Akdeniz’deki gerilime Atina’nın bakışı: ABD ile Dedeağaç’taki anlaşmasından sonra geldi
Geçen Cumartesi, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ilk kez Türkiye'nin Akdeniz'deki münhasır ekonomik bölgesini tek taraflı olarak ilan etme olasılığına atıfta bulundu.
ARTI GERÇEK - Erdoğan Rejimi bir yandan Suriye’de bir yandan da Akdeniz’de gerilimi tırmandırıyor. Saldırgan dış politika kimi uzmanlarca içeride sıkışan Erdoğan’ın gündem yaratma çabasına bağlanıyor ama iki bölgede de gerilimin kontrolden çıkma riski bulunuyor.
Atina Akdeniz’de son yaşanan gerilimi nasıl değerlendiriyor? Ekathimerini gazetesinden Manolis Kostidis, Yunanistan’ın başkentindeki havayı yazdı:
Türkiye Savunma Bakanlığı Salı günü yaptığı açıklamada, Doğu Akdeniz'in geniş kesimlerinde bir Türk nüfuz alanı öngören "Mavi Vatan" doktrinini Yunanistan dahil komşu ülkelerin zararına zorlayarak, bölgedeki faaliyetlerine "kararlılıkla" devam edeceğini açıkladı.
Bakanlık, Bir "Türk kıta sahanlığı"nı ve yasadışı Türk-Libya deniz sınırları muhtırası kapsamında kapsanan alanı gösteren haritaları da yayınladı..
Açıklamada, "Mavi Vatanımızdaki haklarımızın, çıkarlarımızın korunması ve savunulması bugüne kadar olduğu gibi kararlılıkla devam edecektir" denildi.
Analistler, Ankara'nın duyurusunun, kuzey liman kenti Dedeağaç'ta Amerikan varlığının artırılmasını sağlayan Yunanistan-ABD askeri işbirliği anlaşmasının imzalanmasından sadece birkaç saat önce geldiğini belirtiyor. Aynı zamanda, özellikle Türk başkentini rahatsız ettiği bildirilen karşılıklı savunma yardımına ilişkin Yunanistan-Fransa anlaşmasını da takip ediyor.
Türkiye Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Türk muhalefetinin bir kısmı ve bazı emekli subayların Mavi Vatan teorisinden çekildiği yönündeki suçlamalarına yanıt verildi.
Ankara, Oruç Reis'in Akdeniz'de olduğunu ve Barbaros ile Türkiye'nin üç yüzer sondaj kulesinin Karadeniz'de çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi:
"Mevcut arama ve sondaj faaliyetlerinde tanımlanan alanlar ve alanlar, KKTC [Türk işgali altındaki kuzey Kıbrıs] ile imzaladığımız anlaşma ile belirlenen kıta sahanlığımıza göre bilimsel, teknik ihtiyaç ve ihtiyaçlara göre belirlenmektedir. 2011 yılında sınırları belirlenmiş ve 18 Mart 2020 tarihinde BM'ye sınırları bildirilmiş."
Bakanlık, bu kapsamda Mersin Körfezi'nin güneybatısındaki Oruç Reis için gerekli alanın Navtex'te yayınlandığını kaydetti.
Duyuru, Türkiye'nin kıta sahanlığının genişlediğini iddia ettiği ve Oruç Reis ve diğer gemiler için gelecekteki Navtex'lerin olasılığını açık bıraktığı tüm alanlarda incelemelere devam etme kararlılığını vurgulayarak sona eriyor.
Geçen Cumartesi, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ilk kez Türkiye'nin Akdeniz'deki münhasır ekonomik bölgesini tek taraflı olarak ilan etme olasılığına atıfta bulundu.
Bu arada Yunanistan ve ABD, Karşılıklı Savunma İşbirliği Anlaşması'nı (MDCA) beş yıllık uzatmayı imzalamaya hazırlanırken, Atina, yeni anlaşmanın imzalanmasını takip eden veya eşlik edecek metinde Yunan egemenlik haklarına atıfta bulunulması için baskı yapıyor.
Kaynaklara göre, Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in mektubu olan metin, Yunanistan-ABD işbirliği için her düzeyde daha geniş bir siyasi çerçeve oluşturacak.
Yunanistan'ın egemenlik haklarına yapılan bir atıf, muhtemelen Uluslararası Deniz Hukuku'na ve bundan kaynaklanan yükümlülüklere saygı gösterilmesi çağrısını içerecek. Atina, anlaşmada daha geniş bölgeyi kapsayacak bir deyim görmeyi bekliyor.
Mike Pompeo'nun Ocak 2020'de ve Henry Kissinger'ın 1975'te yazdığı önceki iki mektup, Yunan dış politikasının ölçütleridir ve Atina, ABD'nin Yunan güvenliğine bağlılığını gösterecek bir metin istiyor.
İmza, Ankara'dan Ege ve Doğu Akdeniz'in durumuna ilişkin yeni bir kışkırtıcı açıklama dalgasının ortasında geldi.