AKP'li vekil: Savaş karşıtlığı ikiyüzlülük
AKP'li Yasin Aktay, savaş karşıtlığının 'ikiyüzlü, sahtekar, tutarsız' olduğunu savundu.
HABER MERKEZİ - Afrin'e yönelik askeri harekata karşı çıkanları hedef alan AKP Siirt Milletvekili Yasin Aktay'ın "Savaş karşıtlarının ahlaki sefaleti" başlığıyla Yeni Şafak'ta yayımlanan yazısının bir kısmı şöyle:
Savaş karşıtlığı kadar ikiyüzlü, sahtekar ve tutarsız bir hareket, bir söylem veya ideoloji daha yoktur herhalde. Tabi bireysel olarak hatta bir grup olarak dünyada hiç kimseyle hiçbir alıp veremeyeceği olmadığını söyleyerek dünya batsa umurunda olmadığı için, geleni gidenden, gideni gelenden ayırt etmediği için, hiçbir kavganın taraftarı olmadığı için, savaşa karşı felsefi bir kynik tutum takınanlardan bahsetmiyoruz. Gerçi bu tutumu takınmanın bedeli de haklı ile haksız arasında tarafsız ve kayıtsız kalmak dolayısıyla aslında hakim olan haksızın yanında fiilen durmaktan başkası değildir.
'SAVAŞA DEĞİL ZULME KARŞI OLUNUR'
Biraz fikri, duruşu, tutarlığı olan kategorik olarak savaşa değil, kendi tanımı ve bakışıyla da olsa haksızlığa, adaletsizliğe, saldırganlığa, tecavüze, zulme karşı olur. Haksızlık, zulüm, adaletsizlik, saldırganlık, tecavüz ve işgal dünyadan hiç eksik olmadığına göre savaşa karşı olmak fiilen bütün bu olup bitenlere razı olmak, veya onların yanında yer almaktan başka bir sonuç vermez. Savaş karşıtlığını kategorik ve felsefi olarak savunanların sonu da kaçınılmaz olarak budur ki, bunu bir hareket olarak ortaya koyanların hemen hepsinin arka planında mutlaka başka savaşan gruplara verilen dolaylı bir destek vardır.
'SAVAŞ KARŞITLIĞININ HİÇBİR ERDEMLİ TARAFI YOKTUR'
Kendi tuttukları tarafın kaybetme ihtimali ortaya belirdiğinde ortaya çıkarlar ve savaş karşıtlığı gibi görünürde kendinden menkul bir erdemi olan söyleme sarılırlar. Oysa tam da bundan dolayı savaş karşıtlığının hiçbir erdemli tarafı yoktur.
Dünyada haksızlığa, zulme, adaletsizliğe, tecavüze, işgale karşı çıkmak, onlara karşı mücadele vermek, onların zulmünü engelleyebilme yolunda elinden geleni ardına koymamak insanı insan yapan bir erdemdir. Bu erdem ise kaçınılmaz olarak zalimlerle, işgalcilerle savaşı göze almayı, savaşa hazır olmayı da gerektirir. Savaşa her türlü karşı olmak bu mücadelenin ahlaki gerekliliğini hatta zorunluluğunu inkar etmek anlamına geliyor.