Ankara'da, 'Almanya'yı kaybediyoruz' paniği
Hürriyet gazetesi yazarı Murat Yetkin, Türkiye ile Almanya arasında yaşanan kriz nedeniyle Ankara'nın Batı'daki en önemli müttefikini kaybetme paniği yaşadığını...
Hürriyet gazetesi yazarı Murat Yetkin, Türkiye ile Almanya arasında yaşanan kriz nedeniyle Ankara'nın Batı'daki en önemli müttefikini kaybetme paniği yaşadığını yazdı.
GÜNCEL- Almanya istihbarat örgütü BND'nin, 15 Temmuz darbesinin ardında Gülen cemaatinin olduğuna dair kanıt bulunmadığı yönündeki açıklamasının yankıları sürüyor. AKP'nin 16 Nisan referandumu mitinglerinin Almanya'da yasaklanması ile başlayan kriz, söz konusu açıklama ile derinleşirken, Hürriyet gazetesi yazarı Murat Yetkin, Ankara'nın iki ülke arasındaki krizin derinleşeceği kaygısı taşıdığını yazdı.
Yetkin yazısında, Türkiye'nin Batı'daki tek müttefiki sayılabilecek Almanya'yı kaybetme endişesi içinde olduğunu, öte yandan Berlin'in, Gülencilerle işbirliği yaparak Türkiye'nin çıkarlarına zarar verebileceği konusunda da benzer bir kaygı taşıdığına değindi.
Ankara'da yaptığı kulis görüşmelerine dayanarak kriz üzerinden çıkarımlarda bulunan Yetkin'in yazısının ilgili bölümü şöyle:
Alman dış istihbarat örgütü başkanı Bruno Kahl 18 Mart’ta der Spiegel dergisine bir mülakat verdi ve ortalık karıştı. Kahl, Türk hükümetinin 15 Temmuz darbe girişimi ardında Fethullah Gülen "hareketi" olduğu konusunda kendilerini "inandıramadığını" söylüyordu. Gerçi Kahl, darbenin AK Parti hükümetinin bir tezgâhı olduğu yolundaki iddialara da inanmadığını söylüyordu.
Alman istihbarat şefi 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin ardında kimlerin olabileceği hakkında bir şey söylemiyordu ama Ankara’nın nasırına basan bir başka şey söylüyordu. Kahl’a göre ortada Türkiye’nin iddia ettiği gibi Fethullahçı Terör Örgütü-FETÖ değildi, ama "dini ve laik eğitim sağlayan sivil bir dernekleşme" idi.
Ancak dün itibarıyla örneğin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ya da Başbakan Binali Yıldırım’dan bu konuda sert çıkışlar gelmedi; belki doğrusu da buydu. Çünkü bu durum Ankara’da alarm zillerinin çalmasına neden olmuş durumda.
Ankara Alman istihbaratının Fethullah Gülen’in dünya çapında kurduğu ağı resmen kullanmaya başladığından, o ağla "organik ilişki" içinde "korumaya aldığından" hatta "vesayetine aldığından" kuşkulanıyor.
İsmini açıklamak istemeyen güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, darbe girişimiyle ilgileri nedeniyle sorgulanmak üzere Türkiye’ye dönüş emrini reddedip Almanya’dan sığınma isteyen 40 eski Türk Silahlı Kuvvetleri mensubunun yanı sıra, Fethullahçı olduğu kuşkusuyla haklarında mahkeme kararı bulunan bazı polis şefleri ve istihbaratçılar da halen Almanya’da bulunuyor. Ayrıca Ergenekon, Balyoz davaları ve 2012’de MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın sorgulanması girişiminde yer alan kilit roldeki bazı –eski- yargıç ve savcıların da Almanya’da bulunduğu bilgisi veriliyor.
Bu kişilerin ve yüz kadar ülkeye yayılmış okullar zincirinde yer alan örgüt üyelerinin sağlayacağı istihbarat ağının Almanya’ya önemli bir istihbarat ve operasyon imkânı sağlayabileceği değerlendirmesi yapılıyor.
Bir yetkili bu çerçevede önümüzdeki süreçte Türkiye’nin Fethullahçıların "devlet kademelerine de girmiş olabileceği Balkanlar, Orta Asya ve Afrika ülkelerindeki çıkarlarına yönelik hamleler" olabileceğini söyledi dünkü konuşmamızda.
Dikkatler hükümetin Gülen’in iadesi konusunda ABD’ye çevrilmişken Almanya’da ortaya çıkan bu durum Ankara’daki kuşkuları artırıyor. İltica talep eden askeri ataşeler ve NATO’da görevli Türk subayların durumunu zaten saydık; yakın ilişki içindeki iki müttefikten söz ediyoruz.
Buna karşın Almanya da Türkiye’de darbe girişiminden sonra ilan edilen olağanüstü hal çerçevesinde toplu tutuklama ve işten çıkarmaların orantısızlığının Avrupa Birliği’nin (AB) hukuk devleti anlayışına uymamasını ve tutuklu gazeteci ve yazarların durumunu gündeme getiriyor. Die Welt gazetesinin Türk kökenli muhabiri Deniz Yücel’in tutuklanması ve DİTİB’in Almanya’daki Türk toplumu içinde Fethullahçı fişlemesi yaptığına dair iddialar bizzat Merkel tarafından 2 Şubat’ta Erdoğan’la yaptığı ortak basın toplantısında buz gibi bir hava estirmişti.
Oysa Türkiye ve Almanya’nın tarih boyunca yakın siyasi, askeri ve ekonomik ilişkileri var. Türkiye’den göçüp Almanya’da yaşayanların sayısı 3 milyonu buluyor. Bu gelişmeler, Almanya’daki Türk vatandaşlarını dostluk köprüsü olarak görme söylemleriyle bağdaşmıyor.
"Yaşananlar akıl dışı" dedi bir hükümet yetkilisi dünkü konuşmamızda; "Oysa şimdi Almanya ilişkilerimizin en iyi olması gereken zaman. ABD’nin mali baskısı ve Brexit [İngiltere’nin AB’den çıkış kararı] baskısı altında NATO güç kaybediyor. Almanya ve Türkiye’nin birbirlerine güçlü askeri ortaklar olarak da ihtiyacı var."