'AK Parti'nin pırıltısını alan anlayış'
Elif Çakır, Abdullah Gül'e yönelik eleştiriler üzerinden AKP tabanının rahatsızlığını yazdı.
HABER MERKEZİ- Abdullah Gül'ün 'sivillere ceza muafiyeti' getiren KHK'ye yönelik eleştirisinin ardından AKP içinde başlayan tartışma gazete sütunları üzerinden devam ediyor. Abdullah Gül'ü eleştiren AKP Grup Başkanıvekili Bülent Turan'ı dün eleştiren bir yazı kaleme alan Elif Çakır bugün de aynı konu üzerinden AKP'yi eleştirdi.
Karar yazarı Elif Çakır 'İşte AK Parti'nin pırıltısını kaybettiren anlayış' başlıklı yazısında Bülent Turan'ın kendisine bir düzeltme gönderdiğini belirtti. Turan'ın düzeltmesini de yayınlayan Çakır, şöyle dedi:
"Madem ki Abdullah Gül, partinizin kurucusu, Abdullah Gül bu harekette Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Başbakan Yardımcılığı, Dışişleri Bakanlığı yapmış değerli bir isimdir.
Sahi Sayın Bülent Turan, böylesi bir değerli isimle, bir büyüğünüzle ilgili size soru yöneltildiği zaman "kim olursa olsun, o onu dedi, bu bunu dedi" diye mi cevap verilir?
İşte AK Parti’nin pırıltısını alan, tabanın AK Parti’ye mesafe koymasına sebep olan, AK Parti’yi ruhundan kopartan anlayış tam olarak budur: AK Parti’nin bugün "kim ne derse desin, o onu demiş, bu bunu demiş, umurumuzda değil" anlayışına evrilmesidir.
AK Parti’yi AK Parti yapan ‘kimin’, ‘kimsenin’ ne dediğine, kimliğine, ismine, sıfatına bakmadan önemsemesi, ciddiye almasıydı. Erdoğan esnafa gider, çarşıya gider, vatandaşın ne dediğini, neyi nasıl algıladığına bakardı.
"Kim ne derse desin" hoyratlığı yoktu. Bugün bırakın vatandaşı, AK Parti’de emeği olan, bu partinin kurulmasına öncülük etmiş bir isim hakkında hoyratça kameralar karşısında "o onu demiş bu bunu demiş" sözleri sarf edilebiliyor.
Bülen Turan diyor ki: "Abdullah Gül açıklamalarıyla birilerinin ekmeğine yağ sürdü."
Peki, 48 saattir, bu partinin büyüğü hakkında ismini söylemeye dahi ihtiyaç hissetmeden başlattığınız polemiğin neredeyse bütün medyada "okkalı cevap", "tepki", "kim olursa olsun" başlıklarıyla çıkması kimin ekmeğine yağ sürdü? Bunlar için de bir düzeltme yapma gereği hissediyor musunuz?"