Trabzon'da 1 Eylül açıklaması: 'Kürt meselesinde barış artık zorunludur'
Emek ve Demokrasi Platformu Trabzon Şubesi, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla açıklama yaptı. Açıklamada Kürt sorunun çözümü kapsamında başlatılan sürece dikkat çekildi ve 'Barış artık zorunludur. Barış için adalet ve demokrasi ön koşuldur' denildi.

Artı Gerçek - Emek ve Demokrasi Platformu Trabzon Şubesi üyeleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla Trabzon'da Atatürk Alanı’nda basın açıklaması yaptı.
Açıklamaya CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez ve CHP Ortahisar İlçe Başkanı Haluk Batmaz da katıldı.
Platform adına hazırlanan açıklamayı Sinan Kutay okudu.
Açıklamada, dünyanın birçok coğrafyasında süren çatışmaların her yıl on binlerce insanın yaşamını yitirmesine, milyonlarcasının yerinden edilmesine ve temel haklardan mahrum kalınmasına yol açtığı belirtildi.
Açıklamanın devamında Gazze, Ukrayna ve Asya'da yaşanan savaşlara ve İsrail'in Filistinlilere uyguladığı soykırıma dikkat çekildi ve "Buna karşı 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde insanlığın ortak geleceğini tehdit eden savaşlara, işgallere ve şiddet politikalarına karşı sesimizi yükseltiyoruz" denildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Diğer yandan komşu coğrafyamız Suriye'de HTŞ rejiminin gerici cihatçı çizgide farklı kimlik ve inanç topluluklarına dönük sivil katliamları Ortadoğu'da laiklik, eşit yurttaşlık, temel insan halkları ve demokrasi mücadelesi veren tüm kesimler için büyük bir tehdit haline gelmiştir. Bu rejime iktidarın ve dünyanın egemen güçlerinin verdiği dolaylı ve dolaysız destekler derhal sona ermeli, cihatçı çetelerin yönetime getirdiği ülkelerin geleceği, halkların özgür iradesinin kendisini bulacağı bir demokratik çerçeve gerçekleşmelidir.
'KÜRT MESELESİNDE BARIŞIN İNŞASI ARTIK ZORUNLUDUR'
Bu şiddet atmosferinde ülkemizde uzun yıllardır çözümsüz bırakılan Kürt meselesinin şiddetin devreden çıktığı bir denklemde tartışılır hale gelmesi çok değerlidir. Gelinen aşamada çatışmaların, ölümlerin ve hak ihlallerinin son bulması, sorunun kapsamlı ve demokratikleşme çerçevesinde çözülmesi, demokratik, adil ve kalıcı bir çözümün, barışın inşa edilmesi artık ertelenemez bir zorunluluktur. Barışa olan özlem ve ihtiyaç, siyasi iktidarın kendi ömrünü uzatmaya yönelik bir fırsatçılığa dönüştürülmemeli, anayasaya, hukuka ve halk iradesine saygı duyulmalı, siyasallaşmış yargı eliyle muhalif belediye başkanlarını ve muhalif siyasetçileri etkisizleştirme anlayışı terk edilmelidir. Siyasi gerekçelerle hukuksuz biçimde cezaevlerinde tutulan tüm tutuklu ve hükümlüler derhal serbest bırakılmalı ve görevlerine iade edilmelidirler.
'BARIŞ İÇİN ADALET VE DEMOKRASİ ÖN KOŞULDUR'
Halkların eşit, özgür ve bir arada yaşadığı bir gelecek ancak karşılıklı güvenin temin edilmesiyle, hak ve özgürlüklerin evrensel normlar çerçevesinde güvence altına alınmasıyla olanaklıdır. Barış için adalet ve demokrasi ön koşuldur. Barışın yeşermesi ve kalıcılaşması için gelirde adalet, vergide adalet, ülkede adalet şarttır. İş güvencesi, sendikal haklar, toplu pazarlık süreçleri ve örgütlenme özgürlüğü gibi temel hakların güvence altına alındığı demokratik bir ortam barış için temel bir zemin oluşturacaktır. Savaşların ve çatışmaların değil, barışın ve kardeşliğin tarafındayız. Savaşların, halkların iradesini yok sayan, doğayı ve yaşam alanlarını tahrip eden yıkıcı etkilerine karşı eşitlik, özgürlük, adalet ve demokrasi temelinde bir yaşamı savunuyoruz." (HABER MERKEZİ)