Anayasa Mahkemesi’nde kritik gün
AYM Perşembe günü bir tutuklu HDP’li vekilin dosyasını inceliyor. Avukat Reyhan Yalçındağ, mahkemenin vereceği olumlu bir kararın tüm tutuklu vekiller için geçerli olacağını belirtiyor.
HABER MERKEZİ – Anayasa Mahkemesi Perşembe günü ilk kez tutuklu bir milletvekilinin başvurusunu gündemine alıyor. Kararı gecikmiş olarak değerlendiren HDP’li vekillerin avukatlarından Reyhan Yalçındağ, "Gülser Yıldırım ile birlikte verilecek karar tüm vekillere sirayet etmek durumundadır" dedi.
HDP'li milletvekillerinin 4 Kasım 2016'da tutuklanmasının hemen ardından "milletvekilleri tutuklu yargılanmaz" yönündeki emsal AYM kararı gerekçe gösterilerek bireysel başvuru yapıldı. Aradan geçen bir yıla rağmen Anayasa Mahkemesi (AYM) başvurulardan birini geçtiğimiz hafta gündemine aldı. HDP Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım'ın başvurusunu gündemine alan AYM'nin 16 Kasım Perşembe günü vereceği karar merakla bekleniyor.
Tutuklu HDP milletvekilleri avukatlarından Reyhan Yalçındağ, konuya ilişkin Mezopotamya Ajansı'na (MA) yaptığı değerlendirmede AYM'nin tutuklu milletvekillerinin başvurusunu gündemine yeni almış olmasının gecikmiş bir karar olduğunu söyledi. Yalçındağ, AYM kararının eş zamanlı olarak tüm tutuklu milletvekilleri için de geçerli olması gerektiğini ifade etti.
AYM'den milletvekillerinin tutuklu yargılanmayacağına ilişkin 2013 yılında verilen CHP'li Mustafa Balbay kararı doğrultusunda bir karar çıkması gerektiğinin altını çizen Yalçındağ, 4 Kasım 2016'daki tutuklamaların hemen ardından ilk itirazların yerel mahkemelerce reddedilmesinden sonra tüm tutuklu milletvekilleri ve eş genel başkanlar için AYM'ye başvuru yaptıklarını hatırlattı.
Başvurusu görüşülecek olan HDP'li Gülser Yıldırım için de AYM başvurusunun 6 Aralık'ta yapıldığı bilgisini veren Yalçındağ, şöyle konuştu: " AYM'den sonuç alamadığımız için AİHM'e başvuru yaptık. O başvurumuzda da; ortada zaten neredeyse bir yıldır AYM'nin kendini yok sayan bir durumu var. Çünkü bir Balbay kararı var ve bu karardan sonra tahliye olan BDP'li milletvekillerinden biri de Gülser Yıldırım'dır. Yani ne oldu da 3 Ocak 2014'te AYM kararı ile tahliye edilen Yıldırım ile ilgili bugün biz tutukluluk halini yaşıyoruz."
'AYM KENDİNİ İŞLEVSİZLEŞTİRMİŞTİR'
Yıldırım özelinde gelinen bu sürecin tamamıyla Türkiye'nin o günden bugüne geçirdiği süredeki siyasi gelişmeler ve siyasi gerekçelerle açıklanabilecek bir durum olduğunu kaydeden Yalçındağ, şöyle devam etti:
"Bu durum hukukla, yasa, Anayasa ya da uluslararası sözleşmelerle açıklanabilecek bir durum değildir. Öyle olmuş olsaydı tutuklu bulunan HDP Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken, 30 Ocak 2017'de Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tahliye edildiğinde tahliye gerekçesinde Balbay kararı gerekçe göstermiş ve milletvekillerinin bu içtihattan kaynaklı tutuklu yargılanmaları yerine yurt dışına çıkma ya da benzeri bir adli kontrol tedbiri uygulanarak yargılanabileceği ifade edilmişti. Ancak hepimizin hatırlayacağı üzere bu karardan sonra savcılığın itirazıyla müvekkilimiz hastanede ameliyattan sonra gözaltına alınıp tekrar tutuklandı ve halen de tutukludur. Dolayısıyla da zaten şu ana kadar AYM'nin karar vermiş olmaması bizzat kendi kendini inkar, kendi kendini yok sayan ve bu gerekçeyle de kendini işlevsizleştirerek aslında bir bütün olarak ortadan kaldırmadır. Anayasaya aykırı bir tutum olması bir yana kendi içtihatlarını yok sayması başka bir yana."
'GECİKMİŞ BİR KARAR İLE KARŞI KARŞIYAYIZ'
Başvurunun bir anda gündeme gelmesine de değinen Yalçındağ, AİHM’in Türkiye'ye tanıdığı 24 Kasım tarihinin yaklaşıyor olması ihtimaline dikkat çekerek, "Hükümet kendi cevaplarını sunacak bu tarihe kadar. Dolayısıyla böyle apar topar sadece bir başvurunun ele alınmasıyla ilgili aklımıza gelen gerekçelerden biri şu; AİHM'e ‘bakın hukuk yoluna başvuru yapıldı, bir yıl geçti ama biz de ele aldık.’ Zaten şu ana kadar ele almadıkları ortada. Nitekim bugüne kadar her müvekkilimizin tutuklanmaya devam kararı her ay yapılan değerlendirmelerde, duruşmalarında da tahliye edilmemelerine dair bütün aşamaları biz kendimiz AYM'ye ek beyanlarla bildirmişiz. O nedenle de çok çok gecikmiş bir ele alma durumu ile karşı karşıyız" dedi.
'VEKİLLERİN DOSYALARI EŞ ZAMANLI ELE ALINMALI'
Reyhan Yalçındağ, değerlendirmelerine şöyle devam etti: "İvedilikle derhal bütün milletvekillerinin dosyalarının eş zamanlı olarak ele alınması gerekiyor. Gülser Yıldırım'ın diğerlerinden, diğerlerinin Gülser Yıldırım'dan ya da hiç birinin bir diğerinden farklı bir durumu yok, içerikleri gayet birbirine benzer dosyalar. Hatta ve hatta bunlar birçok fezlekede yan yanalar, bir aradalar ve fezlekeler ortak hazırlanmıştır. Ama sırf hızlansın ve total bir görüntü vermemek adına bütün siyasetçiler, belediye başkanları tekil şekilde yargılanıyorlar. Dosyaları ortak olmasına rağmen ayrıldı. Bu bile aslında alelacele hemen onların siyasi yaşamlarının dışına itilmeleri, milletvekilliklerinin bir an önce düşürülmesi, siyaset yapma yasaklarının bir an önce gelmesi için bir acelecilik içerisinde olunduğunu gösteriyor. O nedenle de siyasi olan bu yargılama sürecinin ne kadar hukuki olma sürecine evirileceğini aslında ilk etap olarak Perşembe günkü Genel Kurul kararının deklare edildiğinde göreceğiniz, öğreneceğiz."
'OLUMLU KARAR TÜM VEKİLLER İÇİN GEÇERLİ OLACAK’
Olumlu bir kararın çıkması durumunda bunun bütün tutuklu milletvekilleri için de geçerli olacağını kaydeden Yalçındağ, AYM'nin önceki dönem BDP'liler hakkında verdiği kararı da hatırlatarak, şöyle dedi: "BDP'li 5 milletvekili o dönem de benim müvekkillerimdi ve bunlar Balbay kararının hemen akabinde hafta sonuna denk geldiği halde AYM üyeleri evlerinden çağrılmak suretiyle imzaları toplandı ve diğer 5 BDP milletvekili ve Engin Alan tahliye oldu. Balbay kararından sonra Türkiye parlamentosundaki 7 vekil tahliye edildi. Dolayısıyla Perşembe günü Genel Kurul yeniden benzeri bir karar verirse bu tutuklu bütün milletvekilleri için geçerli olmak durumunda. Hem HDP'li milletvekilleri hem de CHP'li Enis Berberoğlu için de geçerli olacak bir karar olacak. Önümüzde içtihatlar var, kararlar var. Mevzuat son derece açık. Zaten bir yılı aşkın süredir tutuklu olmaları korkunç bir vahamet. AYM artık lütfedip 12 ay sonra geri döndü. Yeni bir sürpriz ile karşılaşmazsak tabi. Çünkü biliyorsunuz iki yıldır yaşadığımız süreçte çıkan kararlara baktığımızda hep ilkler, hak gaspları olarak karşımıza çıktı" şeklinde konuştu. (MA)