‘Amed'de Marksizm Günleri’ etkinlikleri başlıyor

AMEP tarafından düzenlenecek olan “Amed’te Marksizm Günleri” etkinlik programı netleşti. 13-14-15 Ekim’de gerçekleşecek olan etkinliklerde “Kürdistan’da Tarih Sosyoloji Siyaset!” tartışılacak. Alanında uzman kişiler konuşmalar yapacak.

‘Amed'de Marksizm Günleri’ etkinlikleri başlıyor

DİYARBAKIR - Amed’te Marksist Okul (AMEP), “Amed’te Marksizm Günleri” ana başlığı altında her yıl Ekim ayı ikinci haftasının düzenlediği etkinlik bu yıl 13-14-15 Ekim’de gerçekleşecek. 13 Ekim’de başlayacak, 15 Ekim’e kadar devam edecek olan etkinliğin konusu “Kürdistan’da Tarih Sosyolojisi Siyaset” olacak.

Diyarbakır’da üç gün sürecek etkinliklerde Siyasetçi-Yazar Şerefxan Cizîrî, Tarihçi-Yazar Ayşe Hür, Yazar-Akademisyen Dilawer Zeraq, Dilbilimci-Yazar Samî Hêzil, Tarihçi-Yazar İhsan Colemêrgi, Araştırmacı Özcan Kırbıyık ve Tarihçi-Yazar Mehmet Baran Aydın, Dr. Arzu Yılmaz, Tarihçi-Yazar Erdoğan Aydın, KKP Sözcüsü Nusrettin Maçin, Siyasetçi-Yazar Sinan Çiftyürek, Kürdistan Komünist Partisi Merkez Komitesi Üyeleri’ninde aralarında bulunduğu çok sayıda akademisyen, siyasetçi ve yazar konuşmalar yapacak.

'KÜRDİSTAN’DA TARİH, SOSYOLOJİ SİYASET'

Etkinliğin programı oldukça geniş. Irak, İran, Türkiye ve Suriye’de Kürtlerin tarihten günümüze yaşadığı sorunlar, yönetme deneyimleri ve bu anlamda yaşanan sorunlar ele alınacak. Alanında uzman olan akademisyen, yazar ve siyasetçiler “Kürdistan’da Tarih, Sosyoloji Siyaset”, “Tarihte Kürdistan ve sosyolojisi”, “Tarihte Kürt Mirlikleri, Beylikleri, Devletleri, Kürt halkının yarattığı uygarlıklar”, “21. Yy. da Kürtler için Fırsatlar, Riskler ve ulusal birlik”, “Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile Özerk Rojava Kürdistan’ının durumları”, “Ulusal Birlik ve Ulusal Birliğin Dünü-Bugünü-Geleceği” konularının da aralarında bulunduğu birçok konuyu ile ilgili konuşmalar yapacak.

AMEP’TEN DÖRT DİLLİ ÇAĞRI

Diyarbakır’da 13-14-15 Ekim’de yapılacak etkinliklere ilişkin Amed’te Marksist Okul (AMEP) Türkçe, Kürtçe, Ermenice, Arapça ve İngilizce 10 maddelik çağrıda bulundu. Amed’te uzun bir süreden beri Marksist Okulunu (AMEP) oluşturma çalışmalarını sürdürdüklerinin belirtildiği çağrı metninde şu ifadeler kullanıldı:

“AMEP’in, ancak uzun soluklu ve kalıcı bir çalışmayla adım adım oluşturulabileceği bilinciyle hareket ettik. Bundan sonra da bu doğrultuda hareket edeceğiz. Her alanda üretim hedefiyle Amed’ten evrensele, evrenselden de Amed’e bakan; yerel ile evrenselin etkileşimini esas alarak yola çıkıyoruz. Zira değişim, düşünce sözle başlar giderek yaşama biçimine dönüşür. Bu bakışla dünyanın üretim havuzuna biz de Amed’ten katkıda bulunmak istiyoruz.”

'DÜNYA GİDEREK KÜÇÜK BİR KÖYE DÖNÜŞÜYOR'

AMEP’i oluşturma sürecinde öne çıkan başlıkların yer aldığı çağrı metninde bazı başlıklar şunlar:

- "Dünya giderek küçük bir köye dönüşüyor. Küremizde uzak, yakın, büyük, küçük, metropol-taşra ayrımı giderek önemini yitiriyor. Gelişen iletişim ve etkileşim ağı sayesinde artık yeryüzünün her noktası Dünyanın merkezi konumundadır. Dünyayı amaçları doğrultusunda değiştirmek isteyenler, nerede olurlarsa olsunlar orada yeni bir bütünlük kurabilme olanağına sahiptirler. Artık bulunduğumuz noktadan Dünyayı anlayabiliyor, tanımlayabiliyor ve yorumlayabiliyoruz.

'AMED BİR MERKEZDİR'

- Her yer gibi Amed de bir merkezdir. Dünyanın felsefi, bilimsel, sanatsal, ideolojik, politik yeniden üretim eksenlerinden biri de Amed olabilir. Olmalıdır. Bunu, Dünya uygarlığının beşiği, kültürün, bilimin ilk filizlendiği yerlerden biri olan Mezopotamya coğrafyasında bulunan Kürdistan’dan söylüyoruz.

- İki yüz yıllık çağdaş komünist hareketin pratiğinin ışığında diyoruz ki, Marks-Engels’in hazırladığı Komünist Manifesto, başta artı değer yasası olmak üzere temel tespit ve hedefleriyle geçerliliğini koruyor. Kapitalizme karşı sosyalizm mücadelesinde yol gösteriyor. Kapitalist sistem nihai olarak aşılmadığı sürece de Manifesto temel çizgileriyle geçerliliğini koruyacaktır. Bununla birlikte kapitalizm, 1850’lilerin kapitalizmi ve kapitalizmle birlikte doğan olgular da eski olgular değildir. Diyalektik yasa gereği değişime-dönüşüme uğradılar. Bu değişim süreci devam ediyor. Her alandaki değişim ve gelişmeleri kucaklayacak üretimin gerçekleştirilmesi de aynı diyalektik yasa gereğidir.

'YENİ DÜNYANIN YAPICILARI ARASINDA YER ALMAK İSTİYORUZ'

- 20. yüzyılın devrimci-sosyalist dinamikleri; 19. yüzyılı tekrarlamadıkları için taş üstüne taş koyabildiler. 21. yüzyılın felsefi, teorik, ideolojik, politik, sanatsal dinamikleri de 20. yüzyılı tekrarlamadan kendisi olmak ve tarihe not düşmek sorumluluğuyla yüz yüzedir. Bu yaklaşımla komünist kökümüzle çatışma içinde olmadan, üretimde sürekliliği hedefliyoruz. İnsanlığın, ücretli emeğin uygarlık yürüyüşü; Amed’ten Cape Town’e, Kahire’den Moskova’ya, Paris’ten Washington’a yeniden yapılanmanın doğum sancısını çekiyor. Bizler de bu doğum sancısı sürecine Amed merkezli olarak katılmak istiyoruz. Kürdistan’dan kalkışla, Yeni Dünyanın yapıcıları arasında yer almak istiyoruz.

- Kapitalizmin derin bunalımının temelinde, birbiriyle etkileşimli üç katmanlı kriz bulunmaktadır: Derinleşen varoluşsal kriz, Zenginlik içerisinde yoksulluğun derinleşmesi olarak uygarlığın krizi ve Ekolojik kriz. Kapitalizm 21. yüzyılda, varoluşsal olgularıyla iki arada bir derede sıkışmanın krizini yaşıyor. Öyle ki kapitalizm; devlet, millet, temsili demokrasi, çekirdek aile, işçi sınıfı vb. ile birlikte ne ilerleyebiliyor ne de yollarını ayırabiliyor. Kapitalizmin varoluşsal bunalımı buralardan beslenerek derinleşiyor. Ayrıca bugüne kadar kapitalizm, krizlerin altında yıkılmak yerine genellikle değişen koşullara uyum sağlıyordu ve mutasyon geçiriyordu ama artık krize uyum sağlamada da giderek sınırlarına dayanıyor.

EKOLOJİK KRİZ

- Ekolojik kriz; kapitalistlerin aşırı kâr amacıyla doğal kaynakları sınırsızca tüketmesinin sonucudur. Her ekosistemin bir taşıma kapasitesi vardır. Madenler, toprak, su, hava ve biyoçeşitlilik sınırlı kaynaklardır. Aşırı avlanma, ormanların tahrip edilmesi ve atıklar, kapitalist üretimin sınır tanımaz boyutlara ulaşmasının ürünüdür. Bu kaynaklar üzerinde, kapitalistlerin “kullan at” hedefiyle doğanın kapasitesini aşan üretim-tüketimi gerçekleştirmesi, küresel düzeyde ekolojik sorunları ortaya çıkardı. Suyun, toprağın, havanın ve biyolojik varlıkların yaşam alanlarının kirlenmesi; uluslararası sözleşmeleri ve örgütleri ortaya çıkarmıştır. Çünkü kapitalistler de artık, doğanın tükenmekte olduğunu kabul etmek zorunda kalmışlardır.

Günümüzde “doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı” kavramı, doğanın hızla tükenmekte olduğunu ortaya koymaktadır. Kapitalist üretim-tüketim böyle devam ederse gelecek nesillere yaşanılacak bir Dünya kalmayacak. Kapitalistlerin “sürdürülebilirlik” kavramına bakışı “kullan at” aşırı üretim ve tüketim çerçevesiyle sınırlıdır. Ekolojik meselelerde yeni yaklaşımlar üreterek öncülük etmek Marksistlerin görevidir. Doğanın korunması ve yaşanılabilir bir dünya isteği, Kürdistan için de hayati bir önem taşımaktadır.

KATKI SUNMAYA ÇAĞRI

-AMEP; tüm olgu ve süreçlere ayna tutarak eleştirel irdeleme yapmayı hedeflemektedir. Buna göre; bilim, felsefe, sanat, iktidar, ideoloji, politika, kadın meselesi, devlet, millet, demokrasi, birey, özgürlükler; emperyalizm, savaş, sömürgecilik, yeni sömürgecilik, ulus devlet, ekoloji, tarım, kapitalizm, sosyalizm, küreselleşme, enternasyonalizm, parti, örgüt, disiplin, merkeziyetçilik; Semavi dinlerle birlikte animizm, deizm, ateizm… Evet, her şey eleştirel irdeleme-tartışma ve yeniden üretimin konusudur. Amed’ten başlayarak ülkeyi, bölgeyi, Dünyayı algılamak, yorumlamak, değiştirmek isteyen herkesi, AMEP ile doğrudan ya da dolaylı olarak iletişime geçmeye ve katkı sunmaya çağırıyoruz. AMEP, bu bağlayıcı belgesi çerçevesinde her kesime açık bir düşünce üretme zeminidir. "