini kullandı.

‘MECLİS AÇILIŞI DEMOKRATİK GELECEK İÇİN UMUT AŞILADI’

Meclis açılış programlarının düzenlendiği 1 Ekim tarihinde yaşananların önemine işaret eden Çandar, “Bir yönüyle tıpkı 1 Ekim 2024 gibi tarihî bir dönem başlangıcı olabileceğine dair umutları arttırdı. Cumhurbaşkanı’nın Meclis açılış konuşmasındaki tonu, üslubu, altını çizdiği hususlar ama daha da önemlisi Meclis’in açılışı münasebetiyle katılım sağladığı resepsiyon, orada verilen görüntüler ve sohbetler ülkemizin barışçıl ve demokratik geleceği için umut aşıladı. 1 Ekim’de oluşmuş bu ortamı, hızla, vakit kaybetmeden; barış ve demokratik toplum yolunda bir fırsata çevirmeliyiz” diye konuştu.

HÜKÜMET ÇEVRELERİNİN KULLANDIKLARI DİLE DİKKAT ÇEKTİ

Eve dönüş yasalarına ve hükümet çevrelerinin kullandığı dile de değinen Çandar, kullanılan dilin süreci tehlikeye sokabileceğine dikkat çekti. Öte yandan silah bırakan PKK'lilerin ve cezaevlerinden umut hakkı yasası ile çıkacak olan siyasi tutukların kardeşlik hukukunu güçlendireceğini vurguladı.

‘SDG'YE İLİŞKİN DİL DEĞİŞMELİDİR’

Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) yönelik “terör örgütü” tanımının kullanılmaması gerektiğine işaret eden Çandar, “Bu hem yanlıştır ve hem de Türkiye’nin Kürt yurttaşlarını incitmekte ve sürece ilişkin güven duygularını dinamitlemektedir. Tam bu noktada size kritik önemde bir bilgi vereyim: Dün, 1 Ekim’de, önemli bir bilgi paylaşıldı. Irak Kürt bölgesi ile Suriye’nin Kürt bölgesini birbirine bağlayan Samalka (Fişhabur) Sınır Kapısı’na Suriye bayrağı çekildi. Kim çekti biliyor musunuz? SDG! Tekrar edeyim: SDG tarafından Irak ve Suriye arasındaki sınır geçiş noktasına Suriye bayrağı çekildi. Ve yapılan açıklamada şöyle dendi: ‘Bu, bizim Suriye halkı ve Suriye topraklarının birliğine dair inancımızı yansıtıyor. Suriye bayrağı bizim merkezlerimizde hep mevcuttu ve hep de öyle kalacak.’ Bu durumda, SDG’nin Suriye’nin toprak bütünlüğüne karşı olduğunu, bölücü olduğunu söyleyebilir misiniz?” ifadelerini kaydetti.

'SDG İÇİN KULLANILAN DİLE TEPKİ GÖSTERDİ

Çandar, 10 Mart’ta Suriye geçici hükümeti Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara ile SDG Komutanı Mazlum Abdi arasında imzalanan 8 maddelik mutabakat metnine de işaret ederek, diyaloğun devam ettiğini, Türkiye ile Nusaybin-Kamışlı sınır kapısının ortak işletilmesi konusunda ön anlaşmaya varıldığını belirtti. Gelişmeler çerçevesinde SDG için 'terör örgütü' ifadelerini kullananlara karşı ise sürecin raydan çıkarttırılmaya çalışıldığını ifade etti.

SDG VURGUSU VE SÜREÇ ÖNERİLERİ

Türkiye’de bulunan Kürtlerin SDG konusunda hassas olduklarına dikkat çeken Çandar şunları söyledi:

“Silah bırakmadan sonra, hiçbir yasal, hukuki düzenleme yapılmadan; Suriye’deki SDG’yi ‘terör örgütü’ olarak yaftalamak, onun silahlarını Şam’daki geçici yönetime teslim etmesine istemek, Türkiye’deki Kürtler tarafından; ‘Kürtlere teslimiyeti dayatmak’ ve ‘Türkiye’deki süreci sabote etmeye çalışmak’ olarak anlaşılıyor. Bu nedenle, şayet sürecin selametini istiyorsanız:

* Dili ve dilinizi değiştirin. Suriye’de diyaloga destek olun, Suriye Kürtlerine yönelik tehditkâr ve hakaretamiz bir dil kullanmaya son verin; tam tersine onlara kol kanat gerin. Bu noktada, Cumhurbaşkanı’nın dünkü Meclis açış konuşmasındaki şu sözlerini hatırlatayım, dedi ki “Türkiye, Türkiye içindeki Kürtlerin anavatanı olduğu kadar, sınırları dışındaki Kürtlerin de en büyük, en samimi, en güvenilir hamisidir, kardeşidir.” Bu sözlere uygun hareket edilmelidir. Buradan da Sayın Cumhurbaşkanı’na seslenmiş olayım: Bu sözlerinizin gereğini yapın, bazı bakanlarınızın, bu arada Millî Savunma Bakanlığı’nın dilini değiştirmesini sağlayın.

* Türkiye’deki sürece yönelik hareket edin, halka güven verin, Anayasa’nın 90’ıncı maddesine uyun bir biçimde Selahattin Demirtaş ve arkadaşlarını bir an önce serbest bırakın.

* Umut Hakkı’nın uygulamasına geçin. İktidar ortağı Sayın Bahçeli, bu kavramı siz gündeme getirdiniz ve üzerinden bir yıl geçti. Bir yıl önce yaptığınız çağrılar karşılığını buldu ama özellikle Sayın Abdullah Öcalan’ı kapsayacak olan Umut Hakkı’na dair bir gelişme henüz olmadı. Umarız, 1 Ekim 2025’te Meclis çatısı altında dün tanık olduğumuz ortam, kalıcı ve kapsayıcı olur; ‘Barış ve Demokratik Toplum’ yolunda ilerleriz.”(HABER MERKEZİ)

SDG dem parti meclis selahattin demirtaş