Avukatlardan meslektaşlarının gözaltına alınmasına tepki
Ezilenlerin Hukuk Bürosu avukatlarından Sezin Uçar ve Özlem Gümüştaş dün gözaltına alınmıştı.
HABER MERKEZİ - Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) İstanbul Şubesi, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), İstanbul Şubesi, Demokrasi İçin Avukatlar, Kartal Hukukçular Derneği (KHD), Adalet İçin Hukukçular, Özgürlükçü Demokrat Avukatlar (ÖDAV) bir basın açıklaması yayınlayarak, dün sabaha karşı yapılan gözaltıları kınadı.
Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Hiçbir yasal usule uyulmaksızın Ezilenlerin Hukuk Bürosu avukatlarından, avukat Sezin Uçar ve avukat Özlem Gümüştaş’ın evleri kolluk kuvvetleri tarafından basılmış, her iki avukat da Anayasa, Ceza Muhakemesi Yasası ve Avukatlık Kanunu hükümleri ihlal edilmek suretiyle gözaltına alınmıştır. Meslektaşlarımızın tüm kişisel ve mesleki arşivlerine yine hiçbir yasal zemin işaret edilmeden, el konulmuştur."
"Bu baskın ve savunmanlara uygulanan bu şiddet, bu topraklarda yaşayan her bir bireyi yakından ilgilendirir" denilen açıklamada: "Soma katliamında, Diyarbakır, Ankara, Suruç, İstanbul bombalı saldırılarında yüzlerce insanın yaşamını elinden alan failleri ve bu faillerle kurulan ilişkileri sorgulayan gazeteciler, yazarlar ve araştırmacılar gibi meslektaşlarımız da "yaşam hakkı" savunuculuğu yaptıkları dosyalar da dahil olacak şekilde, avukatlık faaliyetini belirsiz uzunluktaki bir süre devam ettiremeyeceklerdir. Araştırılmayan her katliam beraberinde yenilerini getirmiştir ve getirmektedir; karşı çıkılmayan her hak ihlalinin yenilerini doğurması da kaçınılmazdır. İşte bu yüzden "savunmaya özgürlük" sloganı, salt bir meslek grubunun değil her bir bireyin cümlesidir." denilldi.
"Avukatları alıkoyarak avukatlık mesleğinin icrasını engellemek, hukuk bürolarını mühürlemek, sorumlu ve görevli oldukları savunmaları yapmalarından hemen önce onları hapsetmek, savunma makamının koltuklarını boş bırakacakken, tek bir yürekle meslektaşlarımızın dosyalarını devralarak, meslek ahlakımızdan ve kendimize verdiğimiz sözden dönmüyoruz.
Kamuoyunun oturduğu koltuklarla hak ihlallerinin arasına "Kanun Hükmünde Kararnameler" adıyla kalın perdeler çekilse de, bizler her bir ihlali raporlamaya, dosyalara, tarihe ve toplumsal belleğe kaydetmeye devam ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğunu söylerken her geçen gün sesimizin daha da kısıldığını hissetsek de, elimizde bulunan "avukatlık ruhsatı" kabiliyetiyle, bir hukuk devletinde mutlak koruma altında olması beklenen hakları, gittikçe ağırlaşan şartlar altında, sokaklarda olduğu gibi mahkeme salonlarında da kararlılıkla savunmaya devam ediyoruz. Yargı erkinin hukuki muhakemeden tamamen uzaklaştığı, yargıçların siyasi iktidarın korkusu, tehdidi ve nihayet emirleri altında görev yaptığı bir işleyişte, avukatlık mesleğinin etkisine olan inancımızı yitirmiyoruz.
Bu dayanışma ile, meşruiyetini hukuktan alan eylemleri hayata geçirdiği için hedef gösterilen, tehdit edilen, gözaltına alınan, yargılanmadan cezaevine gönderilen, tutukluluk gerekçesi bulunmadan aylarca tutuklu kalan, bütün bu süreçlerde insanlık dışı muameleye maruz kalan, öğretmen, hekim, gazeteci, akademisyen, milletvekili, öğrenci, işçi, sporcu, yazar, sanatçı, memur, avukat, aktivist demeden yaşamın aktığı her yerdeki muhalif seslere yok edici bir şiddet uygulanmasının hesabı, bizim terk etmediğimiz cübbelerimizi sadece bu yargılamalar için giyeceğimiz günlerde teker teker sorulacaktır.
Bugün gözaltında olan Avukat Sezin Uçar ve Avukat Özlem Gümüştaş için ve tüm diğer meslektaşlarımız için 40 bine yakın üyesi bulunan İstanbul Barosunu ve 100 binden fazla avukatın savunma görevini layıkıyla gerçekleştirebilmesi için tek kurumsal güvencesi olan Türkiye Barolar Birliğini artık masadan kalkmaya, mikrofonu ele almaya ve yazılı olan görevlerinin hakkını vermeye davet diyoruz.
Hiçbir hukuk fakültesi birinci sınıf öğrencisinin geçer not alamayacağı hukuki açıklamalarla dolu iddianamelere karşı, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve hukuk doktrininden önermelerle savunmalar yazacak, mantığı, hukuku, hak mücadelesini savunacak, mesleğimizin onuruna sahip çıkmaya devam edeceğiz. Emir kulu değil ezilenlerin avukatı olmaya devam edeceğiz. Terfi için egemene değil hukuk için ezilenlere destek vermeye devam edeceğiz."